Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
#Ateşyakmak Kışın okunmaması gereken bir kitapla merhabaa‍️ Soğuk havayı iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir kitap.Üç farkı öyküden oluşuyor ve bu öykülerin ikisinin adı aynı, konuları farklı.Yani iki ‘ateş yakmak’ bir de ‘Yaşama azmi’ öyküsü var. Konular temelinde aynı olsada her birinde çok farklı duygulara sürüklüyor.Doğada yaşam mücadelesi,insanın içinde hayatta kalma arzusu ve eksi elli civarında soğuk bir hava.. ️Adam tamamen tükenmişti ama içindeki hayat ölmeyi reddediyordu. Hayatta kalmak için ateş yakmak önemliydi ama ateş yakamayacak duruma gelmek bununla başa çıkmaya çalışmak o an bir insanın hissedebileceği duyguların aktarımı beni etkileyen tek şey olabilir.Kısa olmasına rağmen çok etkileyici bir kitaptı.Yazarla da tanışma kitabım oldu.Umarım sizlerde okursunuz️ ️Hayat böyle işte!Ne kadar boş,ne kadar kısaydı.Sadece hayattakilerin canı acırdı.Öldükten sonra acı duyulmazdı.Ölmek uyumak demektir.Durmak,istirahat etmektir.
Bunun sadece anlattığım bir öykü olduğuna inanmak isterdim. Buna inanmaya ihtiyacım var. İnanmalıyım. Bu tür öykülerin sadece öykü olduğuna inanabilenlerin şansları daha fazla. Bu anlattığım bir öyküyse, o zaman sonunu kontrol edebilirim. O zaman bir sonu olacak öykünün ve ardından gerçek yaşam gelecek. Bıraktığım yerden devam edebilirim.
Reklam
Bunun sadece anlattığım bir öykü olduğuna inanmak is­terdim. Buna inanmaya ihtiyacım var. İnanmalıyım. Bu tür öykülerin sadece öykü olduğuna inanabilenlerin şansları da­ha fazla. Bu anlattığım bir öyküyse, o zaman sonunu kontrol edebi­lirim. O zaman bir sonu olacak öykünün ve ardından gerçek yaşam gelecek. Bıraktığım yerden devam edebilirim. Bu,anlattığım bir öykü değil. Bu, aynı zamanda anlattığım bir öykü, kafamın içinde; ya­şamaya devam ettiğim sürece. Yazmaktansa anlatmak, çünkü yazmak için hiçbir şeyim yok ve yazmak kesinlikle yasak. Gene de bu bir öyküyse, kafamın içinde bile olsa, onu birine anlatıyor olmalıyım. Bir öyküyü sa­dece kendine anlatamazsın. Her zaman bir başkası vardır. Hiç kimse olmasa bile.
Asya'ya ait elimizde altı Tufan öyküsü bulunuyor. Bunların hepsi Tufan olayının Asya'dan kaynaklandığını gösteriyor. ... Bütün bu Tufan öykülerinin ortak noktası, tanrının veya Tanrıların şu veya bu nedenden insanlara kızıp büyük bir Tufan ile onları yok etmeye karar vermeleridir. Bütün öykülerde Tanrıların bu kararı bir kişiye bildiriliyor ve ona bir gemi yapması, içine de kendi yakınlarını ve hayvanlardan birer çift alması söyleniyor. ... Bütün bu öykülerin MÖ 1800'lü yıllarda ilk olarak Sümerce yazılmış olan öyküden kaynaklandığı kabul edilmektedir.
Bunun sadece anlattığım bir öykü olduğuna inanmak isterdim. Buna inanmayı gereksiniyorum. İnanmak zorundayım. Bu tür öykülerin sadece öykü olduğuna inanabilenlerin şansları daha fazla. Bu anlattığım bir öyküyse, o zaman sonunu kontrol edebilirim. O zaman öykünün bir sonu olacak ve ardından gerçek yaşam gelecek. Bıraktığım yerden devam edebilirim.
Liza haklı mı?
... "Bizi varoluşumuzun başından beri meşgul etmiş ve izlemiş iki öykü var," dedi Samuel. "Onları görünmez kuyruklar misali beraberimizde taşırız; biri ilk günahın öyküsü, öteki de Habil'le Kabil'in öyküsü. Ben bu öykülerin ikisini de anlamıyorum. Hiç anlamıyorum, ama hissediyorum onları. Liza bana kızıyor. O anlamaya çalışmamam gerektiğini söylüyor. Bir doğruyu açıklamaya niye çalışalım diyor. Haklı belki, haklı olabilir." ...
Reklam
Bunun sadece anlattığım bir öykü olduğuna inanmak isterdim. Buna inanmaya ihtiyacım var. İnanmalıyım. Bu tür öykülerin sadece öykü olduğuna inanabilenlerin şansları daha fazla. Bu anlattığım bir öyküyse, o zaman sonunu kontrol edebilirim. O zaman sonu olacak öykünün ve ardından gerçek yaşam gelecek. Bıraktığım yerden devam edebilirim. Bu, anlattığım bir öykü değil. Bu, aynı zamanda anlattığım bir öykü, kafamın içinde; yaşamaya devam ettiğim sürece.
"Bunun sadece anlattığım bir öykü olduğuna inanmak isterdim. Buna inanmaya ihtiyacım var. İnanmalıyım. Bu tür öykülerin sadece öykü olduğuna inanabilenlerin şansları daha fazla."
Bunun sadece anlattığım bir öykü olduğuna inanmak isterdim. Buna inanmayı gereksiniyorum. İnanmak zorundayım. Bu tür öykülerin sadece öykü olduğuna inanabilenlerin şansları daha fazla. Bu anlattığım bir öyküyse, o zaman sonunu kontrol edebilirim. O zaman öykünün bir sonu olacak ve ardından gerçek yaşam gelecek. Bıraktığım yerden devam edebilirim. Bu, anlattığım bir öykü değil. Bu, yaşamaya devam ettiğim sürece zihnimde anlattığım bir öykü. Yazmaktansa anlatmak, çünkü yazmak için hiçbir şeyim yok ve yazmak kesinlikle yasak. Ancak, bu bir öyküyse, kafamın içinde bile, onu birine anlatıyor olmalıyım. Bir öyküyü sadece kendine anlatamazsın. Her zaman bir başkası vardır. Hiç kimse olmasa bile. Öykü mektup gibidir. Sevgili Sen, diyeceğim. Sadece sen, bir ismin olmaksızın. Bir isim vermek seni gerçekler dünyasına bağlar, bu daha rizikolu, daha tehlikeli: orada dışarda, senin yaşama şansının ne olduğunu kim bilir? Sen, sen diyeceğim, eski bir aşk şarkısı gibi. Sen birden fazla demek olabilir. Sen, binlerce demek olabilir. Yakın bir tehlikede değilim, diyeceğim sana. Beni duyabileceğini ferz edeceğim. Ne var ki yararsız bu, duyamayacağını biliyorum.
Epub
Sevgi Soysal'ın Tutkulu Perçem kitabına aldığı öykülerin hepsi çok kısa öyküler. Hatta hiç birine, eğer öykü için belli bir hacim sözkonusuysa, öykü demek mümkün değildir. Aslında bu tür öykülere dünya edebiyatında, özellikle Kafka ve Brecht'in yetkin örnekleri başta olmak üzere, sık olmasa da rastlanır.
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.