Peki ama nûn efendim, söyler misiniz ben, ben diyorsam şu kırık çizgileriyle N olan ben, kalbimi çatlatan nefesimi nereye salıvereceğim? Çünkü ben, bir N’yim, kesişen doğruların geometrik nizamında zahirim. Bu kırık çizgilerin nizamını aşıp da sonsuza geçmeyi bir türlü bilemeyeceğim.
Sayfa 175
Yapılacak en makul ve mantıklı iş, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın buyurdukları gibi; "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir," Mevlana'nın ifade ettiği gibi; "Dün, dünde kaldı cancağızım; bugün yeni şeyler söylemek lazım," Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî'nin dediği gibi; "Bir olalım, iri olalım, diri olalım!" ve Yunus'un "Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz!" felsefesiyle hareket etmektir. Nefretin kazananı hiç bir zaman olmamıştır ama sevginin imar ettiği pek çok medeniyet vardır. Şu halde, sayısız sevgi medeniyetine beşiklik yapmış Anadolu'da, bunun yeniden yapılanmasına hiçbir engel bulunmamaktadır; kendi önyargı ve dar kalıplarımızdan başka!
Sayfa 199 - Şah-ı Merdan YayılarıKitabı okudu
Reklam
Sevgili kardelen; Dünya’nın neresindesin, hangi zaman diliminde yaşadın, rengin, dilin, dinin nedir bilmiyorum. Belki yüzyıllar önce yaşadın, kim bilir belki de yüzyıllar sonra yaşayacaksın. Şimdi beş yaşında hatta yüz yaşında olabilirsin. Beni tanıyacak mısın, tanıdın mı bilemiyorum! Gerçi önemli de değil! Bu yazıt sana olan duygularımın. Ete-kemiğe bürünmüş sancılı doğumudur. Özgürlük bakışlı mavi gözlerin belki de gökyüzünü gözlerinde izlediğim içindir, güneş saçların çöl kumunun yansıması, beyaz tenin karlı dağlarda yaşadığın içindir, hiç umurumda değil. Uzun saçların kayalara vuran şelale, ellerin kadim ağacın kökleridir. Ne zaman kök saldı ruhun toprağıma, ne zaman usulca parçaladı bedenimi bilmiyorum. Kılcal damarların çoktan bedenimi sardı, lavlar taşıyor ruhuma. Seni neden mi sevdim; bana beni anımsattığın için, seni neden mi sevdim; bana bıraktığın tohumu sancılı ama duygulu bir şekilde yaşama aktardığım için. Seni neden mi sevdim, kendime güvenmemi sağladığın için, yalnız ve karanlık gecelerimde kendimi doğurabilecek yürekliliği göstermeme; elindeki mum ışığı ile yardımcı olduğun için. Seni; kendimi sevme yürekliliği gösterdiğim için sevdim. Seni: elimde makas ve iğneyle gölge dikerken, aslında kendimi biçip-şekillendirdiğimi öğrendiğim için sevdim. Şu anda bu yazıyı okuyor olabilirsin, sana sonsuz teşekkürler. (Arka kapak)
İçimden, bir okurun kendisiyle ilişki kurmasına izin veren her kitabın ahlaki bir soru sorduğunu söylemek geçiyor.Ya da:Eğer bir okur belli bir metnin yüzeyinin altını deşmeyi başarırsa, böyle bir okur onun derinliklerinden ahlaki bir soru da getirebilir; bu soru yazar tarafından şu kadar kelimeye dökülmüş olmasa da, ama dolaylı olarak belirtilen mevcudiyeti gene de okurdan çıplak bir duygu, bir önsezi ya da sadece çok öncelerden bildiğimiz bir şeyin anısı elde etse de.Bu simya ile her edebi metin, bir anda metafora dönüşür. Alberto Manguel
Sayfa 134 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Trenle seyahat ederken manzaranın hızlı arkada kalmasını izlemeye bayılıyorum. Bir trenin ne olduğunu bile bilmeyen, hiçbir zaman böyle kolay ve rahatça yolculuk edemeyen büyük büyükdedelerimizin hayatını düşünüyorum da, hayal edebiliyor musunuz? Bu dönemde yaşamak ne büyük bir ayrıcalık. Tam şu anda yaşamak ve istediğin yere gidebilmek..."
Sayfa 136Kitabı okudu
İranlı Hafize Hanım'ı hatırladı: "Bak" demişti İsmail gittikten sonraki ilk Mesnevi dersinde; "Farz edelim ki şu anda sen cehennem gibi bir hayatın içindesin. Ama cennetteki yanın, bir perde üzerinde seyreder gibi şu an seni seyrediyordur. Bu da sen. O da sen. Sen ondan habersiz ama o senden haberdar. Bu kadar, hepsi budur."
Sayfa 497Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.