Seninle bir masaya oturduk. Sen, satranç oynamak istedin. Ben, şahımı çıkartıp sana verdim. Al, sen kazandın mat. Bunu kötüye kullanırsan, elinden şahı alır, masayı bozar, oyunu kapatır giderim.
Masaya otururken, beni yenmek için oturdun. Bilmediğin bir şey vardı, ben senin hamlelerini düşünüp, kendi hamlelerimin üç adım sonrasını biliyordum. Kazanamayacaktın. Ben, sana beni mağlup etme fırsatını kendi ellerimle verdim. Bunu senden, yine kendi ellerimle alırım.