İbn-i Arabî dördüncü bilgi alanını mükaşefe alanı olarak ifade eder. Kalbin keşif alanı... Müşahededen ve muhakemeden gelen bilgi, kalbin keşif alanına ulaşabilirse o zaman hakikatli bilgiye döner. Hikmetli, faydalı bilgiye döner. Bilginin her zaman yararlı sonuçlar üretmediği bir gerçektir. Büyük bir silah bilgisine ulaştınız mesela, o silahı patlattığınızda ortalık toz duman olacak, yeryüzü yerle yeksan olacak. Akıl, bunun bilgisine sahip olduğundan yapmayı öğütler. Kalp, dikkatli olmayı, bu bilgi kullanılırsa bütün insanlığın ve hayvanların zarar görebileceğini söyler. Atom bombası patlamadan önce muhakemenin bilgisi içindeydi, patladıktan sonra insanlığın kalbinin keşif alanına girdi. Yanan, eriyen insanların derilerini görenler üzülmeye başladılar. Burası mükaşefe alanıdır. Önemli olan, zararı ziyanı görmeden keşif alanındaki bilgiyi tespit edip buna engel olmaktır. Dördüncü alanın metafizik duyarlığı harekete geçirmesinin ve aklın kavrayamadıklarını sezgi ve hislerle bize ulaştırmasının anlamı insanı insan yapan en önemli hususiyettir.
Sayfa 122 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
"Burası sıradan bir çamaşırhane değil. Kalp çamaşırhanesi. Kalbindeki lekeleri temizletebileceğin ya da kırışıkları ütületebileceğin bir yer. Kırışığın veya çıkarmak istediğin bir leken varsa burada sana yardımcı olabilirim." "Kalp... çamaşırhanesi... mi? Öyle bir şey mi var?" "Var tabii. Şu anda içinde olduğun yer dünyadaki tek kalp çamaşırhanesi. Yolunun buraya düşmesinin önemli bir nedeni olmalı. Ben bu çamaşırhanede iyileşmeye ve teselliye ihtiyaç duyan insanların lekelerine şefkatle dokunan Jieun'ım."
Reklam
Onunla burada el sıkıştık - zihnin zorladığı akıl yürütme yordamından çok, merak ve şaşkınlığın daha önemli göründüğü sallantılı yargıların ahlakdışı dünyasında. Pencere camını buğulandırmamak için insanın soluğunu tutarak sessizce beklediği bir yerdir burası.
Sayfa 88
Ah gelecek neyse uzak da odur! Belirmekte olan bütünüyle önemli bir şey gözlerimizin önüne gelir, gözlerimiz gibi duygularımızda onun içine karışmak ister ve biz, ah, tüm varlığımızla kendimizi ona vermeyi, büyük ve muhteşem tek bir duygunun tüm hazzıyla dolmayı özleriz. - Ah, oraya vardığımızdaysa orası şimdi burası olmuşsa, her şey her zamanki haline bürünür, zavallılığımızın ve sınırlılığımızın içinde kalakalırız, ruhumuzda kaçırdığımız huzura özlem duyar.
Bakın burası çok önemli
Önemli vazifelerimizden bir başkası da, fakirleri, yoksulları, yetimleri, kimsesiz bîçareleri doyurmak ve onların geçimlerine yardımcı olmaktır. Vereceğimiz ziyafetler öncelikle böylelerinin karnını doyurmak ve onların içinde bulundukları sıkıntıları bir nebze olsun hafifletmek yönünde olmalıdır. İhtiyaç duyduğu her şeyi alma, istediğini yeme içme imkânına sahip olanlara verilen ziyafetler meşrû ise de faziletli değildir.
Ah gelecek neyse uzak da odur!Belirmekte olan bütünüyle önemli bir şey gözlerimizin önüne gelir,gözlerimiz gibi duygularımız da onun içine karışmak ister ve biz,ah,tüm varlığımızla kendimizi ona vermeyi,büyük ve muhteşem tek bir duygunun tüm hazzıyla dolmayı özleriz.-Ah,oraya vardığımızdaysa,orası şimdi burası olmuşsa,her şey her zamanki haline bürünür,zavallılığımızın ve sınırlılığımızın içinde kalakalırız,ruhumuzsa kaçırdığımız huzura özlem duyar.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.