Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fizyolog Burdach, pek cok kez alıntı yapılmış bir yazısında bu kanıyı anlatır: ≪Duşlerde, gunluk yaşam, zahmetleri ve hazları, sevincleri ve acıları ile asla yinelenmez. Tersine, düşlerin başlıca amacı bizi onlardan arındırmaktır. Hatta aklımız bir şeylerle dopdolu olduğunda, derin acılarla perişan olduğumuzda ya da tüm zeka gücümüz bir sorun tarafından emildiğinde bile bir duş, bizim duygusal durumumuza bürünüp gerçekliği simgelerle temsil etmekten başka hicbir şey yapmayacaktır.
Rüya olguları konusunda dikkatli ve ustaca bir açıklamayı borçlu olduğumuz yaşlı fizyolog Burdach (1838, 499), çok atıfta bulunulan bir pasajında bu inancı dile getirir: "Çabalarıyla, hazlarıyla, sevinç ve acılarıyla gündelik yaşam rü­yalarda asla tekrarlanmaz. Tersine rüyaların amacı bizi gündelik yaşamdan kurtarmaktır. Aklımız bir konuyla tamamen dolu ol­duğu, derin üzüntülere kapıldığımız, ya da zihinsel gücümüzün tamamı bir sorunla meşgul olduğu zaman bile rüya, ruhumuza girip gerçekliği sembollerle if a de etmekten başka bir şey yap­maz." l. H. Fichte (1864, 1, 541) aynı anlamda aslında "tamam­layıcı rüyalardan" söz eder ve bunları, ruhun kendi kendini iyileştirici doğasının gizli nimetlerinden birisi olarak tanımlar.
Reklam
Akıl yorulur, istem hiçbir zaman yorulmaz; akıl uyku ister, oysa istem, uykuda da çalışır. Acınınki gibi, yorgunluğun da merkezi beyindedir; asıl beyinle bağlantısı olmayan, yüreğinkine benzeyen kaslar, hiçbir zaman yorulmaz. Uykuda beyin beslenir; isteme besi gerekmez. Beyinle çalışanların büyük uyku ihtiyacı duyması bundandır. Uykuda insanın hayatı bitkisel düzeye iner. Bu durumda, “dıştan tedirgin edilmeyen, beyin faâliyeti ve uzvî görevlerin en ağırı olan bilmeye zorlanma yoluyla gücünü kaybetmeyen istem, asıl ve öz niteliğine uygun olarak iş görür. Bu yüzden uykuda, istemin bütün gücü, bedenin bakımına ve iyiye gitmesine yönelmiştir. Bu bakımdan, hastalığın iyileşmesi ve bütün yararlı buhranlar, uykuda yer alır.” Burdach, uykunun başlangıç durumu olduğunu söylediğinde haklıydı. Cenin, hemen hemen sürekli, bebekse çoğu zaman uykudadır. Hayat “uykuya karşı bir mücadeledir: İlkin ondan yer kazanırsa da, sonunda uyku kazandığımızı geri alır. Uyku, günün yormuş olduğu hayatı sürdürmek ve yenilemek için ödünç alınan kısa bir ölümdür.”
Burdach; çabaları ,keyifleri ,sevinçleri ve acılarıyla gündelik hayat rüyalarda asla tekrarlanmaz ; aksine rüyanın yaptığı ,bizi bunlardan kurtarmaktır .
“Fakat bütün bu kaynakların en önemlisi Hyginus'un fablları arasında yer alan 220 numaralı efsanedir. Hyginus, MÖ 25'te, insan hamurunun nasıl yoğrulduğunu fevkalade sembolik bir dille anlatmaktadır. Burdach'ın "Faust und Sorge" ("Faust ve Kaygı") başlıklı uzun makalesinden iktibas ettiği (Heidegger, bu alintry Sein und Zeit/Varlik ve Zaman başlıkh eserine aynen almıştır) bu efsane şöyle: Bir defasında Sorge (Kaygı), bir nehirden geçerken balçık yığımı görür: Düşünerek bundan bir parça balçık alır ve ona şekil vermeye başlar. Kendi kendine yaptığı işin üzerinde düşünürken, Jüpiter gelir. Bunun üzerine Kaygı, Jüpiter'den yaptığı yaratığa ruh vermesini rica eder. Jüpiter de memnuniyetle ona ruh verir. Ne var ki Kaygı ona isim vermeye kalktığında Jüpiter onu, isim vermekten meneder ve ismin kendisi tarafindan verilmesi gerektiğini söyler. Böylece Kaygı ve Jüpiter isim verme konusunda tartışırken, Toprak (Tellus) ayağa kalkar ve bu yaratığın maddesinin kendi bedeninden bir parça olduğunu, dolayısıyla da isim vermenin kendisine bırakılması gerektiğini ileri sürer. Böylece tartışmanın tarafları hep birlikte Satürn'ü yargıç tayin ederler. Ve Satürn onlara şu adil hükmü verdiğini bildirir: "Sen, Jüpiter, ona sen ruh verdiğin için, o öldüğünde de ruhunu sen alacaksın; sen, Dünya, ona vücut verdiğin için, vücut sana kalacak. Fakat sen, Kaygı, onu ilk önce sen şekillendirdiğin için, o yaşadığı müddetçe ona sen sahip olacaksın. Mademki isim konusunda bir anlaşmazlık var, o hâlde gelin ona homo diyelim; çünkü o humustan (balçıktan) yapıldı.” ↣ Mütercimin Epiloğu, Senail Özkan
Sayfa 286 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Burdach
Çabaları, keyifleri, sevinçleri ve acılarıyla gündelik hayat rüyalarda asla tekrarlanmaz; aksine rüyanın yaptığı, bizi bunlardan kurtarmaktır. Ruhumuz gündelik hayatla dolup taştığında, derin bir acı içimize işlediğinde ya da zihnimiz bütünüyle bir işe odaklandığında bile, rüyalar bize ya tamamen ilgisiz bir şey anlatır, ya gerçek hayattan kimi ögeleri alarak birleştirir ya da sadece bizim ruh halimize bürünür ve gerçekleri sembollerle temsil eder.
Sayfa 47 - Say YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Reklam
Ruyalarin unutulmasi hk/Freud gorusu
SIGMUND FREUD. psikolojik özelliğini ön plana çıkarmış ve açıklamaya çalıştıkları konunun çıkış noktası yapmışlardır. Rüya yaşamının en önemli özelliklerinden birinin uykuya dalma sırasında ortaya çıktığı ve uykuyu başlatan fenomen olduğunu söyleyenler haklıdır. Schleiermacher'e göre (s. 351) uyanıklığın en belirgin özelliği, düşünme
Sayfa 69 - OlimposKitabı okudu
Burdach
"Düşlerde, günlük yaşam, zahmetleri ve hazları, sevinçleri ve acıları ile asla yinelenmez. Tersine, düşlerin başlıca amacı bizi onlardan arındırmaktır. Hatta aklımız bir şeylerle dopdolu olduğunda, derin acılarla perişan olduğumuzda ya da tüm zeka gücümüz bir sorun tarafından emildiğinde bile bir düş, bizim duygusal durumumuza bürünüp gerçekliği simgelerle temsil etmekten başka hiçbir şey yapmayacaktır."
Sayfa 61
Rüyaların Psikolojik Özellikleri
Burdach; Uykuda, uyuyan insanın otoritesi ortadan kalkar. Bu nedenle uykuya dalmak bir nevi edilgenliktir... Uykuya dalarken imgelerin ortaya çıkması, ancak otoritenin zayıflaması ile mümkündür.
Sayfa 88 - SayKitabı okuyor
"... Ruhumuz gündelik hayatla dolup taştığında, derin bir acı içimize işlediğinde ya da zihnimiz bütünüyle bir işe odaklandığında bile, rüyalar bize ya tamamen ilgisiz bir şey anlatır, ya gerçek hayattan kimi ögeleri alarak birleştirir ya da sadece bizim ruh halimize bürünür ve gerçekleri sembollerle temsil eder. " Burdach
Reklam
“Çabaları, keyifleri, sevinçleri ve acılarıyla gündelik hayat rüyalarda asla tekrarlanmaz; aksine rüyanın yaptığı, bizi bunlardan kurtarmaktır. Ruhumuz gündelik hayatla dolup taştığında, derin bir acı içimize işlediğinde ya da zihnimiz bütünüyle bir işe odaklandığında bile, rüyalar bize ya tamamen ilgisiz bir şey anlatır, ya gerçek hayattan kimi öğeleri alarak birleştirir ya da sadece bizim ruh halimize bürünür ve gerçekleri sembollerle temsil eder.” -Burdach
Fizyolog Burdach, uyuyan kişinin alakasız bir ses uyarımından çok kendi adının telaffuz edilmesiyle uyanmaya daha yatkın olduğunu fark etmiştir, ki bütün bunlar da zihnin uyku sırasında baş gösteren duyumları birbirinden ayırt edebildiği anlamına gelir.
Sayfa 302 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Rüya olguları konusunda dikkatli ve ustaca bir açıklamayı borçlu olduğumuz yaşlı fizyolog Burdach, çok atıfta bulunulan bir pasajında bu inancı dile getirir: "Çabalarıyla, hazlarıyla, sevinç ve acılarıyla gündelik yaşam rüyalarda asla tekrarlanmaz. Tersine rüyaların amacı bizi gündelik yaşamdan kurtarmaktır. Aklımız bir konuyla tamamen dolu olduğu, derin üzüntülere kapıldığımız, ya da zihinsel gücümüzün tamamı bir sorunla meşgul olduğu zaman bile rüya, ruhumuza girip gerçekliği sembollerle ifade etmekten başka bir şey yapmaz."
Sayfa 61 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Rüya Sorunlarıyla İlgili Bilimsel Literatür
Rüya olguları konusunda dikkatli ve ustaca bir açıklamayı borçlu olduğumuz yaşlı fizyolog Burdach (1838, 499) çok atıfta bulunan bir pasajında bu inancı dile getirir: "Çabalarıyla, hazlarıyla, sevinç ve acılarıyla gündelik yaşam rüyalarda asla tekrarlanmaz. Tersine rüyaların amacı bizi gündelik yaşamdan kurtarmaktır. Aklımız bir konu ile tamamen dolu olduğu, derin üzüntülere kapıldığımız ya da zihinsel gücümüzün tamamı bir sorunla meşgul olduğu zaman bile rüya, ruhumuza girip gerçekliği sembollerle ifade etmekten başka bir şey yapmaz."
Rüyadaki olguların titiz ve ayrıntılı bir analizini borçlu olduğumuz yaşlı fizyolog Burdach, (s. 474), bu varsayımı çok sık alıntılanan şu sözleriyle açıklar: "Çabaları, keyifleri, sevinçleri ve acılarıyla gündelik hayat rüyalarda asla tekrarlanmaz; aksine rüyanın yaptığı, bizi bunlardan kurtarmaktır. Ruhumuz gündelik hayatla dolup taştığında, derin bir acı içimize işlediğinde ya da zihnimiz bütünüyle bir işe odaklandığında bile, rüyalar bize ya tamamen ilgisiz bir şey anlatır, ya gerçek hayattan kimi öğeleri alarak birleştirir ya da sadece bizim ruh halimize bürünür ve gerçekleri sembollerle temsil eder."
Sayfa 47 - Say
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.