Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yener AVCI

Yener AVCI
@YenerAvci
Sıkı Okur
Dünya;bir yamyam küresi.
Sabitlenmiş gönderi
Yok etme Arzusu Olarak Vazgecme
Her vazgeçiş, bir yok etme eylemidir.bir cinayete teşebbüs ,cezasını kendinizin kestiği bir kalem kırma arzusu. +++
Reklam
166 syf.
·
Puan vermedi
·
55 günde okudu
Engin Gençtan ile tanisma.
Ahh ne kadar ahmakmisim! 54 yasinda gec kalarak engin genctan okudum.genclik yıllarımda bulusabilseydim bu kitaplarla,suanda ki hayat paradigmami çok daha degistirmis olabilirdim. MUTLAKA OKUYUN....
Hayat
HayatEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20234,043 okunma
166 syf.
·
Puan vermedi
·
55 günde okudu
Hayat
HayatEngin Geçtan
8.5/10 · 4.043 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bana göre, hayat bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla birlikte nasıl varolduğumuz ya da olmadığımız. Önce günaydın, sonra biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz hayal kırıklığı, biraz sı- caklık, biraz yalnızlık, biraz boyun eğme, biraz başkaldırı ve ardından iyi geceler. Düş gücü ve tutkuları engellenmişler için ise hayat, çocukken oynadığımız oyunların büyüyünce izin verilmeyen oyunsuzluğu......
Sayfa 162Kitabı okudu
Hayatımın ilk dönemleri, çoğu şimdi bana saçma görünen şartlandırılmalarla, sonraki bölümü de bu şartlandırılmalardan arınmaya çalışmakla geçti.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Ben ve Hayatım...
Doğa insanının varoluş biçiminden uzaklaşıldıkça, insan sahip oldukça varolabileceğine inanmaya başladı. Diğer insanları ihti- yaçlarını karşılayacak nesneler olarak algıladıkça, "ilişki adına ilişki yaşayabileceği kimsesi kalmadığından giderek yalnızlaştı; kalabalık içindeyken, dostum dediği kişilerle, hatta aile içi bera- berliklerinde. Maskelenmiş yalnızlık, hayatı da sahip olunan "şey" haline getirdi, hayata yakılan ağıtlar sıradanlaştı, Tanrı ken- disinden bir şeyler beklenen, hatta talep edilen bir konuma indir- gendi. Ben ve hayatım tek olduğuna, üstelik başkalarının hayatla- rıyla kaynaşıp benlik sınırlarını yitirmeden bir bütüne katılabildiği oranda hayat olabileceğine göre, ben ve hayatım diye bir ikili nasıl olabilir ki? Ama azımsanmayacak sayıda insan, farkına var- madan, kendisi ve hayatından oluşan bir ikilinin yalnızlığına kilitlenip kalıyor.
Sayfa 112Kitabı okudu
Hayat
Uygarlığın başlangıcı olarak kabul edilen tarım, yiyecek sak- lama ve arazi mülkiyetini de beraberinde getirdi, ama tarihin akı- şı içinde bu olgu beklenmedik gelişmelere yol açtı: Açıkça ya da dolaylı olarak, başkalarının sahip olduklarını elinden alma dürtü- sü. Böylece, zenginler ve fakirler diye bölünmeler oluştu. Sonun- da hırs öylesi boyutlara ulaştı ki insan kendi yaşam desteğini oluşturan doğayı ve atmosferi de sonuçlarını düşünmeksizin tah- rip etmeye başladı. Tabii, doğayı karşısına alırken, kendisini de karşısına almış olacağının kaçınılmazlığını düşünemeden. Maddi refahın gönül zenginliği sağlayamayacağını göremez halde, kendine ve dünyaya karşı ikiyüzlü, dolayısıyla kendine ve dünyaya kızgın insanların sayısı giderek arttı. Bu durum mülkiyet dürtü- sünde de değişikliklere neden oldu: Yalnızca sahip olma adına değil, başkalarını yoksun bırakmak amacıyla daha fazlasına sahip olmak. Zamanla, başkalarına tepeden bakabilmek için saygınlık kazanma gibi boyutlar da edinerek.
Sayfa 103Kitabı okudu
Ben-Şey ,imgelenin nesnesine dönüştürülme
İnsanlar hakkında bilgi sahibi olmak onları tanıma anlamını içermez, çünkü birbirimizi ancak yaşantılar içinde tanıyabiliriz ki bu da zaman gerektiren bir süreç. Eski kuşaklarda yaygın ve ben- şey ilişkisinin klasik örneklerinden olan merakiliğin yerini farklı bir olgu aldı genç kuşaklarda: Tanışmanın ardından kendiyle ilgi- li biçimsel bilgileri bir çırpıda karşı tarafa sunarak yakınlık kuru- labileceği beklentisi. Birileri hakkında bilgi edinerek onları tanı- yacağına inanmak ya da kendiyle ilgili bilgi sunarak yakınlık beklemek, insanları imgeye dönüştürerek algılama tuzağını da beraberinde getirebiliyor. Oysa imgeler, insanın kendi kişiliğinin yansıtmalarının yaratısıdır, dolayısıyla yansıtıldığı kişinin kendisiyle pek ilgisi yoktur.
Uçaklara binerek bir yerlere gidip dönüyoruz, ama döndüğümüzde yol hikâyeleri anlatamıyoruz, seyyah kimliği ve seyahat denen akıcı süreç de giderek kaybolmaya başladı. İnternetten kitap ısmarlamak zahmetsiz ve zaman kazandıran bir yol, ama kitapçı dükkânının kokusunu koklayamadan, kitaplara dokunarak sayfalarını karıştıramadan ya da orada bir dostunuzla karşılaşamadan. Neden hiç- bir şeyi kararınca kullanamıyor, karşımıza çıkan her yeni şeye saplanıp sonuna kadar tüketmek istiyoruz ki? Hayvanlar bizden daha asil; onlar gerektiği kadarını tüketiyorlar. Üstelik onlar dün- yadan kaçmaya çalışmıyorlar, çünkü onlar dünyanın kendisi, biz ise onları dünyadan kovmaktayız.
Persona
İnsanın toplum içinde varolabilmesi ve grup üyeliğini sürdürebilmesi için, gölgesindeki hayvansı eğilimleri ehlileştirmesi gerekir. Ehlileştirme süreci, gölgenin taleplerini bastırıp onun gücüne karşı çıkabilecek güçte bir "persona" geliştirerek gerçekleştirilir. Persona Jung'un, gölgenin gücünü denetim altında tutan kişilik bölümüne verdiği ad. Persona sözcüğü, tiyatro oyuncularının çeşitli rolleri canlandırırken taktıkları maske anlamına gelir. Jung'un psikiyatrisinde bu sözcük, insanın kendisi olmayan bir kimlik yaşaması anlamında kullanılır. Bir başka deyişle, persona toplum tarafından kabul edilebilmek için insanın dış dünyaya karşı taktığı maske ya da takındığı kimliktir.
Reklam
Persona
Günümüz dünyasında persona, insanın günlük hayatını sürdürebilmesi için zorunludur. İnsanlarla iyi geçinmemizi, hatta hoşlanmadığımız kişilerle birlikteyken gerçek duygularımızı belli etmememizi sağlar. İnsanın çıkarlarını korumasına ve biçimsel baçarıya ulaşmasına yardımcı olur. İnsanlar, özellikle çalışma hayatında bu maskeyi neredeyse sürekli kullanırlar, akşam eve gidinc çıkarırlar. Birçok insan ikili bir hayat sürdürür; bunlardan biri personanin egemenliğindedir, diğeri onun içgüdüsel dünyasının ihtiyaçları doğrultusunda yaşanır. Bir insanın birden fazla maskesi olabilir. Çalışırken kullandığı maske, evdeki maskesinden farklıdır. Sosyal yaşantılarında üçüncü bir maske kullanabilir. Böylece, değişik durumlara kendini uyarlamaya çalışır. Aslında, bu maskelerin varlığı öteden beri bilinen bir olgudur. Ancak, bunlarin doğuştan var olan arketiplerin bir anlatım biçimi olduğunu tanımlayan kişi Jung olmuştur.
Yener AVCI
Bir kitabı yarım bıraktı
%6 (24/382)
Hayati Yalanlar - Basit Gerçekler
Hayati Yalanlar - Basit GerçeklerDaniel Goleman
8.1/10 · 48 okunma
Yener AVCI
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Dönüyordu
DönüyorduReha Çamuroğlu
6.5/10 · 36 okunma
1083 syf.
·
Puan vermedi
·
198 günde okudu
Karamazof Kardeşler
Karamazof KardeşlerFyodor Dostoyevski
9/10 · 34,5bin okunma
Dikkat ve Kaygı
Dikkat, varoluş için çok önemli olan bilgilerin toplanmasıdır. Kaygı bu bilgilerin bir tehlike, bir tehdit oluşturdukları zaman verilen tepkidir. Bu ilişkinin ilgi çekici tarafı apaçık ortadadır: Dikkatimizi ya da ilgimizi tehlikeleri inkâr etmek için kullanabiliriz. Böylece kendimizi kaygı ve endişelerden uzak tutmuş oluruz.
Sayfa 20
Yemın ederim ki insan senin düşündüğünden çok daha zayıf, çok daha aşağılık bir varlık olarak yaratılmıştır..
Sayfa 371Kitabı okudu
685 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.