"kimi bâğ u kimi bostan ister/ kimisi kul kimi sultânı ister/ kimi hûri kimi gılmânı ister/ bana zâtın müyesser eyle Mevlâ" demiş Bursevî, ne hoş demiş..
Daha tarîkatin,cemaatin ne olduğunu bile bilmiyorsun.
‘’Sende mi tarîkatçisin yoksa..? ’’ diyorsun ya hani..
Evet...bende tarîkatçiyim...
ama sen beni tanımadan yargılıyorsun.
Gördüğün üç beş çapulcuyla karıştırıyorsun beni.
“Bizim üç bayramımız vardır. Birincisi Ramazan (ve Kurban) bayramıdır. Bu tabiatın, nefsin bayramıdır. İkincisi, kâmil îmanla göçmek şartıyla ölüm bayramıdır. Bu, büyük bir bayramdır. Üçüncü ve en büyük bayram ise, âhirette Allâh’ın cemâlinin tecellîsine mazhar olunduğu zamanki bayramdır.”
Bursevî Hazretleri
Büyülü gerçekçilik ve Postmodernizm anlamında edebiyatımızın en önemli isimlerinden biri olan İhsan Oktay Anar'ın ilk olarak 2007 yılında yayınlanan romanı Suskunlar, zaman olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde geçmektedir. Makamlar ve diğer terimleriyle o dönemin müziğiyle alakalı yoğun bir anlatım olmakla birlikte alt metinde çok sayıda dini sembolün yer aldığı bir postmodern anlatıdır.
Başlagıçta müzisyen bir ailenin hikayesi olarak başlayan metin, daha sonra pek çok öykünün iç içe geçtiği ve bizi ana hikayeye (Zahir ve Tağut'un savaşı) yavaş yavaş ulaştıracak bir şekilde ilerliyor. Başta Kalın Musa, Davut, Eflatun, Neyzen Batın Efendi ve oğlu Zahir, Tağut, Rafael, Lazar, Hayalet Asım, Kabil, Nuvarif Bursevi (Firavun) gibi figürlerle oldukça özgün ve pek çok anlamı içinde barındıran bir metindir. Bu roman, Postmodernist manada tarihin arka plan fon olarak yer aldığı, "Muhteşem Neyzen Bâtın Efendimiz'in mahdumu Zahir" ifadesinin lietmotif olarak kullanıldığı, dinsel sembollerin çok sayıda var olduğu, mistik atmosferi, özellikle Hayalet Asım ve Rafael karakterlerinin kısmında Büyülü Gerçekçi anlatımı ve karakter isimlerinin işaret ettiği simgelerle edebiyatımızın en özel metinlerinden biridir.
İhsan Oktay Anar'ı ve Suskunlar romanını detaylıca anlattığım videoyu izlemek için: youtu.be/eU51fibAX70
Riyâ karışmış amelin kıymeti, saman gibi değersizdir. İhlas ile amel etmek ise çok zor ve ağırdır; ama her ne kadar az da olsa, kıymeti, altın gibidir.