Anne neden böyle bir adamı seçtin ki
Kocam! Daha önce asla söylemediğim sözcük! Bu sözcük benim gözümde ne anlam taşıyordu? Yatağın yarısı­nı kaplayan, çam yarması gibi bir gövde. Yemek yemek­ten hiç bıkmayan hangar gibi bir ağız. Çorapları ve çar­şafları kirleten iki kürek gibi ayak. Beni bütün gece bo­yunca horlayarak ve tıslayarak uyanık tutan küt, iri bir burun.
Bugün artık herkes kendine yönelik küçücük bir iddiayı, tüm topluma yönelik ağır bir aşağılama olarak alıyor.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
İnsana rahatsızlık veren eksiklik, doğaya fazla sadık olmaktan mı kaynaklanıyor? Ya da bir konu, özüne nüfuz etmeden, ondaki bütün anlam katmanlarını açığa çıkaran gizemli ışığı yakalamadan duyarsızca ele alındığında, ortaya çıkacak olan şey, yalnızca insanın içini allak bullak eden korkunç bir gerçeklik midir?
Bir dakika sonra duyacağı sevinç bundan da cılız olacaktı ve nihayet, tıpkı suya atılan bir taşla doğan halkaların bir süre sonra yitip gitmesi gibi, içinde kıvılcımlanan son sevinç kırıntısı, doğal ruh haline karışacak, bu hal içinde sönecek, belirsizleşip gidecekti.
Nasıl da tuhaf, nasıl da anlaşılmaz oyunlar oynuyor alınyazımız bize! Acaba arzuladığımız bir şeye hiç kavuştuğumuz olmuş mudur... kavuşmak için var gücümüzü harcadığımız bir şeyi elde etmişliğimiz? Galiba bunun tam tersi oluyor hayatta. Kimi, gösterişli atların çektiği şık bir araba için yanıp tutuşur ve yanından hızla geçen arabaların ardından özlemle dilini şaklatırken, kiminin şahane atlar koşulu göz alıcı bir arabası oluyor, ama o neye sahip olduğunun bile farkında olmadan biniyor arabasına. Kiminde şahane bir aşçı, ama iki minik lokmadan başka bir şeyin giremeyeceği yüzük kadar bir ağız olurken, kiminin hangar gibi ağzı oluyor, ama onda da yiyecek kuru ekmekten başka ara ki şey bulasın!
İnsanoğlu öyle şaşılası bir yaratıktır ki, sahip olduğu özellikleri bir çırpıda sayıp dökmek olanaksızdır, durup incelemeye kalkıştığınızda da, hiç durmadan yeni özellikler bulursunuz ve bu işin sonu gelmez.
Reklam
Aslına bakılacak olursa, ahlaksal çökmüşlüğün kokuşmuş soluğunun sindiği güzellik karşısında duyulan acıma duygusu bu türden duyguların en güçlüsüdür. Ahlaksızlık kendi başına da çirkindir, iticidir; ama olanca tertemizliğiyle düşlerimize süzülen güzelliğe bulanınca büsbütün itici olur.
Geçen günkü bombalamanın Ameliyat, Jinekoloji ve Kulak-Burun-Boğaz Bölümü'nde bıraktığı izler, insanların bedenlerindeki yaralardan çok daha korkunçtu. Buranın yakınlarındaki zakkumlar yine kan kırmızısı renkleriyle çiçek açıyor, ortama hafif fenol kokusu karışıyordu. Aniden uğursuz bir önseziye kapıldım.
İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Kendimin tanımını buldum :)
Huysuzlanıp oyuncaklarına burun kıvıran bir çocuk gibi, kalbim bugün ne ile yak­laşsam itiraz ediyor ve "hayır, bu değil" diyor.
Benim gibi bir zavallıdan ne istiyorlar ki? Onlara ne verebilirim ki? Benim hiçbir şeyim yok.
Reklam
İnsanoğlu öyle şaşılası bir yaratıktır ki, sahip olduğu özellikleri bir çırpıda sayıp dökmek olanaksızdır, durup incelemeye kalkıştığınızda da, hiç durmadan yeni özellikler bulursunuz ve bu işin sonu gelmez.
Sayfa 32 - Neva Bulvarı, Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Etrafımdaki birkaç yüze baktım.İçlerinde bir kasılma olmuşçasına çarpılmışlardı,gözler sabit ve kıvılcımlı,dudaklar sımsıkı kapalıydı,çeneler öne fırlamış,burun delikleri atlarınki gibi kıpır kıpırdı.Ben ayık olduğumdan,onların bu çılgınca taşkınlıklarını hem komik de dehşet verici buluyordum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.