On Küçük Zenci yemeğe gitti, Birinin lokması boğazına tıkandı. Kaldı dokuz. Dokuz Küçük Zenci çok geç yattı, Sabah biri uyanamadı. Kaldı sekiz. Sekiz Küçük Zenci Devon'a gezmeye gitti Bir geri dönmedi. Kaldı yedi. Yedi Küçük Zenci odun kırdı, Biri baltayla kafasını yardı. Kaldı altı. Altı Küçük Zenci kovanla oynadı, Birini yabanarısı soktu. Kaldı beş. Beş Küçük Zenci hukuka merak sardı, Biri yargıç oldu. Kaldı dört. Dört Küçük Zenci denize yüzmeye gitti, Birini kırmızı balık yuttu. Kaldı üç. Üç Küçük Zenci hayvanat bahçesine gitti, Birini büyük bir ayı kaptı. Kaldı iki. İki Küçük Zenci güneşte oturdu, Birini güneş çarptı. Kaldı bir. Bir Küçük Zenci yapayalnız kaldı, Gidip kendini astı. Ve kimse kalmadı...
Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birden bire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Bir çok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz? Ben de o zamana kadar ki hayatımın boşluğunu, gayesizliğini sırf böyle bir insandan mahrum oluşumda bulmaya