1984'ü YouTube üzerinden de yorumladım. Kitabı okumadan önce faydalı bilgiler edinebilirsiniz;
->> youtu.be/ZbCVXncwnvE_____________________________________________
Totalitarizmi iliklerinize kadar hissedeceksiniz!
Bu bir UYARI ve UYANDIRMA servisidir! Algılarınızı açınız!
Bir seçeneğiniz var ve bu seçenek size altın tepsi
Büyük birader seni izliyor!
Okuması pek kolay bir kitap değil, fakat okuduğunuzda pek çok şeyi sorgulatan distoptik bir roman.
Ben kitabı okurken, çoğu zaman bugün ki siyasi durumu ve iktidarları düşündüm. Kitap yaşadığımız dönemi sanki anlatıyor bize. Artık düşünmüyoruz sadece itaat ediyoruz. Düşününce ne olduğunu kitap güzel anlatıyor. Üzerine yazılıp çizilecek çok şey var elbet. Fakat işin özetine gelir isek, vazgeçmeyin, düşünün, fikir üretin, sorgulayın bunlardan vazgectiginiz gün hepsi ile aynı olacaksınız.
1984 ya da günümüz ve bundan sonra dünyanın evrilmeye başladığı karabasan döngüsü…
Kitap adından anlaşılacağı gibi 1984’te Londra’da geçiyor . Gri, umutsuz, kocaman beton yığınları arasında hapsedilmiş insanlar her şeyden mahrum . Yönetildikleri Parti tarafından sürekli izleniyorlar, Büyük Birader’e sonsuz saygı ve sevgi duyulması şart , asla
Biri bizi gözetliyor...👁
Bizi gözetleyen kim?
Bu kitaba başlamadan önce sürekli sosyal medyadan aşina olduğum popüler, son zamanların çok okunan kitap olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki neden bu kadar çok gözde oldu? Neden bulunduğumuz çağ ile bağdaştıyoruz. Aslında OT Dergisi'nde Celal Üster bu konuya şöyle değiniyor:
"Neredeyse hiç şaşmıyor;
Kitap hakkında hiçbir bilgim yokken okumaya başladım bildiğim tek şey büyük birader seni izliyor sloganıydı. Ve her şeyde ters köşe oldum bu olamaz dediğim her şey oldu ve bunlar gerçek dünyada olabilecek gerçeklikte olduğu için mideme yumruk yemiş gibi oldum.
Kitap bir dikta imparatorluğunun kişi üzerindeki etkilerini anlatıyor. Bu zorba ve şiddet üzerine kurulu imparatorlukta bir şey umut edilemez çünkü umut etmek ne demek tüm insanların (elbette herkesin aklından silinemiyor ama bunlar ileriki süreçlerde fikirler buharlaştırılırken pek önemli olmuyor) zihinlerinden silinmiş.
Gerçekliği midemi bulandırmış olsa bile çok güzel bir kitaptı.
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,8bin okunma
l Eserin ilk sayfasından itibaren Winstonla tanışıyorsunuz, 3. Dünya savaşı sonrası, dünya Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya olmak üzere üç devlete bölünüyor. Winston, Okyanusya'da yaşamakta olan bir dış parti üyesi. Okyanusyanın savaş sonrası hakimiyetini eline alan, gerçekte var olduğu bile ispatlanamayan sözde Büyük Birader'in Gerçek
-spoiler içerebilir-
1984 baştan sona umut vermez. bu nedenle kitabı kara ütopya olarak tanımlamak yanlış olmaz. george orwell, eserinde despotizmin egemen olduğu bir dünyayı tasvir eder. bu ütopyaya göre, dünya eşit güce sahip üç bloğa ayrılmıştır; yönetenler tek egemen güçtür. hiç kimse birbirine güvenmez. bireylerin kişilikleri tamamen
Orwel sistemi elestiriyor kitapta
despot bir lider büyük birader var ve
winston adli kahraman.
Liderin posterleri her yerde nereye
giderseniz gidin gözü üzerinizde her
evde bir tele ekran yani sürekli sizi
izliyor, özel hayatin gizliliği diye bir
kavram yok senin görevin sadece
boyun eğmek. Karşi gelmek gibi bir
düşüncen olursa DÜŞÜNCE
1947-1948 yıllarında yazılan roman 1984 yıllarındaki hayali bir dünyayı konu alıyor. Fakat distopik olduğu için takdir edersiniz ki iç karartıcı bir dünya. Romanda Dünya üç bölüme ayrılmış: Avrasya, Okyanusya ve Doğu Asya. Sovyet Rusya'yı eleştiren bu kitapta ; ülkenin (Okyanusya) dört bir tarafında- evlerde bile- kocaman telekranlar var. Bu telekranlar sizin her yaptığınızı görüyor, mahremiyetiniz yok. Telekranın altında büyük harflerle "BÜYÜK BİRADER SENİ İZLİYOR." yazıyor. Büyük Birader' e sadık yaşamalısınız yoksa düşünce polisleri tarafından evinizden alınır ve yok olursunuz. Evet yanlış okumadınız "puf" diye duman olur sırra kadem basarsınız. Sizin hakkınızda her şey silinir bütün bilgiler imha edilir. Kimse sizi hatırlamaz. Kitapta da Büyük Biraderden nefret eden Winston Smith adlı karakterimizin yaşamı ele alınıyor. Winston: " Büyük Birader istediğini yapsın ama düşüncelerime sahip olamaz." diyor. Julia diye bir kızı seviyor. Büyük Birader her şeyini değiştirebilir,elinden alabilir ama sevgisine hükmedemez kanaatinde. Ama 101 nolu odada yaşadığı işkence sonucu şu cümleyi kullanıyor : " Beni bırakın Julia'ya yapın" böylece aşkını bile feda etmiş oluyor. Büyük Birader onun sevgisini bile yönlendirmiş oluyor... Genel kültür açısından okunabilir bir kitap. İncelememi kitapta geçen şu alıntı ile noktalıyorum :
SAVAŞ BARIŞTIR
ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR
CAHİLLİK GÜÇTÜR...
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,8bin okunma