Kurumlar, dünyayı yeniden keşfctme ve kendilerini onun içerisinde her gün yeniden dizenleme konusunda bireyleri rahatlatmak için tasarlanmıştır. Kurumlar sosyal etkileşimin idamesi ve bireysel özgeçmişin oluşturulabilmesi için "planlar" oluşturur. Onlar, insanlara davranışlarını yönlendirebileceklleri test edilmiş kalıplar sağlar. Bu "kurallarla belirlenmiş" davranış şekillerini pratiğe dökerek birey belirli rolleri (örneğin koca, baba, işçi, vergi verme, trafiğe katılma, tüketici olma vs.) nasıl yerine getireceği ile ilgili beklentilerini eşleştirmeyi öğrenir, Eğer kurumlar mantklı şekilde normal seyrinde işlevlerini yerine getirirse, o zaman bireyler toplum tarafından kendilerine yüklenen rolleri, kurumsallaşmış eylem şemaları içerisinde yerine getirir ve bu sayede kurumsal olarak güvenin tesis edildiği bir ortamda, büyük oranda sorgulanmaksızın kabul edilen ve toplumsal olarak şekillendirilen bir plan içerisinde hayatlarını yönlendirebilirler.
Şu insanların görüşünden daha aptalca bir şey olabilir mi, hani şu kendi basiretiyle övünenlerin? Daha iyi yaşayabilmek için sürekli bir şeyle meşguller, yaşamlarını harcayarak yaşam inşa ediyorlar! Uzun vadeli planlar yapı­yorlar, oysa bu tür bir erteleme en büyük yaşam israfıdır, bu erteleme öncelikle onlardan günü çalar, daha sonrasını vadederken bugünün yaşantısını koparıp alır. En büyük yaşam engeli, yarına dayanıp bugünü tüketen beklentidir. Talihin elindeki şeyin planını yapıyor, kendi elindeki şeyden vazgeçiyorsun. Ne umut ediyorsun? Amacın ne? Gelecek olan her şey tam bir belirsizlik içinde, sadece yaşa!
Reklam
Olacakları kontrol edebileceğimizi sanmak da ne büyük ego. Neyimize bu kadar güveniyoruz bilmiyorum. Her şeyi doğru planlarsak yollar bizi tam istediğimiz yere çıkarır sanıyoruz. Sonra hiç beklenmeyen bir anda bir olay küüt diye gelip hayatının ortasına tosluyor, bütün planlar dağılıyor. Oluyor yani bunlar. Kimse kendini bir şey sanmasın, bizden büyük hayat var Osman.
Hem de nasıl tosluyor...
Olacakları kontrol edebileceğimizi sanmak da ne büyük ego. Neyimize bu kadar güveniyoruz bilmiyorum. Her şeyi doğru planlarsak yollar bizi tam istediğimiz yere çıkarır sanıyoruz. Sonra hiç beklenmeyen bir anda bir olay küüt diye gelip hayatının ortasına tosluyor, bütün planlar dağılıyor. Oluyor yani bunlar. Kimse kendini bir şey sanmasın, bizden büyük hayat var Osman.
Sayfa 114Kitabı okudu
Avrupa'nın en güçlü hanedanlığı Habsburg Bu ailenin bütün kayserleri kozmopolit bir çerçevede düşünüyor, planlar yapıyor ve tartışıyordu. İspanya'dan görgü kurallarını getirmişlerdi; İtalya ile Fransa'yı birleştiren sanattı. Evliliklerle de neredeyse bütün ülkeler birleşmişti. Avusturya sarayında iki yüz yıl boyunca Almancadan çok İspanyolca, İtalyanca ve Fransızca konuşulmuştu. Sarayın çevresine toplanmış aristokratlar da farklı uluslardandı. Sözü geçen büyük tüccarlar Macar, saray görevlileri Leh idi. Saraya yakın kişiler çoğunlukla Bohemya'dan, İtalya'dan, Belçika'dan, Toskana'dan gelmiş büyük ailelerden oluşuyordu. Savoy Prensi Eugen'in çevresine kurulmuş haşmetli Barok sarayların isimleri de Almanca değildi. Bütün bu aristokratlar, aralarında evlilikler yapmış ya da başka ülkelerin asilleriyle evlenmişlerdi. Saraya sürekli yabancı kan girmişti. Aynı süreçte aralıksız akınlar ve yerleşmelerle toplum da gittikçe kozmopolit olmuştu.
Sayfa 300 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Uzun vadeli planlar yapıyorlar, oysa bu tür bir erteleme en büyük yaşam israfıdır, bu erteleme öncelikle onlardan günü çalar, daha sonrasını vadederken bugünün yaşantısını koparıp alır. En büyük yaşam engeli, yarına dayanıp bugünü tüketen beklentidir. Tarihin elindeki şeyin planını yapıyor, kendi elindeki şeyden vazgeçiyorsun. Ne umut ediyorsun? Amacın ne? Gelecek olan her şey tam bir belirsizlik içinde, sadece yaşa!
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.