Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ptolemiler amaçlarına ulaşmak için vergiler ile gelirlerini arttırdı. Pharos binası,Serapis'in taşınması,Müze ve Kütüphane büyük düşüncelerdi ve hepsi mükemmel bir şekilde hayata geçirildi. Şehrin geliştirilmesi ve büyütülmesi için yapılan diğer çalışmalar aynı bilimsel ve aydın düşünce çerçevesinde gerçekleştirildi. Sokaklar açıldı,harika saraylar,limanlar,rıhtımlar ve dalgakıranlar yapıldı, kaleler ve kuleler güçlendirildi. O zamanlar varolan toplumlardan büyük kalabalık çekmek için her yola başvuruldu. Şehirde kalmaları için tüccarlara,işçilere ve zanaatkarlara büyük kolaylıklar sunuldu. Şairler,ressamlar,heykeltıraşlar ve alimler çağrıldı ve eserlerini yapmaları için bütün imkanlar verildi. Tüm bu planlar işe yaradı. İskenderiye hızla önem kazandı ve Kleopatra'nın sahneye çıktığı zamanlarda dünyada tek bir rakibi vardı; o da Roma...
Sayfa 39 - İlyaKitabı okuyor
“Biz yatırımcı değiliz, tamam Öncesinde büyük hesaplar, planlar, bütçeler filan Ama sevmek diye bir şey var, geçelim dersen o da var “
Reklam
1940-45 yılları yurt çapında "İlköğretim Seferberliği" yılları idi. Bu alanda ciddi planlar uygulanmıştır. Köy çocukları ana babalarıyla birlikte köylerde okul yapımına destek olmuştur. Türkiye, Köy Enstitüleriyle en geç 1960'ta ilköğretim sorununu bitirecekti. Kadın erkek yurttaşlar % 100 okuryazar duruma getirilecekti. İnsanlarımız tarım ve sanatlar alanında gelişecek, sağlık sorunlarımız çözülecek, köyler Enstitülerden yetişen öğretmenler ve eğitim yoluyla büyük ölçüde canlandırılacak, Türkiye bugün uğraştığımız sorunların çoğundan büyük ölçüde kurtarılmış olacaktı .
Dunyada hayatın sürmesi ve varlıkların gelişimi için kurulan bu büyük ahenge mevsimler güzel bir örnek olurlar. Mevsimler. hayat sahiplerinin yaşama imkanları dahilinde kalan sıcaklık derecelerindeki belirli sınırlarını aşmaksızın, büyük bir nizam ve intizam içinde birbirlerini izlerler. Bunların akışlarındaki otomatizma büyük vazifeliler tarafından kurulmuştur. Bu sayede, mesela ılıman iklimlerde, kızgın yaz günlerinden birdenbire kışın en soğuk günlerine atlanıvermez. Sıcaklık dereceleri en üst sınırdan en alt sınıra ve en alt sınırdan en üst sınıra gelinceye kadar, kademe kademe, her gün biraz daha değişmek suretiyle, tatlı bahar akışları içinde yazlardan kışlara, kışlardan yazlara geçilir ve hiçbir zaman çizilmiş sıcaklık derecelerinin sınırları, ne aşağıda ne yukarıda, dünyadaki hayat sahiplerinin dayanamayacakları seviyelere uzanmaz. Bu hal, alemlerin büyük ahengine uyan yüksek planlar tarafından düzenlenmiş, hesaplı bir tertiptir.
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç.
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç. Bozkurtların
Reklam
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Alman bombardıman uçaklarının Britanya şehirlerini vurmaya teşebbüs etmesi ihtimaline karşın bir hava uyarı sistemi hazırlanmış ve çocukların büyük yerleşim alanlarından kırsal kesimdeki bölgelere güvenle tahliye edilebilmesi için planlar tertiplenmişti. Yarım milyon kadın ve erkek, kaygı ve meydan okuma duygularıyla Hava Akını Tedbirleri'ne (Air Raid Precautions - ARP) katıldı. O zamanın sloganı "bombardıman uçakları her zaman hedeflerine varır"dı ki, hem siviller hem de ordu buna inanıyordu.
Sayfa 12 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
Kimi zaman kendi kendime büyük planlar yapıyor, kendimi her işe ve her şeye layık görüyorum. Kendi kendime "Evet, yalnız canından usanıp her şeye başını çeviren kimseler büyük işler yapabilirler" diyorum. Sonra kendime soruyorum: "Neye yarar? Ne faydası var? Delilik, hepsi de deliliktir! Hayır, vur, öldür kendini, bırak leşin ortada kalsın, git hadi, sen yaşamak için yaratılmamışsın. Biraz felsefe yap, senin varlığının hiçbir değeri yok. Senin elinden hiçbir iş gelmez!" diyorum.
Şu insanların görüşünden daha aptalca bir şey olabilir mi, hani şu kendi basiretiyle övünenlerin? Daha iyi yaşayabilmek için sürekli bir şeyle meşguller, yaşamlarını harcayarak yaşam inşa ediyorlar! Uzun vadeli planlar yapıyorlar, oysa bu tür bir erteleme en büyük yaşam israfıdır, bu erteleme öncelikle onlardan günü çalar, daha sonrasını vadederken bugünün yaşantısını koparıp alır. En büyük yaşam engeli, yarına dayanıp bugünü tüketen beklentidir. Talihin elindeki şeyin planını yapıyor, kendi elindeki şeyden vazgeçiyorsun. Ne umut ediyorsun? Amacın ne? Gelecek olan her şey tam bir belirsizlik içinde, sadece yaşa!
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.