Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Su Lordu'nun dönmesine yardım edecek misin?" "Herkesin aptallığı da bu," dedim ellerimi birbirine kenetleyip çenemi dikleştirirken. "Arın geri dönmenin bir yolunu zaten bulacaktı. Ben olsam da olmasam da. Ben sadece onu tanımaya çalıştım ve başarılı oldum da." Gülümserken sesim buz gibiydi. "Herkes kendini
Sayfa 346Kitabı okudu
608 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Harikaydı.
Kitabın ilk başları, dürüst olmak gerekirse, bana göre sıkıcıydı. İnsanları şöyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz canımızı mı sıktılar? İnsanların kullandığı suya ver 100 lira zam; çizdiğimiz sınırdan bir gıdım öteye mi gittiler, elektrik'e 200 lira zam ekle filan; yok kafa koparmalar, yok katletmeler, vampirler kurbanın kanını içer, sonra kurtlar
Kanla Yazılı
Kanla YazılıAnne Bishop · Martı Yayınları · 202234 okunma
Reklam
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Bana tuhaf tuhaf baktı. "Kötüler hakkında başka neler duydun?" Omuz silktim. Efsaneleri herkes bilirdi. Kendisine dair söylentilerden bihaber olduğunu hiç zannetmiyordum. "Kana susamış iblisler olduğunuzu. Gözlerinizde kırmızı hareler olduğunu, teninizin buz gibi olduğunu, güzel göründüğünüzü ve öptüğünüz insanı, bir başka öpücük daha almak uğruna ruhunu satacak denli müptela edeceğinizi." Dudaklarında keyifli bir gülümseme belirdi. "Beni bu denli çekici bulduğunu duymak güzel ama seni temin ederim ki ben o iblislerden biri değilim. Gözlerim kırmızı değil. Cildimin buzdan çok daha sıcak olduğunu bizzat deneyimlemek istersen bunu da hemen ayarlayabiliriz."
Sayfa 210Kitabı okudu
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
Yüzümün hemen yanında alev alev yanan nemli gözleri tutkuyla bana, boynuma, göğsüme bakıyordu, iki eli birden parmaklarımın üstüne, elime dokunuyordu, açık dudakları bir şey diyordu, beni sevdiğini, onun her şeyi olduğumu söylüyordu ve bu du­daklar bana yaklaşıyordu, elleri ellerimi sımsıkı tutuyordu ve her yanım yanıyordu. Damarlarımda bir ateş dolaşıyor­du, gözlerim kararıyordu, titriyordum ve onu durdurmak için söylemek istediğim sözler boğazımda düğümleniyordu. Ansızın boynumda bir öpücük hissettim ve tepeden tırnağa titreyerek, buz kesilerek durup ona baktım. Ne konuşacak ne de hareket edecek gücüm vardı, dehşete düşerek bir şey olmasını bekliyor ve istiyordum...
Sayfa 87 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Evden çıktığında kendini çok yorgun hissediyordu. Şimdi ise çok diri ve enerji doluydu. Aylardan beri hiç bu kadar canlı hissetmemişti kendini. Garaja girip arabayı park etti. Eve girerken bir yandan da mantosunu çıkartmaya çalıştı. Yatak odasının kapısına geldiğinde çoktan bluzunun düğmelerini çözmüştü bile. Victor yanı başında dikilip bir yandan da üzerindekileri birer birer çıkartan Maura'dan habersiz horlaya horlaya uyuyordu. Son birkaç gündür bütün vaktini otel yerine Maura'nın evinde geçiriyordu. Artık yatak onun da yatağı olmuştu. Artık hayatına girmiş gibiydi Maura'nın. Titreye titreye sıcacık yorganın içine süzüldü Maura. Buz gibi olmuş vücudu Victor'unkine değdiğinde hafifçe kımıldandı Victor. Birkaç okşama, birkaç öpücük sonrasında hemen harekete geçmiş, hemen tahrik olmuştu Victor. Maura seve seve aceleyle içine girmesine izin verdi. Hem çok zevk almış hem de çok zevk vermişti. Ama gözlerim kapatıp Victor'u içinde hissettiğinde gördüğü sadece Victor'un değil, aynı zamanda Peder Brody'nin de yüzüydü. Asla sabitlenemeyen, Maura'ya kimin yüzünü gördüğünü bilme fırsatı vermeden sürekli ve hızla değişen iki yüz. Hem ikisi birden, hem ikisi de değil.
Sayfa 198
Yaşam bir ironi
Tarih kitaplarını okurken büyük savaşların gerçekleştiği sırada bütün insanların acı ve ızdırap içinde olduğunu düşünürdüm…sonra o dönemlerde çekilen filmleri izlediğimde hayrete düşer nasıl olur da dünya kanrevan içinde iken, hergün binlerce insan ölür iken açlıktan ya da bombalardan, bir grup insan hala eğlencesini devam edebiliyordu. yoksa onlar aynı dünyanın insanları değilmiydiler? Aynı dünyada yaşamıyorlar mıydı…düşünür dururken büyüdüm ve dünyanın korkunçluğunun farkına varmakla kalmayıp bizzat kendim şahit oldum. Gazze’de bir baba minik meleğinin cansız bedenine sımsıkı sarılırken son bir veda son bir gözyaşı son bir öpücük alnına kondurur iken, travmatize olan bir çocuk olan biteni anlam veremeyip şaşkın bakışlarıyla kameralara bakariken ben telefonumun başına oturmuş onları izliyorum, çayımdan bir yudum daha alırken boğazım düğümleniyor ve elim ayağım buz kesiyor . Artık ne hissettiğimi bile bilmiyorum, insan duygularına nasıl yabancılaşır bilmiyorum ama hissedemiyorum…hayat bir yerde yaşanmaz bir hal almışken bir kitle ölür iken de devam edebiliyormuş… işte bu ironiye anlam veremiyorum. Dinlediğim şarkıların anlamı değişmiş benim de duygularım…ama hayat devam ediyormuş inatla ve hiç olmadığı kadar acımasız, ciddi ve bizimle dalga geçermişçesine…
GECE YARISI YOLCULARI | 16
Oradaydılar, el ele.. Ne sebep olmuştu yataklarına başka birini almaya?? Peki ne engel olabilirdi şu an onların yüzlerine tükürmeye? İçi yanıyordu. Gerçekten içi yanıyordu. Onun içi yanarken, eşi buz gibi bakışlarla ona bakıyor, yanan sigarasını söndürmeye çalışıyordu. Ama izmariti küllüğe değil, komodine basıyordu. 'Salak!' diye geçirdi
Rune tarafından se­vilmek baş döndürücü bir sıcaklık hissi veriyordu. Rune tara­fından nefret edilmekse kutupta ki buz tabakasında dikilmek gibiydi âdeta.
219 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.