Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şehidim, Sen o zırhlı olup da zırhı seni koruyamayan aracın tekerlekleri mayına bastığı anda biz evde çay içiyorduk. Bir ses duyuldu sanki evet ama rüzgardan kapı çarptı sandık. O an sen şehit olmuşsun ya hiç anlamadık. Şehidim, Sen o akşam 16 Şehit silah arkadaşınla mayına doğru hızla giderken biz Manisa'da yerli üzüm mü daha tatlı diğerleri mi onu yeyip tartışıyorduk. Az bir acı hissettik o an ama üzümün çekirdeği sandık. Şehidim, Sen şehit olurken biz Adana'da rakıya az daha buz istiyorduk. Bilirsin bu meret başka türlü içilmez. Bir an sızladı evet dişimiz ama kusura bakma buzlu rakı dokundu sandık. Şehidim, Sen Dağlıca'da geceden karanlık o zırhlıda dua mırıldanan dudaklarınla ilerlerken biz İstanbul'da gece kulübü'nün kapısında bodyguardlarla boğuşuyorduk. Bizim de zor bir anımızdı. O telaştan patlayan mayının sesini duyamadık. Şehit Komutanım, Sen 16 evladınla zehir zıkkım kokan o araçlardayken biz de Kordon'da trafikte sıkışmış kalmış çile çekiyorduk. Korna sesleri, barlardan savrulan çığlıklar derken inan patlamayı fark edemedik bile, kusura bakma artık. Şehidim, Şehitlerim... Bizim huzurumuzu, rahatımızı bir türlü sağlayamadınız gitti. Aşk olsun size... Bekir Yunus Uçar
Nazım Hikmet Ran
Türk edebiyatının değerli isimleri arasında yer alan hem siyasi görüşü hem de eserleriyle tarihe damgasını vuran, mavi gözlü dev adam Nazım Hikmet Ran, aslında 20 Kasım 1901’de Selanik’te dünyaya gelmiş fakat doğum tarihi nüfusa 15 Ocak 1902 olarak kayıt ettirilmiş değerli, önemli ve unutulmaz bir şairimizdir. Doğumgünü münasebetiyle saygı,
Reklam
Chant D'automne Güz Şarkısı Soğuk, yoğun karanlığa dalmamız yakındır Güle güle aydın ışığı doyumsuz yazın Duyuluyor yaslarla inişi, ağır ağır Kaldırımlar üstüne, kırılan ağaçların. Bütün bir kış uykuya yatacak benliğimde Öfkem, kinlerim, didinmem ve titremelerim Ve bir güneş gibi cehenneminde Kızıl, buzlu bir tuğla kesilecek yüreğim. Dinliyorum kırılan her dalı titreyerek Yankısı beter korkusundan dar ağacının Ruhum güçlükle duran yorgun bir kuleye denk Sürekli saldırdığı inatçı boynuzların. Kırılan dal sesleriyle salınan bir tabut var Sanırım çivilenen bilmediğim bir yerde. Ölen kim? -Dün yazdı; bugün ise sonbahar! Çınlar bir yolculuk gibi bu ses yüreklerde. Charles Baudelaire
Mert Ekim'den
ŞEYTAN MASKESİ Mahmut Bey, iri cüssesi ile üç katlı villasının en büyük, en rahat yatağında uyumaktaydı. Gün boyu katıldığı toplantılardan çok yorulmuş, her gün evrak görmekten bıkmıştı. Sürekli bir şeyler imzalıyor, ne imzaladığını kendisi de bilmiyordu. Zengindi Mahmut bey, bütün parası yedi sülalesine kadar yetecek kadar zengindi. Zengin
Mert Ekim'den
‘’SAPLANTI’’ Her zaman ki gibi sosyal ağ kontrolümü yaptıktan sonra telefonumu yatağımın başucunda duran masama koymuştum. Mavi kuştan kimler neler yazmış, herkesin artık birbiriyle yarıştığı fotoğraf yükleme sitesinde kim hangi fotoğrafları koymuş… Şunun gömleği olmamış, şu botu giymeseymiş iyiymiş, neyse ben beğeneyim o benim fotoğraflarımı
Gıdıl İsmet...
Beni merak ediyorsanız bu resimden bana bakın. dropbox.com/s/josp2eiqbczyc... Üzerimde duran küllük, yeşile çalan taşlı çakmak ve yarım bırakılmış bir Maltepe sigarasından ibaret. Gerisi alabildiğine toz, toprak. Unuttular bizi, işe yarar yanlarımızı söküp bir boş tarlaya çektiler hurdamızı. Şimdi kurda kuşa yuva
Reklam
şair tanıtımı Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet, 15 Ocak 1902 tarihinde, Selanik’te dünyaya geldi. Romantik komünist veya romantik devrimci gibi lakaplarla da bilinen Nazım Hikmet, yazdığı bazı şiirler ve siyasi düşünceleri nedeniyle, birçok kez tutuklanmış hatta sürgün yemiştir. Şiirlerinin çoğunda da ülkesine duyduğu özlemi ve hayranlığını dile getirir. Bunlardan biri de
In a gadda da vida
Tek başınaydı adam kendini bildiğinden beri. İstediği her şey veriliyordu. Geçen gün sırf bunu denemek için bir su aygırı istemişti üstüne binmek için. 10 dakika sonra üstündeydi. Gözdesiydi O'nun, biliyordu. Uçan teyzeler, değişik yaratıklar vardı etrafında. Her gün istediği her şeyi yiyebiliyordu. Tatlı, sebze , meyve işte ne aklına gelirse. Hiç
Temel Kuzey Kutbuna gider
Temel Kuzey Kutbuna gider. Buzda balık avlamanın çok popüler olduğunu duyar, hemen kendine bir olta alır ve bulduğu ilk geniş buzlu alanda işe girişir. Tam buzu kırmaya çalışırken gümbür gümbür bir ses duyar:   - Orada balık bulamazsın!   Ne olduğunu anlamayarak etrafına bakınır, ama sesin nereden geldiğini çözemez. Biraz ileriye gidip tekrar buzu kırmaya çalışırken aynı ses yine duyulur:   - Sana söyledim ya, orada balık bulamazsın! Temel korku içinde başını yukarı kaldırır ve dehşet içinde sorar:   - Allah'ım! Sen misin?".   Aynı ses cevap verir:   - Hayır, ben buz hokey sahasının bekçisiyim.
Buzda Balık Avı
Temel Kuzey Kutbuna gider. Buzda balık avlamanın çok popüler olduğunu duyar, hemen kendine bir olta alır ve bulduğu ilk geniş buzlu alanda işe girişir. Tam buzu kırmaya çalışırken gümbür gümbür bir ses duyar:  - Orada balık bulamazsın!  Ne olduğunu anlamayarak etrafına bakınır, ama sesin nereden geldiğini çözemez. Biraz ileriye gidip tekrar buzu kırmaya çalışırken aynı ses yine duyulur:   - Sana söyledim geri zekalı, orada balık bulamazsın!   Temel korku içinde başını yukarı kaldırır ve dehşet içinde sorar:   - Uy! Allah'um! Sen misun?" Aynı ses cevap verir:  - Hayır salak, ben buz hokey sahasının bekçisiyim.
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.