Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kafkasyalılar, tıpkı bir sevgiliye yazar gibi hançerleri için aşk şiir­leri yazar, adeta sevgiliyle buluşmaya gider gibi savaşa giderlerdi. Dünyanın en güzel insanları olduğu söylenen bu esmer halk için savaşmak hayatın ta kendisiydi. Hançerleriyle yaşar ve yine han­çerleriyle ölürlerdi. Cenk etmek onlar için nefes almak gibiydi. Amentüleri
Baba, haklı
Babam önce nineye sorular sordu: Randevu ne içindi, kiminleydi, Anne ona tentürler verebilecekken ne diye doktora gitmesi gerekiyordu. Babamın Annenin bitkilerine olan inancı her zaman tamdı ama o geceki hali bir başkaydı. İçinde bir şeyler yer değiştiriyordu, yeni bir inanç kök salıyordu sanki. Bitkisel tedavinin buğdayı daradan, inançlıyı
Reklam
_Muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor. _Kozmos’un keşfi, kendi kendimizin keşif yolculuğudur. _Hayal gücü bizleri çoğu zaman bilinmedik diyarlara götürür ve o olmadan hiçbir yere ulaşamayız. Kuşku da bize, düş ürünüyle gerçek arasındaki farkı bulmamızı ve varsayımlarımızı sınamamızı sağlayan yolu açar. Bütün o buluşlarla keşifler,
Ufak bir pürüz de kafamda canlanan o sorular :)
Yola koyulduk. Az sonra o sesi yine duydum. Yoksa ses çıkaran şey neyse, bana yakın mıydı? Yoksa beni mi takip ediyordu? Neden bana yakındı?.. Bu sorulardan bunaldım. Açıkçası heyecanlandım. Elimi kılıcıma götürdüm...
Kitap yakın arkadaşlarımdan biri. Çocukluğumdan beri. İlkokuldayken, Samsun'daki evimizde benim yatak odamın bir duvarı babamın kitaplığıydı. Sürgülü buzlu camlı kapakları olan bu kitaplığı kurcalamak, en büyük keyiflerimden biriydi. Geceleri odama çekilince, açılırken bisiklet zincirininkini andıran bir ses çıkaran bu kitaplığın sürgülerinden birini usulca açıp rengârenk ciltli kitaplardan, cildini ya da kapak rengini sevdiklerimi çekip çıkarmak, karıştırmak, beni odamdan alıp başka dünyalara götüren büyülü bir yolculuktu.
Sayfa 151Kitabı okudu
Ve gecenin değiştiğini gördü. Gökyüzü parıldadı, ince altın rengi hatlarla dolmuştu ve aralarından, karanlığa çakılmış çivilerin başları gibi yıldızlar parlıyordu. Jace dünyanın kıvrımının altından kaydığını gördü ve bir an için bu görüntünün güzelliğine kapıldı. Sonra gökyüzü cam gibi açıldı ve parçalar karanlık şekiller halinde üzerine yağdı. Altı bacaklı atlar hızla koşarak yanından geçerken buzlu bir rüzgar içini kavurdu. Başının üzerinde, gözsüz, deri kanatlı yaratıklar daire çizerek uçuyor, ağızlarından zehirli yeşil bir salya saçarak çığlıklar atıyordu. Jace trabzanın üzerinden eğilip kontrolsüzce kusarken Kılıç hâlâ elindeydi. Altında sular, içinde iblislerle zehirli bir yahni gibi haşlanıyordu. Kaygan siyah dokunaçların aşağıdan çekiştirdiği tabak gibi kanlı gözleriyle kıvranan dikenli yaratıklar gördü. On bacaklı bir su örümceğinin yakaladığı bir denizkızı, çırpınan kuyruğuna saplanan dişlerin acısıyla çığlık attı. Kılıç Jace'in elinden düştü ve takırdayarak güvertede yuvarlandı. Aniden ses ve görüntüler kesildi, sakin gece geri döndü. Jace sıkıca trabzana tutunmuş, inanamayan gözlerle altlarındaki suya bakıyordu. Her yer boştu ve sadece suyun yüzeyi rüzgarla dalgalanıyordu. "Neydi bu?" diye fısıldadı Jace.
Sayfa 311Kitabı okudu
Reklam
Aşağıda kalan küçük Lordun, "Kim var orada?" diye bağırdığını duydu aniden. Will meydan okumadaki tereddütü hissetmişti. Tırmanmayı bıraktı. Dinlemeye, izlemeye başladı. Orman cevapladı: Yaprakların hışırtısı, derenin buzlu akışı, uzaktaki bir kar baykuşunun ötüşü. Ötekiler, ses vermedi.
Buzlu Ses
gemileri çekiyorlar iple gemiler ne ki çekemiyorlar buzu sesinin üstündeki
Yalnız uyanmak zaten acı vericiydi. Düş görmeden geçen kapkara geceden sonra, kendini tıpkı sımsıcak ve boğucu bir havadan buzlu suyun içine düşer gibi günün içinde buldu. Onu neyin uyandırdığını bilmiyordu. Işık olamazdı çünkü ağlayan pencerelerin ardından, yağmurlu bir gün donuk donuk parıldıyordu. Gürültüde olamazdı çünkü burada hiç ses yoktu; sadece duvardaki ölmüş insanlar fotoğraflarının içinden ona delici ve dik dik bakıyorlardı. Neden ve ne için olduğunu bilmeden uyanmıştı, burada onu çağıran ve ona cazip gelen hiçbir şey yoktu.
Sayfa 14 - anonim
____________________________En çıplak harmana can atmak ancak devşir- mek için kumullarında sürgünün yoktan doğma bir büyük şiir, yoktan olma bir büyük şiir... Vınlayın, ey dünyadaki
Sayfa 82 - YKYKitabı okudu
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.