Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

beyz

Eski Romalı doktorlar, annelerin yeni doğmuş bebekleri esnediğin­de ağızlarını elleriyle kapamalarını öğütlüyorlardı. Bebeklerin do­ğumdan sonra ciğerlerine fazla hava almak için esnemelerini ölümle mücadele olarak yorumlamışlardı ve esnemeyle ruhun ağızdan kaça­bileceğini düşünüyorlardı. Bebek ölüm oranının çok yüksek olduğu dönemde esnemenin tehlikesi ürkütücüydü.
Reklam
Yazı tura atarak karar alma tarihsel olarak büyüsel bir adet de­ğil, Romalıların Julius Caesar'a gösterdikleri saygının bir ifadesidir. Alım satım, evlilik gibi önemli kararlar dahil, Caesar'ın yokluğunda karar almak zorunda kalan Romalılar, para atarak, onun resminin yukarı gelmesi durumunda imparatorun bu karara onay verdiğini kabul etmişlerdir.
Nuh'un gemisinden suların çekilip çekilmediğini anlamak için sa­lınıp, ağzında zeytin dalıyla dönen güvercin, barışın simgesi sayılmış­tır. Allah'ın insanlara gazabının sona erdiği, Allah'la insanların ara­sında barış olduğu müjdesini getiren odur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eski Yunanlar ve Romalılarca uğurlu kabul edilen at nalı, ortaçağ­da büyücülük salgını ve büyücü avı başladığında bütün Avrupa'da güç­lü bir tılsım olarak yaygınlaşmıştır. Büyücülerin attan korktukları için süpürgeye bindikleri ve demir at nalına da yanaşamadıklarına inanıl­maktadır.
Abrakadabra: İbranice "ab" baba, "ben" oğul, "Ruak Akadaş" Kutsal Ruh anlamına geldiği veya Gnostik Hristiyan tarikatlarca Yu­nanca Tanrı anlamında kullanılan ve tılsımlı taşa yazılan "abrasaks" sözcüğünden kaynaklandığı söylenir. Sıtma, diş ağrısı ve ateşli hastalıklara karşı kullanılmıştır.
Reklam
Üstte elbise dikmek, Eflaki’nin ( 1 3 1 8 -1 3 5 8 ) Ariflerin Menkıbeleri'nde anlattığı gibi, Mev­lana döneminde de kısmeti bağlayan, uğursuzluklara yol açan bir davranış olarak bilinmektedir
Eski Türkler de aynı yöntemi uygulayarak kötü ruhları bebeklerin değersizliğine inandırıp kaçırtmak için çocuklarına İtalmas(z), İtboku, Çoçkabay (domuzbay) gibi adlar koymuşlardır. Ad büyüsünün bir cephesi de istenmeyen çocukların doğmasını en­gellemek için konulan Yeter, Döne, Kafiye, Soner, Sonay gibi adlardır.
Ad, kişinin niteliğine ilişkin bir bilgi içerdiğinden, olası düşmanlar­ca bilinmesi sakıncalı durumlar yaratabilir. Çünkü birine büyü yapabilmenin kapılarından biri adını bilmektir. Hamaset edebiyatında, filmlerde duyulan "Yiğidim, adını bağışlar mısın?" sorusu, kabaca ün salma, tanınıp tanınınama konusu değil, kendi hakkında önemli bir bilginin yabancı biri tarafından öğrenilmek istenmesinin hoş karşılan­mayabilmesinden kaynaklanmaktadır.
Sürekli değişen, hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri. Şeytan görsün hepsinin yüzünü!
Reklam
"Şu sabahları erken kalkmak yok mu," diye geçirdi içinden, "insanı tamamen aptallaştırıyor. Oysa insan uykusunu alabilmeli.
Gereksiz derinlik, düşünceyi bulandırır, zayıflatır; gözlerimizi ayırmadan bakarsak, Çobanyıldızı bile gökyüzünden silinip görünmez olur.
Gerçek her zaman bir kuyunun dibinde değildir. Aslında, daha önemli bilgilere bakınca, onun hep yüzeyde olduğuna inanıyorum.
beceriklilik, zeka düzeyleri aptallık sınırında olan kişilerde de sıkça görülmektedir; bu durum ahlak üzerine çalışan yazarların da dikkatini çekmiştir.
En feci şey insanın artık aldanmayacağı yere gelmesi. İşte ilk ölümümüz, orada başlıyor.
997 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.