Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sude Boz

Bazen hayatımızda üzerinde kontrolümüz olmayan şeyler olur. Ve bu bale dünyasında çok daha sık olur.
Reklam
Okuldaki kızlar senden çok korkuyor, Bette. Bir şey yaptığın zaman bunu öğretmenlere söylemeye cesaret edemiyorlar. Ama sözlerime dikkat et, karma seni almaya geliyor.
Poirot ders verir gibi, “Kadınlar, fevkaladedirler,” diye gülümsedi. “Bir şey uydururlar. Sonra bir de bakarsınız bir mucize olmuş ve onlar haklı çıkmışlar. Aslında onlarınki uydurma değildir. Kadınlar farkına varmadan bazı şeylere dikkat ederler. Bilinçaltları binlerce ayrıntıları kaydeder. Sonra bunları bir araya getirir. Kadınlar da bu neticeye ‘iç güdüsü’ adını verirler. Ben psikolojiden çok anlarım”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir şeyi yapması için ne kadar ısrar ederseniz o da yapmamak konusunda o kadar direnir.
Bir şeyleri yanlış zamanda söylemek çok zarar verebilir.
Reklam
Bir hedefe varmak için çalışırız ve vardıktan sonra da günlük çabalarımızı özlediğimizi fark ederiz.
Çok tuhaf, nedense içtenlikle inandığınız ama açıklamak istemediğiniz bir şeyi başkasının ağzından duydunuz mu hemen öfkeyle inkar etmeye girişirsiniz.
Derine dalmanın en güzel tarafı da buydu: kalabalıktan uzak durmak, bulduklarını bir talancının aşırmasından endişelenmemek, geride bırakılmış çöp yığınlarının paldır kürdür eşeleyen serserilerle ve yüzey korsanlarıyla uğraşmamak.
Derinlere gömülü pek çok paslı kalp vardı. Onları dışarı çıkarıp yağlamanın, zımparalamanın, bir daha asla olamayacakları bir şeye dönüştürmeye çalışmanın nesi sağlıklıydı?
...”Siz oğlanlara neden bu isimleri koyduğumu hiç düşündün mü?” Conner durdu ve tekrar annesine döndü. Cevap vermedi. Annelerinin onlara isim koyduğu gerçeğine hiç kafa yormamıştı. Sonuçta adları buydu işte. “Palmer, Conner ve Rob,” dedi kadın. “Siz küçük hırsızları babanızdan esinlenerek adlandırdım.”* * Palmer sözcüğü kabaca “yankesici”, Conner “dolandırıcı”, Rob ise “soyguncu” olarak tercüme edilebilir.
Reklam
Yaşamın sefaleti için kumu değil de insanları suçlamak kolaydı. Kuma bağırıp çağırarak bir yere varamazdın. İnsanlarsa en azından tepki vererek sana bağırırlardı. Bir teyit. Aynı anda hem eziyet görüp hem hiçe sayılmak çok daha beterdi.
“Herkesin sırlara ihtiyacı var. Sırlar bizi savunmasız yapar.” “Bir insan neden savunmasız olmak ister ki?” “Hasar almasın diye kalkanını korumak için.”
Ben dükkandan çıkarken, Calvin arkamdan, “Bu akşam Idlewilde’da görüşürüz,” diye seslendi. Cevap olarak başparmağımı havaya kaldırdım. Orta parmak abartı olurdu.
"Bazen insanlar sizi tanıdıklarını zannederler. Hakkınızda birkaç şey öğrenirler ve bunları kendilerine mantıklı gelen bir şekilde birleştirirler. Eğer kendinizi çok iyi tanımıyorsanız, haklı olduklarına siz bile inanabilirsiniz. Ama işin doğrusu, o kişi siz değilsinizdir. Hem de hiç."
Geri15
90 öğeden 76 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.