"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Freud'un yardımcısı Wilhelm Reich'ten son derece keskin bir kitap. Neden keskin bir kitap? Çünkü küçük adam olduğunuzu düşünüyorsanız ya da okuduğunuz şeyleri üzerinize alınacaksanız bir yerleriniz kanayabilir, canınız yanabilir veya küplere binip kitabı atabilirsiniz. Ama bunları yapmazsınız çünkü kimse kendini "Küçük adam"
Bazen o kadar çok isterdimki düşünmemeyi. Bu lanet hastalık içimi kemirken bağırmayı. Düşünmek, çağımızın en büyük sorunu bu. Üstüne birde hatalı düşünüyoruz. Yav arkadaş düşünüyoruz yine yanlış yapıyoruz. Kitapta da düşünme hataları anlatılıyor. Nerede ve nasıl düşüyoruz bu hataya. Sadece objektif bakacak olursak. Bu adam çok haklı. Saçma sapan
Bu eser bizlere ithaf ediliyor, İNSANA! Başımızın üzerinden büyük bir rüzgar geçiyor okurken, her sayfasında, her satırında. Ruhumuzda sıkışıp kalmış ve patlamamış yalnızlık bombasının pimini çekip çekmemek yine ruhumuzda bulunan ikiliklerin (Maneviyat ve maddiyatçılık) birbiriyle durmadan çatışmasının bir tercihi. İkisini de isteyince sonu
***
"İyilikler ALLAH'tan kötülükler ise kuldandır.
ALLAH Teâlâ her gün bize birçok nimet bahşeder; ciğerlerimiz için kocaman atmosferi, küçücük gözlerimiz için tüm kâinatı, minicik kulaklarımız için binlerce sesi, muhabbet edip duygularımızı dökebilmemiz için sevdiklerimizi, dilimiz lezzet alsın, midemiz doysun, vücudumuza enerji olsun
Fırtınanın esintiye dönüşmesiydi o. Her an kendini yenileyen hücre gibi, her yeni güne bir keşifti o. Sükûnetti tüm gürültülere mukabil. Mola vermekti durmaksızın dönen dünyaya rağmen. Huzurdu, manaydı. İnsan adedince seyir, çiçekler nevince renk cümbüşüydü. Ve en önemlisi kalbin kibrini paramparça eden gözü kara bir cengâverdi. Her insandaki