İnsanın şu hayatta bir kez bulabileceği bir insanı kaybetmesi, onunla paylaşabileceği hiçbir güzelliği paylaşamadan bir ömrün geçip gitmesi telafisi olmayan bir pişmanlıktı.
Kitabı sadece 15. sayfasına kadar okuya bildim. Gerisi gelmedi. Öğretmenine zombi benzetmesi yapan ergen kızımızla birlikte kitap başlıyor. Aşık olduğu çocukla birlikte maça gidiyorlar falan. Teyzesi çağırıyor Newyork'a gidiyorsun diyorsun. Buraya kadar dayana bildim. Diyalog'lar çok kötü. 18 yaşında yazılmış ve yazarın ilk kitabıymış bu yüzden çok da eleştirmek istemiyorum ama ergence konuşmalar devam edip okuyabileceğim bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bu kitabı okusam kesinlikle zaman kaybı olacak bana ne katacak koca bir hiç. Kesinlikle tavsiye etmem. Hiç bir kitabı yarım bırakmayı sevmem ama 15 sayfa yetti bana daha fazla okuya bileceğimi sanmıyorum. Kitaplı günler.
uykunun ölüm olduğunu o an anladım.
ve uyudum.
sevgilim...
üzülme.
yakınında ölmek Tanrı'nın bana verdiği armağan oldu.
nefesinle bana can vermeye çalışma.
ölürken bile senden bir şeyler çalmak istemem.
günahlarım çok, bunu da yükleme yukarıya çıkmaya yüzü olmayan ruhuma.
sevgilim...
üzülmüyorum.
elin elimde, dudakların tenimde yumdum gözlerimi. elveda diyemedim sana.
beni bağışla.
bağışlanmayacak hatalarıma bunu da ekle.
ve asla unutma.
günahkar sevgilin seni çok sevdi.
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Can Yücel
Şu gün, güya bir tabuttur. Hareket-i mezbuhânede [can çekişme halinde] olan cismimin cenazesini taşıyor. Ruhumun hanesi olan cismimin de her gün bir taşı düşmekle yıpranıyor.