Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
57 yıl Tutulan Nöbet .. İlhan BARDAKÇI
Mevki: Kudüs, Mekan: Mescid-ül Aksa. Tarih: 21 Mayıs 1972 Cuma. Ben ve gazeteci arkadaşım rahmetli Said Terzioğlu, İsrail Dışişleri rehberlerinin yardımı ile dolaşıyoruz. Kudüs Kapalı Çarşısı’ nda rüzgar gibi dolanan entarili kahvecilerin ellerindeki askılara çarpmadan biraz yürüdünüz mü, önünüze çıkan kapı sizi Mescid-ül Aksa’ nın önüne
Reklam
Aşkın ölüm hali
Kilise çanlarını andıran o iğrenç sesiyle kapı çaldı birden Zarife kaç defa değiştirmek istemişti oysa bu uğursuz sesi Küçük tosun kapının çığlıklarına dayanamayıp uyandı beşiğinde Zarife kocasına bir değiştirmedi şu kulakları delen lanet zili diye söylenerek mutfaktan çıktı yeşil mutfak önlüğünde ellerini kurulayarak kapıya yöneldi
Oğlunun 18.000 TL kredi karti borcu oldugunu ögrenince; 'Keske korunsaydim'. diyen babaya, ------------------------------ Misafir odasinda baca deligi olmadigi halde 'Anne sobayi bu sene misafir odasina kuralim mi?' diyen abime, 'Olur, boruyu da k.çina sokariz, kafani camdan çikarirsin, sorun olmaz.' diyen
Melike Karakartal mkarakartal@hurriyet.com.tr “Siz” mi “sen” mi? İletişim kuran ve birbirlerini tanımayan her iki taraf da insandır, “siz” kelimesi, bir tarafın üstünlüğünü vurgulamak için kullanılamaz. Dün hiç tanımadığım bir insana sırf sana benziyor diye usulca yaklaşıp “SİZ” dedim sevgili izan sahibi Habitus okuru. Peki o bana ne
İlhan Bardakçı KUDÜS'TE BİR ONBAŞI
"Yıllar önceydi, sene 1972. O zamanlar genç bir gazeteciydim. Türkiye’den bazı siyasiler ve iş adamları İsrail’e resmi ziyarette bulunuyorlardı. Biz de gelişmeleri izlemek için oradaydık. Bir sıcak mayıs akşamıydı. Her ziyarette olduğu gibi sıradan bir işti anlayacağınız.  Ziyaretin dördüncü günü bize tarihi ve turistik yerleri gezdirmeye
Reklam
O Çocuk
Bu ses de neyin nesi? Nereden geliyor ki? Ah! İşte oradan, şu sokaklar ne kadar da dar ve biçimsiz, dön dön doğru yola çıkamıyorsun. Bir çocuk var orada, neden bu saatte dışarıda oturuyor ki? Yanına yaklaşayım biraz. Ne kadar da bana benziyor, tıpkı beş yaşım... Ama neden ağlıyor ki, kulaklarını elleriyle kapatmış, dizi üstünde hıçkıra
Bizler Suskun Kalmaya Devam Edelim...
Ülkenin mevcut kanunlarının tüm halkı koruması gerekiyor. Kanunlar üzerinden ayrımcılık da nedir? Kadınları ayıralım daha iyi koruyalım, çocukları ayıralım daha iyi koruyalım, hayvanları ayıralım daha iyi koruyalım. Geriye kim kalıyor: Erkekler. Erkekler de insandan sayılmadığı için bu yetersiz kötü kanunlarla idare etsinler, deniyor anladığım
Mazlum`un Renkleri Biliyorum, “ne çirkin bir adam” diyeceksiniz benim için.. Kiminiz alay edecek, kiminiz ürperecek, kiminiz acıyacaksınız belki de. Ne derseniz deyin, nasıl düşünürseniz düşünün hakkımda; ben renkleri anlatacağım size, ruhumun renklerini… “Yıllardır çıkmıyorsun köyden, seni şehre götüreyim Mazlum” dedi bir komşum. “Gökyüzü,
KAZA Tablo: hizliresim.com/b6L0W8 “-Gökhan! Gökhan! Ne olursun aç gözlerini. Lütfen! Bak ben buradayım. Kendine gel ne olursun!” Bu ağlayarak bana seslenen kişi halam. Ancak ben ona cevap veremiyorum. Gözlerimi bile açamıyorum. Gözlerimi açmaya çalıştıkça, daha çok kapanıyor sanki. Ayaklarımı da hissetmiyorum. Neler oluyor böyle?
Reklam
Ağustos Ayı Hikaye/Deneme Etkinliği
Yazar:
Esther. Sema
Esther. Sema
Hikaye Adı : Kaza Link: #32172072 Ressam : Klimt Tablo: hizliresim.com/b6L0W8 “-Gökhan! Gökhan! Ne olursun aç gözlerini. Lütfen! Bak ben buradayım. Kendine gel ne olursun!” Bu ağlayarak bana seslenen kişi halam. Ancak ben ona cevap veremiyorum. Gözlerimi bile
129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.