Kaybana Geceler
ooy sevdasına kurban olduğum ooy
bilsen ne kaybana geceler yaşarım
kaybana gecelere looy
bir türlü sığmaz soluklarım
yalnızlık deccal tokmağı gibi iner sessizliğe
kulaklarımda uğru uğru uğultular
Canım Kızım;
Meğer sanaymış yolculuğum. Burgun kendime neden yasadığımı sordum; bir anlamı olmalıydı basımdan gecen onca şeyin; bir karşılığım olmalıydı hayatta.bu soruyu sorduğumda kendime yirmi üç yasındaydım. Ellerim yaslanmamıştı henüz ama soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuktum, bildiğim her şeyden, herkesten uzaktaydım..
Yalnızlık,
Sevgide “vermek” vardır Leylâ. Vermek.
Ve bunu anlamak... Yoksa senin sorduğun gibi ne yalnızlık, ne merhamet, ne iki acının itişi... Salt huyun, suyun da önemi yok. Bu dediklerinin hepsi değişebilen, yerine, çevresine, uygarlık ve hayat davranışlarına
göre türlü görünüşler ve etkiler uyaran nenlerdir. Biraz Allahçı olsam, Allah biz insanoğullarına şaka yapıyor diycem. Sahi, şaka gibi. İyi anlatamadım canım. Bu vermek bahsini “UNUTAMADIĞIM”da bulucan. Sıkmazsa yeniden bir oku...