Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Can Yaba

Can Yaba
@canyaba
Öğrenci
Bülent Ecevit Üniversitesi/Psikoloji
Zonguldak
26 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
64 syf.
·
Puan vermedi
Zweig’in bütün kitaplarında olduğu gibi burada da tasvirler gerçekten üst düzeyde. Bir süre sonra satırların arasına iyice dalıp sayfaları hızla çeviriyorsunuz. Hem bu denli akıcı olması hem de kolay tüketilebilir olması (60 sayfa) kitabı edinmeniz ve okumanız için bir sebep olabilir. Bunların yanı sıra dipnot olarak da şunu eklemek isterim: Ben zweig’in yaklaşık 8-10 kitabını okumuşumdur ve bir psikoloji öğrencisi olarak psikolojiden, spesifik olarak da psikanalizden esinlendiği pek çok şeye rastladım. Eğer bir psikoloji öğrencisiyseniz mutlaka zweig ile tanışmalısınız. -SPOILER- . . . . Pekala soruyorum, doktoru humma’ya götüren gerekçe, yardım etme isteğinin gücü müydü yoksa hayatı boyunca ona hükmetmiş kadınların profilinde olan bir kadının elinden kayıp gitmesine hissettiği ızdırap mı?
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,1bin okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig
7.8/10 · 111,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün hayatı boyunca konuştu. Sonunda tutunamayanlar diye bir söz çıkarabildi ortaya: bir tek kelime. Çoğul bir kelime. Unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime. Bu sefer düşüncesini Süleyman Kargı'dan başkasına açıklamadı. Süleyman'da kimseye söylemedi. Bütün hayatınca tutunamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. Kendisine de buluşmalarından korktuğunu anladı. Onlara yapmış olduğu bu haksızlığın ıstırabıyla kıvrandı. Onların gerçek temsilcisi olmak için eline çok fırsat geçmiş olduğunu ve bu fırsatları kaçırdığını anladı. Bu düşüncelerinden de kaçmaya çalıştı. Bütün hayatı boyunca düşüncelerinden kaçmıştı. Son olarak odasına sığındı. Kapıyı kapattı. Sesleri duymaz, görüntüleri görmez oldu. Yemek yemez, içki içmez oldu. Dostundan kaçar, düşmanını bilmez oldu. Sığındığı son yerde de onu buldular. Yerini tespit ettiler. Bütün tanıklar dinlendi. Savunmalar alındı. Gereği düşünüldü. Hiçbir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar verildi. Adam kapıyı açtı, içeri girdi ve tabancasını çıkararak ateş etti.
461 syf.
·
Puan vermedi
Nereden başlayacağımı bilemediğim nadir kitaplardan. İnanılmaz etkilendim ve neden dünyaya bu kadar mal olduğunu ve asla eskimeyecek bir klasik olduğunu anladım, bir daha unutmamak üzere. Olayın akışından bahsedip sade şekilde özetleyerek sığ bir açıklama yapmak bu kitap için yakışı kalmaz. Öncelikle, hayatımın bu döneminden sonrasına entegre
Sefiller
SefillerVictor Hugo · Mavi Yelken Yayınları · 201087,1bin okunma
Reklam
274 syf.
·
Puan vermedi
Moskova hayatının sahteliğinden, gırla toplum yasalarından, insanların arasındaki sınıflardan( kendisi bu sınıfların en üstünde) ve mide bulandırıcı aristokrasi dünyasından rahatsız olan soylu Olenin’in bilinçaltı bunları açığa çıkarmaya çalışırken bir taraftan içinde bulunduğu toplum sahte davranmasına zorluyor. İşte bu zıtlaşmanın arasında sıkışıp kalan Olenin ne istediği gibi davranmayı becerebiliyor ne de gerçek sevgiyi bulabiliyor. Daha sonra bu arayış onu sıradan bir yaşamın içine iter ve gerçek olan tüm duyguları doğanın içinde bulacağını düşünür. Sonra ver elini Kafkasya... mutluluk doğayla birlikte olmak, doğayı görmek ve doğayla bağlar kurmak” mottosuyla çıktığı bu yolculukta doğanın insanlarıyla türlü ilişkiler kurar. Gerçek sevgiyi burda bulur. Daha önceki hayatında her hareketi her düşüncesi ona dayatılan sosyete normlarının etkisiyle ortaya çıktığı için; bu doğallık karşısında zaman zaman şaşkınlıklar yaşar. Burada yaşadığı aşk, inandığı soylu düşüncelere hiç benzemediğini fark eder. Sonuç ne olursa olsun yaşamın özünü tattığı için yaptığı hiçbir hareketten pişman olmaz. Tabii yeroşka’yı da atlamak istemiyorum. Tüm bu yasa saçmalıklarını umursamayan, bir kez geldiği hayatta eğlenmeyi yaşamının merkezi haline getirip bil’fiil içen, ve küçük mutluluklarla yetinmeyi bilen bir ihtiyar. Bu kitap üzerine kuracağım daha çok cümle var. Tolstoy’un dili o kadar sade ve akıcı ki bir çırpıda okunuyor.
Kazaklar
KazaklarLev Tolstoy · Amfora Yayınları · 20064,207 okunma
175 syf.
·
Puan vermedi
Balzac bu kitapta -en önce- bana hayata dair kullanabileceğim bir çok özdeyiş ve öğüt bıraktı. Dışı parıl parıl parlayan ama içi pişmanlık kurtları ile kemirilen, geçici zevkleri sürekli acılarla pek pahalıya ödenen bu Paris sosyete hayatını çok yakından tanıdım. Tabii en çok dikkatimi çeken karakterlerden biri de Vautrin oldu. Bu sosyete zümresini çok iyi tanıyan, bu zümrenin pisliklerinin her birini bilen bütün sahteliklere şahit olan ve Eugene’nin -o dinlemese de- akıl hocalığını yapan bir karakterdi. Gelelim Eugene’ye. Ailesi tarafından erdem, iyilik, doğruluk, dürüstlük, sahibi olarak büyütülen Eugene’nin; bir taraftan kendisine öğretilen ve karakterini oluşturan bu değerlerinin, bir taraftan ise sosyete hayatına girmek istemenin getireceği sahteliklerin çatışmasına tanık oldum. Ceplerinde 3 kuruş para olmasa bile sosyete zümresinde kabul görmek için giyim ve kuşamı her şeyden önde tutan zavallılar... ve tabiiki hayatını kızlarına adamış, onların bir dediğini iki etmeyen, onlar soylu gözüksünler ve sosyete hayatında var olsunlar diye kendisini yok etmiş bir baba. Goriot Baba. fakat insanoğlu çiğ süt emmiştir. kendi çıkarları ve ihtirasları için ona her seyini vermis, tüm kalbini onun icin adamıs bir insanın kalbini söküp atmaktan hiç çekinmez. önünü açsın diye uçurumdan itmesi gerekse, gözünü asla kırpmaz. Bu babası olsa bile...
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · Mercek Yayıncılık · 014,7bin okunma
724 syf.
·
Puan vermedi
dolu ve derin olanların fazla geldigi, uyum saglayamadıgı bir dunyanın klasigidir. soz konusu durumda olanların hepsinin gunlugu aynıdır. onlar yazdıklarını kendisinde bir kopya bırakmaksızın dagıtır, onlar kendini insanlara anlatmak icin kıcını yırtar, degısık cevre ve ınsanlara yanasır, kendı kendıne kurtulmayı dener, aslında hepsi kurtarılmayı bekler, aslında hepsı kurtarılmayı beklemesının anlamsız oldugunu farkettıgı anda tıkanır, dunyaya bakıs acısına verdıgı kavisin logaritmasini hesaplıcam, en ıyısını yasıycam derken hıc yasamadıgını farkeder bır gun, hepsi vurulur. hepsinin ardında pisman birileri k(a)lır.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
Can Yaba tekrar paylaştı.
-"Artık Tanrın yok mu?" "Yok arkadaşım. Kesinlikle yok. Eğer Tanrı olsaydı, benim şu gözlerimle gördüklerimin olmasına hiçbir zaman izin vermezdi. Bırak, onların olsun Tanrı." -"Tanrı'nın varlığını savunuyor onlar." "Açıkçası dine inanarak yetiştirildiğim için O'nu özlüyorum."
712 syf.
·
Puan vermedi
tarih boyunca tonla çatışmalar, savaşlar, ölümler olmuştur. kendi ırkını ya da ulusunu ilgilendiren savaşlardan da haberin olmuştur illaki. ama bu kitap savaşın mermilerle, uçaklarla yapılmadığını öğretti bana. bu şaheser karşıt kavramların( savaş-barış, aşk-yenilgi, sadakat-ihanet, korkaklık-cesaret vb.)savaşını birbirine zıt iki altere sahip jordan’ın kafasından öyle açık anlatıldı ki, söyleyecek çok şey bulamadım. açıkçası kitabı yaşamak, hissetmek, sayfaları her çevirişimde farklı duyguları tatmak bir çok cümleden daha kuvvetliydi. olmadı, bu son hiç olmadı. kitapta türlü duygu değişiklikleri yaşadım ama sona vardığımda bitmemişlik duygusu tamamen kapladı içimi. kitabı okurken en çok düşündüğüm kavram “yaşamak” oldu. yaşam. cidden ne için yaşıyoruz? nedir bu bitmeyen savaş? fiilen değil kastettiğim, nedir bu hayatın bitmeyen savaşı? neden, en mühim olan hayatı yaşamamıza ket vuran anlamsız davalar, savaşlar? çok acıttı bu soruları sormama sebep olan bu kitabın her cümlesi. açın gözlerinizi, bakın etrafa. çanlar hepimiz için çalıyor.
Çanlar Kimin İçin Çalıyor
Çanlar Kimin İçin ÇalıyorErnest Hemingway · Aslı Yayınları · 200411,9bin okunma
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.