Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz Hüseyin'in ismini Allah katından getiren Cebrail Aleyhisselam da vardı.
Her şeyden önce Allah'ın kendi Kuran'ında yaradılış hakkında ikide bir, "şunu bilin ki ben göklerle dünyayı 6 günde yarattım. Bu altı günden 4'ünü dünyaya, 2'sini de göklere ayırdım" bilgisi için defalarca Cebrail'i koşturması (!) ve de lüzumsuz tekrarlara başvurması doğru olmaz. Bilgi yanlışlığı bir yana; tek bir cümle ile ifade edilebilen bir bilgi için, Kuran'ı aynı mesajı veren yazılarla doldurmanın ne anlamı var ki! Gerçekten çağdaş dünyanın herhangi bir anayasasında bir konuda birkaç maddenin -harfiyen- aynı olması görülmemiştir. Hele bir yasa -iddia edildiği gibi- büyük bir yaratıcıya aitse tekrarlar içinde olmamalı. Zaman zaman vurgu yaptığım gibi bu, Kuran'ın cidden önemli bir eksikliğidir.
Sayfa 48 - 1.Bölüm: Kuran'da öne sürülen kainat yaradılışının tarihteki kökeniKitabı okuyor
Reklam
Karıncaların Dili
"Nihayet, elindeki feneri güneş'in önüne tutan budala bir çocuğun, annesine "Neden güneş fenerimin ışığını yok etti?" diye sormasıyla başlayan irfani hikaye ile mecmua sona erer.
Öylesi bir demde bir yandan Cebrail tüm âlemlerin Resûlullah hürmetine yaratıldığını söylerken, Azrail onun oğullarını birer birer çekip almıştı yeryüzünden. Mal ve evlatla kibirlenen müşrikler, "Bu ne menem seçilmişlik! Kendi oğulların birer birer ölüp gitti. İlahına yalvar da onları elinden almasın," diyorlardı. Öyle ya! Evladını bile kurtaramamış biri nasıl kurtaracaktı Mekkelileri? Onlar kendilerine ölümsüzlük vaad edilmesini isteyen ve Hesap Günü'nden dehşetle kaçan insanlardı. Onlara göre oğul, neslin yürümesi ve ismin yaşatılması demekti. Herkeste olan bu nimetten bile yoksun birine mi iman edeceklerdi? İçlerinden birkaçı, "Senin soyun güdük kaldı. Sen ebtersin! İzin yeryüzünden silineceği için bize hınç dolusun!" demeye bile başlamışlardı.
Melekler tabiatları gereği nurani varlıklar olduklarından gittikleri yeri hem aydınlatırlar hem de hafifletir ve oraya bir inşirah ve ferahlık getirirler. Bu nurani özelliklerinden dolayı, meleklerin isimleri hem İbranicede ve Arapçada hem de kadim Batı dillerin- de -Yunancada ve mevcut Batı dillerinde- hep -il son ekiyle bi- ter. Cebrail, İsrafil, Azrail, Mikail. -il eki "ışıkla ilgili olan, nura- ni olan" demektir. Kadim Yunancada güneş helen demektir. He- lenistik dönem, yani ışık dönemi. Helen, "Işık doğudan yükselir." kaidesi mucibince o ışığı ifade eder.
Bu noktada Beyazid-i Bis­tami'nin "ihtiyaç duymamaya" olan ihtiyacı bile birşey ifade etmiyor! Yapabileceğim tek şey, sadece bu sınırsız sevgiyi, Varlığı, "dışar­da" yansıtmanın nasib olması için dua etmek. Sufizm'de Allah'ı sev­ mek demek, yarattıklarını sevmek demektir. Allah ile bir an'ım var. . ..
Reklam
Allahın kelamı ile olan bağını güçlü tut. Onu her zaman Cebrail tazeliğinde oku. Semadan sana sarkıtılan o ipe sımsıkı yapış,ona iyice sarıl.
"Yeniden doğacaksın. Kıyametini yaşayıp yeniden dirileceksin.Azrail'i İsrafil'i ve Cebrail'i âdeta göreceksin. Yardım edecek onlar sana . Domuza karşı aslan ,yılana karşı kartal, baykuşa karşı hüthüt, kargaya karşı bülbül,eşeğe karşı at olacaksın. Dünyaya,eşyaya yeniden anlamını getireceksin.O zaman Allah da sana , senin kendi öz anlamını bağışlayacaktır. Hiç kuşkun olmasın."
Sayfa 68 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.