Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cami Baykurt’un bir parti kurma girişimini Celâl Bayar’ın da duymamış olmasına imkân yoktur. Nitekim hal hatır sorduktan sonra Celâl Bayar Cami beye memleketin durumunu nasıl bulduğunu sormuş. Cami bey de durumun 1919’daki durumumuzdan daha kötü olduğunu söyleyerek: «Çünkü 1919’da her ne kadar vatanımız işgal altında idi ise de halkımızın güvenebileceği bir aydın sınıf ve dünya ölçüsünde müttefikler bulma imkânına sahipti. Oysa şimdi Türkiye halkı aydınlar tarafından aldatıldığını anlamıştır ve aydınlara güveni yoktur. Dış dünyada da bir müttefiki yoktur. Bu itibarla halka dayanarak bir şey yapmaya imkân yoktur. Ancak Türkiye politik konjonktür yoluyla kendine bir kurtuluş yolu aramak zorundadır. CHP iktidarı bu politik konjonktürün yürümesine engeldir. Bir millî ve vatansever partinin kurulması gerekir» görüşlerini savunur.
İnönü bir parti kurmak için üçüncü teklifi Celâl Bayar’a yapıyor. O da bunu uygun buluyor. Esasen Bayar’ın daha önceleri de ciddî bir muhalefet cephesi kurma çalışmaları vardır. Cami Baykurt’tan dinlediğime göre, Bayar, Cami Baykurt’un «Parkotel» arkasındaki evine bu tarihlerde gelir. Cami Baykurt yıllardan beri karaciğerinden rahatsızdır, âyrıca da felçtir. Bu ziyaret bir bakıma da hasta ziyareti niteliğindedir. Bayar’la Cami Baykurt 1919’dan o tarihe kadar görüşmemişlerdir. Çünkü Bayar Atatürk’e son derece bağlıydı. Oysa Cami Baykurt’un Atatürk’le arası açıktı. Bu itibarla ziyareti dikkatleri çekecek niteliktedir.
Reklam
Bolşevikler batı dünyasına, özellikle İngilizlere karşı bir tavır takınmışlardı. Türkiye de İngilizlerle ihtilaflı halde idi. Bu itibarla İngilizlere karşı tutumda Sovyetlerden faydalanma düşünülebilirdi. Sovyetlerden faydalanmak için de komünist görünmekte çıkar var sanılırdı. Böylece Türkiye’de İngilizlere karşı Sovyetlerden yararlanmak üzere pek çok komünist ya da komünizan görünen kuruluşlar belirdi. Bunlara başlıca örnek olarak Enver Paşa, Talât Paşa, Bahaettin Şakır, Küçük Talât, Baha Sait, Hafız Mehmet, Tahsin Bahri ve benzerlerini, İslâm İhtilâl örgütünü, Kara Vasıf’ın, Galatalı Şevketin ve arkadaşlarının «Karakol Cemiyeti»ni, Celal Bayar, Refik Koraltan, Kılıç Ali, Yunus Nadi ve arkadaşlarının muvazaa Türkiye Komünist Fırkasını ve birçok kuruluşları belirtebiliriz.
Gidilecek Listelerin arasındasın.
Celal Bayar vefat ettiğinde kütüphanesinde 20 bin adet kitap vardı. Bu kütüphanenin olduğu yerde saklı kalmasını istemeyen Nilüfer Bayar Gürsoy 20 bin kitaplık koleksiyonunu Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi'ne bağışladı.
Celal Bayar
"Kolay değildir bunu hulasa edip ifade etmek.. Atatürk'ün büyüklüğünden az bir şey söyleyeyim: Türk Milletinin, bizim gibi değil, bizden daha ileri olarak, büyük millet olduğuna inanmıştı. Pençe pençe, aksini iddia edenlerle kavga ederdi. 'Siz bilmiyorsunuz efendiler, büyük millettir; buna inanan, kazanır!' diye."
Reklam
Celal Bayar
Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilmesinin ardından verilen İstiklal savaşı bu milletin birçok özelliğinin yeniden ortaya çıkmasına vesile olmuştur.
Celal Bayar
Faşizm, her şey devlet için derken, Atatürk, her şey millet için derdi. Bu, birbirine taban tabana zıt iki dünya görüşüdür. Toplumun temel üstün değerini devlette görenler, faşizmi oluştururken, tek üstün değeri millette görenler, hürriyetçi demokrasiyi oluşturur.
Celal Bayar
Milli tarihine sahip çıkmayan, bu tarihi yeni nesillere aktarmayan milletler, yaşama güçlerini kaybederler. Bu birikim, o milleti ileri taşıyacak en önemli ileri güçtür.
Reklam
Celal Bayar
"Biz; sanayimizi, üretime yönelik makul bir surette muhafaza edemediğimiz takdirde açık ve sarih bir surette arz ediyorum ki, memleketin istikbali ekonomik yönden pek parlak görünmemektedir.
Celal Bayar
"Evet, biz Müslümanız ve Müslüman olarak kalacağız. Şunu ehemmiyetle ve ısrarla tekrarlamak isterim ki laiklik prensibi buna asla mani değildir. Bugün bizi inandığımız gibi ibadet etmekten meneden hiçbir kimse yoktur. Ve hiçbir zaman da olmayacaktır."
Celal Bayar
"Atatürk'ün ağzından işittim, 'Benim getirdiğim laiklik meselesi bu Alevilik, Sünnilik ezeli davasını halledecektir. Bundan başka da çözümü yoktur.' derdi."
Celal Bayar
" Atatürk hiçbir zaman dinsiz değildi. Hurafe düşmanıydı. Ben de öyleyim...."
Doğum sancılar ve Demir kırat sahnede
Böylece kaynaşmalar devam etti. Nihayet, 7 Haziran 1945 tarihini taşıyan ve parti grup başkanlığına verilen bir takrirde, CHP içinde, çok partili rejime doğru ilk çaba başladı. CHP'nin dört tanınmış üyesi, "memlekette demokratik usullerin, daha geniş tatbikine geçilmesini" istediler. Dörtlü Takrir adını alan bu yazının altında; Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan'ın imzaları vardı. Takrirle, demokratik hürriyet ve murakabenin Atatürk'ün de adına bağlı olan 1924 Anayasasında da bulunduğunu kaydederek, çok parti adını anmadan, başlıca üç maddelik bir teklifte bulunuluyordu.
Sayfa 126 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.