19 eylül 1949 tarihinde CHP Milletvekili Nihat Erim, -Celal Bayar'ın benzer sözünden on yıl önce- "Türkiye küçük bir Amerika olacak müjdesini verdi
Sayfa 31 - YalçınKitabı okuyor
Doğan Bey'in bu sözlerini duyunca modern sanatı neden sevmediğimi anlamıştım.
Reklam
Hayır, hayır! İnsan gençliğinde matematikle çarpma ya da bölme yapar gibi mi evlenmeli!? Evlenecek gençlere daima sakin olmayı, iyice düşünmeden karar vermemeyi tavsiye ederler. Seneler geçip de o sükûnet geldikten sonra o evlilikten lüzumsuz, o evlilikten tatsız bir şey göremem. - Bu sözlerin hepsi... Celal Bey, zavallı Dilber'i gözünün önüne getirmesinden doğan merhamet ve aşkla sözüne devam ederek: - Güzel olan bir genç kızın iffet ve sevgiyle bir kalbe sahip olmak, sevgi istemek, aşk tabloları gibi kendisini çiçekler içinde gösterecek gençlik hayallerine sevinç kaynağı olmak yaradılış tarafından bahşedilmiş en büyük imtiyazı, en doğal hakkıdır... Eğer herkese sükûnet geldikten sonra evlenecekse, o güzel kız bu doğal hakkını nereden arasın? - Bu sözlerin hepsi gençlik ateşi içinde olan zihnin sayıklamasıdır. - Hayır, yanılıyorsunuz. Ruhun o çalkantısı, tabiatın o ateşi olmazsa hayattan bir maksat, bir lezzet anlayamam. Kalbe sükünet gelince insanı yerin altına koyarlar.
"Türk milleti zekidir, Türk milleti çalışkandır" da der Atatürk.Rahmetli Doğan Kuban Hoca derdi ki “Adam böyle olmadığını biliyor, olmasını istiyor"
Teşkilat-ı Mahsusa / (Celal Bayar)
“Osmanlı Devleti içinde ülkü ve fikir birliği yapmak, dünya yüzündeki bütün Türkleri bir bayrak ve bir devlet görüşü altında birleştirmek, temsil ettiğimiz manevi iman düzeni olan müslümanlığı izlenecek dış politikanın etkin kuvveti durumuna getirmek, sömürgecilik ile savaşarak milli kurtuluşlar dönemini açmak ve bunun kadrosunu yetiştirmek amacıyla Teşkilat-ı Mahsusa kurulmuştur.“
Sayfa 62 - Tekin Yayınevi, 1979Kitabı okudu
Vay pezevenkler vayy!
O tarihlerde İstanbul'da tam 70 randevuevi vardı. Müşterileri hep üst düzey zenginler, siyasetçiler ve bürokratlardı. Devlete hizmet vermiyor da değildi hani. Örneğin, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Endonezya Cumhurbaşkanı Ahmet Sukarno Istanbul'un güzelliğine ve kendisine sunulan Lüks Nermin'in kızına âşık olmuştu. Gezisini. çok beğendiği "yatak arkadaşı" için bir gün de uzatmıştı. Endonezya cumhurbaşkanını Türkiye'den gayet mem-nun uğurlayan Türk diplomatlarının sevinci kursaklarında kalmıştı. Başkent Cakarta'dan gelen mesaj hiç de iç açıcı değildi; Cumhurbaşkanı Sukarno İstanbul'da belsoğukluğuna yakalanmıştı!
Sayfa 63
Reklam
200 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.