Şair Sezai Karakoç'un Muazzez'inin sayılsalcı olması, şiiri sevmemesidir bazen hayat. Öyle olmasa Monna Rosa olabilir miydi? Hiç evlenmemiş. Gerçekten ona olan sevdasından aşk yoksa hiç bir şey olmasın demesindense helal olsun milyon defa!!!
Varsın Monna'sı onun aşkını küçümsesin. Ona sadece şair denmez adam denir, insan denir ve en önemlisi aşık denir. Onun bu kimliğini eleştirenleri bende içimden bir güzel eleştiriyorum. Dindar adam aşık olmaz diye bir kural mı var? Varda ben mi bilmiyorum? Ne konuşmuş kadının hakkında? Üzecek, kıracak, küçük duruma, utanmış hallere sokacak? Hiç. Aşık adamın işi değil böyle kirli paslı işler. Ben bugün bu büyük ustaya Allah rahmet eylesin demek için okumak istedim bir kitabını. Kalemi bana hep ağır gelmiştir. Yazdığı konular gereği. O yüzden seçtiğim kitap minik bir kitap, Monna Rosa oldu... Dün gitti. O kocaman kalbiyle akıllara durgunluk ve doygunluk veren kalemiyle göçüp gitti....
Ben şiirlerini çok severim ama çoğunlukla bir bütün olarak değil. Bir cümlesine takılırım çoğunun. Zekasını en çok hissettiğim kelimelerini. Monna bunu yapabilseydi... Monna Cemal Süreyya'dan da "y" attıran Monna!
"ellerinden belli olur bir kadın."
"Ben onun sılası, kendimin gurbetiyim..."
"Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara."
"Kanadı kırık kuş merhamet ister..."