cicoretti
@cicoretti
Sen yoksan ben neden varım gönlümün prensesi ...
MD
Doktora
ANKARA
371 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Neil Postman' dan bir alintı
Orwell kitapları yasaklayacak olanlardan korkuyordu. Huxley'in korkusu ise kitapları yasaklamaya gerek duyulmayacağı, Çünkü artık Kitap okumak isteyen kimsenin kalmayacağı şeklindeydi. Orwell hakikatin bizden gizlenmesinden, Huxley hakikatin umursamazlık denizinde boğulmasından korkuyordu. Orwell bizi nefret ettiğimiz şeylerin mahvetmesinden, Huxley bizi sevdiğimiz şeylerin mahvedeceğinden korkuyordu.
Kongo'nun İturi Yağmur Ormanları'nda yaşayan dünyanın en kısa boylu insanları Mbuti Pigmelerinden olan Ota Benga, New York Bronx ''hayvanat-insanat'' bahçesinde 1906'da yakın akrabası (!) sayılan maymunların bölmesinden sergilenmiştir.
.........Mbuti Pigmesi Ota Benga' nın seyir malzemesi yapılmasını Hristiyan din görevlileri de dahil pek çok çevre protesto etse de insanlar onu izlemek için sel gibi akmıştı. Paris'te 1931'de kafesler içinde çıplak ya da yarı çıplak sergilenen uzak diyarların insanlarını görmek için altı ayda 34 milyon insan para ödeyip gelmişti.
Selfie hepimizin aynılaştığı bir kitlesek kalabalık içindeki yanlızlığımızın da güle oynaya dışa vurumu... Fakat bunu bugünün dünyasında insanlığımızın en temel sorunlarından biri, belki de birincisi sayılabilecek kimlik sorunuyla ilişkilendirmek çok doğru olmaz.
....''Selfie'' çığırı dikkate alındığında insanlığımızın kimlik sorunu veya kimliğini sorgulamak gibi bir derdi olmadığını, esas sorunu dışardan ya da dışarıya nasıl görünmek istediğimizle ilgili olduğunu düşünmek daha doğru olur.
Sayfa 60Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Witold Gombrowicz' den alıntı
İnsan hiçbir zaman kendisi olmayıp, insanlar arasında doğan bir biçim tarafından tanımlanmış olduğundan kendi özünde bile sahtedir. İnsan olmak oyuncu olmak demektir, insan olmak insan taklidi yapmaktır. İnsana maskesini çıkarmayı öğütlemiyorum ( bu maskenin ardında bir yüz yok), ondan istenebilecek tek şey, durumundaki yapaylığın bilincine varması ve bunu itiraf etmesidir.
Idrarla şifa başka tür manevi mesnet ister. Sabahları bir saat konuşmamayı beceremedikten, hayvan eti yedikten, vecit icinde nefesini dinleyemeyip zihniyetini değiştirmedikten sonra kanserden korunmak için çiş banyosu yapsan ne yazar.
Bence tek tek seciyorlar kafamızı. Yüreğe uygun kafayı takıyorlar. Nasibimize düşen neyse o kadar hissedebiliyoruz.
Evde hımbıl hımbıl oturup Tosun Paşa seyreden kendisi değilmiş gibi 200 basan motorlardan ve bitimsiz orgazmlardan soz ediyordu.
Hiçkimseyi size bir şey yaptığı için suçlayamazsınız - size yapılan herşeyi siz kendinize yapıyorsunuz. Kendi gerçekliğinizi siz yaratıyorsunuz. Her şey bir kozmik oyun ve sizden başka bir şey yok.
... tohuma baktığınızda, tohum-ağaç ikiliğinde doğanın eşsiz işleyişini görmeliyiz. İster bir ağacın tohumu, bir tavuğun yumurtası, bir insan spermi veya bir deniz yosunu yumurtası olsun, fark etmez. Tohum eşsizdir çünkü tohumun şuuruna girebilen biri, tohumun küçücük bir kabukta kısılıp kalmış olmasına rağmen, kendini tamamen büyümüş bir ağaçmış gibi gördüğünü anlar.
En kısık sesli istasyon , ruhsal olandır. Bu içimizden bize neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söyleyen ses, daha yüksek varlığımızın sesi, vicdanımızdır.
eğer bir restoranda servisten memnun değilseniz, kasiyer veya garsonla konuşmak yerine işletmeci ile konuşursanız daha iyi sonuçlar elde edersiniz.
Öfkenize başka insanların ( ya da durumların) sebep olduğu sözü sadece bir yalandır. Öfke bir seçimdir.
Öfke size güçlü bir müttefik olabilir. En karakteristik duygulardan biridir ve duygu sistemini temizlemede çok etkili olabilir. Fakat, öfkeniz bir alışkanlığa dönüştüğünde, dönüştürme gücünü kaybeder ve size engel olmaya başlar.
Mutluluğun peşinde koşarken memnuniyeti ıskalarız.
Başarısızlık, en büyük modern tabusu. Başarıya ulaşma reçeteleriyle dolu olan popüler kitaplar, başarısızlıkla baş etme konusunda büyük ölçüde sessiz. Kişinin başarısızlıkla yüzleşmesi ve başarısızlığa yaşamöyküsünde yer vermesi meselesi, bizi için için kemiren ama başkalarıyla nadiren tartıştığımız bir konu. Bunu yapmak yerine klişelere sığınıyoruz: yoksulların haklarını savunan kesimler bile, '' başarısız oldum'' sözündeki yakınmayı gidermek için, ''hayır başarısız olmadın sen bir kurbansın'' gibi sözde rahatlatıcı bir karşılık veriyor. Açık açık konuşmaktan korktuğumuz her konuda olduğu gibi, bu durum da, içimizdeki obsesyonu ve utancı daha şiddetlendiriyor. Kişinin zihninde yankılanan ''yeterince iyi değilim'' düşüncesiyse değişmeden kalıyor.
