Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın romanları daha çok bilinir; ben de romanlarını okumakla başlamıştım. Bu kitabını biraz geç gördüm. Bu kitabında da bilgiyi verirken bir roman kadar akıcı bir şekilde vermiş gerçekten. Yeni bilgiler, orjinal tespitler ve özgün bakış açılarından dolayı da böyle düşünüyor olabilirim. Fatih hakkında verdiği bilgiler bir yana Fatih'e bakış açısı gerçekten saygıdeğer yazarın. Herkesin kafasında belli bir Fatihi vardır ama herkesin kafasındaki Fatih 'en az' yazarın bu kitabında resmettiği şekilde olmalıdır diye düşünüyorum. Bu kitabın ilk bölümüydü ve sadece bu bölüm için bile bu kitabı okurum demiştim; ama sonra devamında da çok orjinal konulara temas ettiğini gördüm. Shakespeare ve Türkler konusunu ve Dante ile İslamiyet bağlantısını çok güzel analiz etmiş incelemiş. Çok zevk aldım okurken. Yine Marco Polo ve Osman Bey dönemine gidip dönemi çok güzel analiz etmiş ve anlatımıyla Osman Bey'in önünde bir kere daha saygıyla eğmiş okuru. Kitaptaki konuların çoğunun çıkış ve varış noktası Doğu-Batı çekişmesi ve Batıyı batı yapanın Doğu olması. Yazar savunduğu bu düşünceyi gerçekten sadece yüzeysel örnekle değil derin bir incelemeyle savunmuş. Ve okura akıcı bir anlatımla anlatmış. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Kayıp Tarihin İzinde
Kayıp Tarihin İzindeBeyazıt Akman · Kopernik Kitap · 2017629 okunma
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Reklam
Çıkış belli varış belli Kim demiş mechul asker Yattığı toprak belli tuttuğu bayrak belli...
Şâhidî derd ü belâdır şâhid-i aşk u velâ Sebt-i da'vâ etmeye bürhâna gelmişlerdeniz Bunu yazan adam eminim ciddi bir şey söylüyor: “Biz” diyor “Cenab-ı Hakkın ruhlara ilahi aşkı sunduğu o günde aldığıma aşk ile sarhoş olup öyle yola çıktık.” “Elestu bi rabbiküm.” “Kalu belâ.” Ben sizin rabbiniz değil miyim? Evet! Ya Rabbi. Söz verdik ya, sözünde dur artık. “Belâ” dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, belasız gün yok. Bekleme... Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doğru gidiyoruz. Çıkış belli, varış belli. Kim demiş meçhul asker? Yaptığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli. Ancaaak... Aşıklık adamlık “bela” dostluk için şahit lazımmış, delil devşirmek lazımmış ki o şahit delil bela çekmekle oluyormuş. Adı geçen bela ise dünyada bulunuyormuş, o yüzden dünyaya şöyle bir uğradık, işimizi halledip gidecegiz. Toplayın bavulları tren kalkıyor.
“Elestü bi rabbiküm.” “Kâlû belâ.” Ben sizin rabbiniz değil miyim? Evet! Ya Rabbi. Söz verdik ya, sözünde dur artık. “Belâ” dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, belasız gün yok. Bekleme... Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doçru gidiyoruz. Çıkış belli, varış belli. Kim demiş meçhul asker? Yapttığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli.
, özetlediklerimizi ve belirttiğimiz olgulada vardığımız kesin sonuçları özetlersek, Favorelles'in masum ağaç budayıcısı, Toulon'u n ürkütücü kürek mahkf ı mu Jean Valiean'ın on dokuz yılda iki olumsuz davranış biçi m i ge­ lişti r diğini söylemekle yetineceğiz: İlki, kafası karışmış bir halde, hiç düşünmeden, içgüdüsel olarak çektiği acılara mi­ silleme yaparmışçasına aniden harekete geçmesi; ikincisi, ya­ şadığı felaketin şekillendirdiği yanlış düşüncelerle ciddi bir şekilde, bilinçli olarak tasarladığı ve başını derde sokacak davranışlarda bulu n r n asıydı. Bu planlı girişimler sadece belli bir kişiliğe sahip olanların kat edebileceği ar t arda gelen üç aşamadan geçiyordu: Mu h akeme, irade, dikkafalılık. Dü­ şüncelerini pratiğe geçirmesini sağlayan etkenler doğal öfke­ si, ruhunun kederi, maruz kaldığı haksızlıkların derin etkisi, hala kaldıysa, iyiler, masumlar ve dürüstler de dahil olmak üzere tüm insanlara olan tepkisiydi. Tüm bu düşüncelerinin çıkış ve varış noktası insan yasalarına duyduğu kindi; bu kin gelişim sürecinde herhangi bir ilahi güç tarafından durdu­ rulmazsa, zamanla topluma, ardından insanlığa ve evrene duyulan kine dönüşebilir, kendini herhangi birine şiddetli bir zarar verme arzusu halinde dışa vurabilirdi. Anlaşılacağı gibi, Jean Valiean'ın kimliğinde çok tehlikeli bir şahıs oldu­ ğunun yazması boşuna değildi.
Reklam
Can Veren Pervaneler
Hayati İnanç – Can Veren Pervaneler -2 Şâhidî derd ü belâdır şâhid-i aşk u velâ Sebt-i da’vâ etmeye bürhâna gelmişlerdeniz Bunu yazan adam eminim ciddi bir şey söylüyor: “Biz” diyor “Cenab-ı Hakkın ruhlara ilahi aşkı sunduğu o günde aldığıma aşk ile sarhoş olup öyle yola çıktık.” “Elestu bi rabbiküm.” “Kalu belâ.” Ben sizin rabbiniz değil miyim? Evet! Ya Rabbi. Söz verdik ya, sözünde dur artık. “Belâ” dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, belasız gün yok. Bekleme… Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doğru gidiyoruz. Çıkış belli, varış belli. Kim demiş meçhul asker? Yaptığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli. Ancaaak… Aşıklık adamlık “bela” dostluk için şahit lazımmış, delil devşirmek lazımmış ki o şahit delil bela çekmekle oluyormuş. Adı geçen bela ise dünyada bulunuyormuş, o yüzden dünyaya şöyle bir uğradık, işimizi halledip gidecegiz. Toplayın bavulları tren kalkıyor.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.