Bazı konular olur ki insan onun üstesinden gelmek ister ve bunu başarmak uğrunda da bir hayli fedakârlıkta bulunur. Fakat istenilene ulaştıktan sonra o konudaki eskiden görülen parlaklık ve arzu, insanın nazarında silinir gider. Adam kendi kendine der ki, "Meğer ben ne budalaymışım? Kaç zamandır olması için çıldırıp durduğum şey bu muymuş?" İnsan yalnız böyle kendi budalalığına hükmetmekle kalmış olsa iyi... Ya o emeline kavuşma uğrunda sonunu asla düşünmeksizin göze almış olduğu fedakârlıklar ve delice hareketler, sonra kendi için pek çok pişmanlığa yol açacak durumlar varsa, adam o şeyi yaptığına yapacağına büyük bit eziklikle pişman olur.
Sayfa 75 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 3. baskıKitabı okudu
"Allahu ekber" cümlesiyle bildirir,
"Sübhanallah" takdisiyle tarif eder, "Elhamdülillah" senalarıyla sevdirir.
...insanların kendisini niye öldürdüğünü bilmek kolay değildir, en yakınları bile bilemez, herkes çıldırır, herkes zor zamanlar geçirir, bazen nedensizdir ve neredeyse her zaman bir sırdır...
Sayfa 115Kitabı okudu
yine ağustos gelse el ele versek
sen anandan kaçsan ben yalnızlığımdan yeni yoldan sazanli çaydan geçsek
güneşin bahçeleri emzirdiği saatte
susamışlar aşkına, kandım diyesi
uzun uzun öpüssek
23 Temmuz ile 1 Ağustos arasında dünyayı savaşa götüren on günü Almanya açısından anlatan Beyaz Kitabın başlığı; Rusya ve Hükümdarı Nasıl Alman Güvenine İhanet Etti ve Avrupa Savaşı'na Sebep Oldu. Elbette
Britanya'nın Mavi Kitabı, Rusya'nın Turuncu Kitabı ve Fransa'nın Sarı Kitabı aynı fikirde değildi. 24 Temmuz'da St.
doğa çocuklara, küçük olmanın getirdiği baskıları atlatabilmelerine yardım eden büyük bir duygusal esneklik veriyor ama yine de bu baskılar onların hafiften ruh hastası yetişkinlere, bir zamanlar sahip olmadıkları ya da (daha yaygını) kendilerini kurtarmak için çıldırıp tüm gücü ele geçirmek için deliren yetişkinlere dönüştürüyor.
Sayfa 96 - İthaki ModernKitabı okudu
