Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne zamandı, kimseler tam bilmiyor, ama toprağın üstlerine ince bir torba geçirilmişti. Göğün hemen altında serilmiş, sınırlardaki son ağaçların kalın köklerine sıkıca kıstırılmıştı. Seyrek dokulu, nerdeyse saydam bir örtüydü, dışarının görülürlüğünü kısıtlamıyordu, çağdaştı, uygardı, ne var ki ona değip süzülen ışıkta, bütün renkler bulanıklaşıyor, parlaklıklarını yitiriyor, sonunda tekdüze bir bozlukta, tiz bir alacakaranlıkta donuyordu. İnsanların yüreklerinin daralması, boğazlarının sık sık düğümlenmesi bu yüzdendi. Dışarda kalan gökyüzü, belki yine masmavi, güneşliydi. Eskiden olduğu gibi. Bir yerlerde çingeneler, eski çağlardan bu yana yaptıkları gibi, alacalı çergilerini kentten kente taşıyorlardı.
Sayfa 15 - Can Yayınları, 4. Basım 1991, Güneşli Bir GünKitabı okudu
Evlerinin önünde iplere, dallara serili, her biri ayrı ayrı yoksulluğu belgeleyen rengarenk eski çamaşırlar, çocukların kararmış, çatlamış, çıplak ayakları, ahırlar, at arabaları, burun direklerini sızlatan çöp kokusu, lağım kokusu, çöplük kokusu, yıkık bir duvar, duvar diplerinde kümelenmiş yaşlı kadınlar, kahve önlerinde, bakkal önlerinde şarap içen, Esrar içen yaşlı Kürtler, Çingeneler, anlatırlar bütün yalınlığıyla insan onuru ile çelişen yaşama biçimlerini.
Reklam
421 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İkinci Dünya Savaşı'nın insanlık tarihi adına utanç verici zamanlarının anlatıldığı Rudi Weiss ve Erik Dorf'un günlüklerinden oluşan kitapta mevki ve rütbe uğruna duygularından, hislerinden ve insanlıklarından kendini soyutlayan bir güruhun planlı, projeli ve düzenli bir şekilde uyguladığı oldukça profesyonel bir toplu katliama tanık oluyoruz.
Holocaust
HolocaustGerald Green · Altın Kitaplar Yayınevi · 197850 okunma
Çingenelerin 1.5 milyon insan kaybı var. Ama kimse onlara herhangi bir tazminat ödemiyor ve bundan da söz edilmiyor (...) 1934'lerde ve sonrasında, Çingeneler, dünyadaki yerli halklardan en çok acı çekeni olmasına rağmen, en az önemsenenidirler ve kimse bu konuya değinmiyor.
Sayfa 133
Çingeneler 9. yüzyılda Hindistan'dan dünyaya yayılmışlardır.1400'lü yıllarda Eflak'ta kazığa oturtuluyorlardı. Hollanda'da 18. yüzyılda av partisinde öldürü­len 2000' e yakın Çingene'den söz edilir. 1589 yılında Danimarka, 50 yıl sonra İsveç'te Çingenelere ölüm cezası verilmesi karara bağlanır. İngiltere'de asılıyor, Fransa' da dağlanıyorlardı. Almanya, İspanya, Hollanda, Portekiz, Danimarka, İskoçya, Polonya, Litvanya, Slovakya ve İsveç'te akla gelmedik işkencelere maruz kalıyorlardı. Bu akıl almaz insan hakları ihlalleri daha sonraki tarihlerde de devam etti. 1725 yılında Prusya'da bütün Çingenelerin asılması kararı alındı. Il. Dünya Savaşı sırasında ise 200.000 Çingene Al­manlar tarafından katledildi.Üzerlerinde deneyler yapıldı.1941 yılında baş­layan bir Alman kampında 23.000 Çingene tuzlu suyun insan üze­rinde etkisini ölçmek için işkenceye tabi tutulmuş ayrıca deri ve göz üzerinde asit dökme yöntemi ile renk değiştirme deneyleri yapılmıştı
572 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Notre Dame'in Kamburu
Tarih ve aşkın işlendiği muazzam bir eser. Romanın orijinal ismi "Notre Dame de Paris" yani "Paris Notre Dame Kilisesi". Ancak Türkçeye biraz anlam kaymasıyla birlikte 'Notre Dame’ın Kamburu" olarak çevrilmiş. Kitap ismini Paris'in ünlü yapısı olan Notre Dame kilisesinden alıyor. Yazar kitabın ilk 150-200 sayfasında dönemin Paris mimarisi hakkında bolca bilgi veriyor. Mimarinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor, hatta bir bölümde Paris uzun uzun baştan sona tasvir ediliyor. İtiraf etmek gerekirse bu bölümü okuması epey zor oldu benim için Bu bölümlerde yazarın yakındığı en büyük sorun; her yeni kralın tahta gelmesi ile mimari yapıya kendi tarzını yansıtmak istemesi sonucu, o güzelim yapıları yok etmeleri. Kilisenin tahribatında zamanın etkisinin az olduğunu, kiliseye insanların, özelliklede sanatçıların zarar verdiğini belirtiyor. Son iki yüzyılda mimar olarak yetişen kişilerin mimari yapılarda sürekli bir değişiklik yaratmalarına da değinilmiş. Tüm mimarlar için genelleme yapmıyorum ama yazarımız bu konu da pek haksız da sayılmaz Hikâyeye gelecek olursak; Katedrale bırakılan çirkin mi çirkin bir yaratık Quasimodo ve çingeneler tarafından büyütülen güzeller güzeli bir kız, Esmeralda… Masum ve büyük bir aşk, sonu ise oldukça dokunaklı müthiş bir roman. İyilik kötülük, güzellik çirkinlik, suçluluk suçsuzluk gibi antitezlerin yer aldığı, içinde hem tarih hem aşk okuyacağınız harika bir eser. Kitaptan sonra filmini veya müzikalini de kesinlikle izlemelisiniz
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,7bin okunma
Reklam
Çingenem çingenem:)
”Bir kız çocuğuna 'pembe' adını koymak ne güzeldir. Bu adı, cesaretle yaşayan çingeneler koyar.Hayranlık uyandıracak bir buluştur aslında.”
Çingeneler Zamanı
"Kendime yalan söylemeye başladığımdan beri kimseye inanmıyorum"
Çingeneler,kürtlerden korkar oldu. Ben hem Çingenelerden, hem Kürtlerden korkuyorum. Kürtlerin hiçbir şeyden korkusu yok.
Sayfa 29 - yapı krediKitabı okudu
Çanlar Kimin İçin Çalıyor: Faşizme Karşı Savaşan Gerillaların Unutulmaz Direnişi. Ernest Hemingway’in dünyayı sarsan Çanlar Kimin için Çalıyor romanı, İspanya İç Savaşı sırasında dağlarda savaşan bir gerilla grubunu anlatır. Hemingway kitabın adını John Donne’un bir vaazından almıştır. Eskiden kiliselerdeki çanlar vaftiz, ölüm, nikah gibi
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.