Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu arada çırılçıplak bir isim, Mustafa Kemal, doğuyordu. Kuvâyı Milliyeciler bütün güçleri ile bu çıplak isimden bir efsane kişiliği yaratmaya çalışıyorlardı. Onların bu işi başarmaları da güç olmayacağa benziyordu. Bir yandan Mustafa Kemal'in ruh ve kafa yapısı ile çıkarıp attığı terfilerini süsleyen başarıları, öte yandan da halkın bir kahramana ihtiyacı ve Kuvâyı Milliye ön ekibinin her çeşit üstünlüğü, sonucu sağlama alacak gibi görünüyordu.
Sayfa 227Kitabı okudu
Gölgelerin dışına doğru eğildiğimizde Autmun’un evin yan tarafından son hız dolanıp doğrudan ahıra doğru koştu­ğunu gördük. Bir saniye sonra görüş açımızda Harvey belir­di, iki eliyle tuttuğu elektrikli testereyle kadını kovalıyordu. Ağır, tıknaz vücuduna rağmen Autumn çıplak ayakları ve bacaklarıyla çerçöpe takılıp sendelerken ona gitgide yakla­şıyordu. Kendimizi yine gölgelere gizledik ve Rowan bana yıkıcı, vahşi bir sırıtışla baktı. “Hemen döneceğim, Karakuş.” Bir eliyle ensemi kavrayıp hızlı bir son öpücükle dudakla­rını benimkilere bastırdı ve ardından baltasını yerden almak için beni bıraktı. “Ne yapıyorsun?” diye tısladım. Rowan baltanın sapını omzuna dayadı ve bana göz kırp­madan önce ofladı. “Benim kızımın canını yaktığı için inti­kam alıyorum elbette.”
Reklam
İstanbul şehremini Cemal Topuz'un yazıtları
''Muharebenin ilanından birkaç gün sonra, şehrimize göçmenler gelmeye başlamıştı. Ama ne geliş... Hepsi sefil ve perişan bir halde... Yelken gemilerine, şimendiferlere üst üste yığılan bu bedbahtlar, aç, çıplak Sirkeci'ye çıkartılıyorlardı. Köylerinden, kasabalarından öküz arabalarına binenler, bu suretle yola çıkanlar da ayrı...''
Sayfa 139 - TTK, 4. BaskıKitabı okudu
"Bir tek eşya hatırlatıyor insana olup biteni. Bir tek eşya dokunuyor insana."
"Bir kâbusun uyanma sırasında verdiği kadar acı verecek bana bu parçalanma."
"..."Var" dediğimizde var oluyor bütün "ilişkiler", "yok" dediğimizde isimsiz bir yıldız gibi önemsiz, sönüveriyolar uzayda. Böyle ise eğer boşuna dökülüyor onca kan o terk edişler, terk edilişler anında..."
Reklam
" Kitaplara ithaflar yazmak, beğenilen satırların altını çizmek, sayfaların kenarına düşüncelerini yazmak Selim'e kendini ele vermek, insanların ortasında çırıl çıplak kalmak gibi geliyordu."
Sayfa 367Kitabı okudu
''Hayat, yaşamanın bir kötü taklidi gibi gelir geçer; değmeden, deşmeden."
Sözler erkeklerin ağzından çabucak çıkar, beklemeden. Kadınlar bekleyip, içlerini ezip ezip bir tek kez söyler: "Bitti! "
Reklam
"Onu herşeyden koruyacak bir uykuyu aradı yaralı düşleri"
"... Hasrete hiç alışılmıyordu... Umutsuzluk kadar, aşk kadar, bize bu ıstırabı durmaksızın hissettiren hayat kadar uzun ömürlüydü bu keskin acı..."
"Öyle derin, öyle sahici bir acı katmıştı ki içime, artık kimseyle ve en çok kendimle eskiden olduğu gibi gelişi güzel, yüzeysel bir ilişki kurmuyor, ezbere, otomatik olarak konuşmuyordum..."
Ne saadet uzanmak Evden mektebe kadar Yollarda bırakarak Bir sürü hâtıralar İncitmekten korkarak Yürünen uzun ve dar Ve güneşte yanarak Çatlamış kaldırımlar. Kim bilir ne zamana dek Böylece yürümek gerek Bana çıplak ve yüksek Uzun bir duvar dibinden.
Varlık, 67, 15 Nisan 1936
"O kendi kanına batmış heves... O bütün yitik hayatlara tutulan yasın soylu sesi eşlik ederdi..."
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.