Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
02.04..
Anne bak ben de yaşlanıyorum. Yüzüm,ellerim,hele de gözlerim. Gülmediğim zamanlarda da duruyor etrafındaki çizgiler. Gençliğimin o ışıltısı sönüyor gözbebeklerimde... Anne bak yaşlanıyorum ben de. Yavaş yavaş ağrımaya da başladı dizlerim merdiven çıkarken. Ayakta kalamıyorum üstelik eskisi kadar... Anne dedim ya yaşlanıyorum işte . Tüm duygularım,kalbim hele de ruhum. Daha bi oturaklı oldum, Ölüyor içimdeki sebepsiz neşe, Teslim oluyor zaman denen acımasız katile...
" Gençlik sahip olunabilecek en kıymetli şeydir"
Şimdi öyle gelmez. Günün birinde buruş buruş olup çirkinleştiğinizde, derin düşünceler alnınızda çizgiler bırakıp arzularınızın yangınları dudaklarınızı mühürlediğinde anlarsınız, hem de acı acı anlarsınız.
Reklam
kitabı okurken uyumuşum, 3 yaşındaki kardeşim de kitabı ve kurşun kalemi görünce, kitabıma canice çizgiler atmış.🥺
Senden sonra nasıl mıyım?
Eh işte idare ediyorum. Tartı ile yine başım dertte... Anlayacağın içimdekilerin ağırlığı orada kilo basmıyor. İçte olan dışa vuramıyor kendini yine... Beni bilirsin üzülünce süzüm süzüm süzülürüm... Her geçen gün bir şeyler götürürken benden, bir şeyleri de getirmeyi unutmuyor. Yüzümdeki çizgiler buna şahitlik ediyor. Bunlar için şimdiden önlem almaya yönelik tavsiyelerine uymaya çalışıyorum. Mesela maskeler konusunda kendimi bayağı geliştirdim. Değişik türleri deniyorum. Bazıları işe yarıyor. Sahi bir ara gözaltı şişlikleri içinde tavsiyelerine ihtiyacım var. Gece olunca malum hüzün çökünce içe dışa vurumu gözlerden oluyor genelde... Maskeler diyordum değil mi? Her gün mü olmalıydı? Çünkü beni bilirsin dışarı pek çıkmam. Evde olunca da üşeniyorum... Ama hakkını vermeliyim hani şu maskeler işe yaramıyor değil. Çevremde herkes ne kadar ışıl ışıl göründüğümü söylüyor. Gençleştirici etkisi net yani. Unutmadan şunu da sormak istiyorum; yüzümdekiler için bir şeyler buldun da... Peki ruhumdaki kırışıklıklar içinde var mı bir tavsiyen?. *##/
Bir ağaç olsam
Yazın gelişi benim için kedileşmeyi de beraberinde getirir. Nedir kedileşmek? Yaz havaları bastı mı bir hâller gelir, oradan oraya koşturmak yerine serin ağaçların, ya da evin içinde dolanasım, biraz oraya biraz buraya bakasım, sabahları güneşin altına, akşamları gölgeye uzanasım gelir. Sokaktan geçenleri izlerim, Cihangir'de yere yakın
431 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Mantık bir köşeye fırlatılıp atılınca ortaya çıkan insanın özellikleri gerçekten de korkunç sonuçlar doğurmaya yetiyor. Hangi çağda olursak olalım ne kadar gelişirsek gelişelim içimizdeki içgüdüleri dizginleyemiyorsak ve aramıza kalın hatlı çizgiler çekemiyorsak vahşilik sınırlarımız da artıyor buna paralel olarak. Vahşi insan hep ister. Önce
Hayvanlaşan İnsan
Hayvanlaşan İnsanEmile Zola · İthaki Yayınları · 20042,786 okunma
Reklam
3.4.21 Bu gece yağmurum çok sevgili, bu gece hasret çok, vuslat diye hayal edilen o beyaz gecenin hasıl olacağı gün bugün; sen yoksun, beyazlık yok, vuslat yok. Bir uzun yol çizmişler iki gövde arasına, sanki her türlü nedamet orada, sanki her türlü ermanlık da orada, sanki yokuşlarla düzlükler birbiri içeri ve sanki bize hep dikenli tellerle
104 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ölsem bile yeniden doğmak için ölürüm.
Merhaba sevgili okurlar. "Her şeyi anlatmak gelir içimden"#82782415 Her şeyi anlatmak gelir içimizden, anlatmak... ve sonrada çekip gitmek.! lakin anlatamıyoruz işte, bazı şeyler ki ne yazıya dökülebiliyor, ne de dilimiz dönüyor anlatmaya. Öncelikle kısaca değerli yazarın hayatına biraz değinmek
Yaşamın Ufuk Çizgisi
Yaşamın Ufuk ÇizgisiAhmet Erhan · Bilgi Yayınevi · 1997604 okunma
260 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
YEDİ PEÇELİ HİKÂYESİ
Yazmak istiyorum, güzel bir kitabın bıraktığı izler görünsün diye. En iyi ne zaman anlatılır bir kitap? Okuyup bitirince hemen mi, yoksa ateşin altı fazla açık kalmışsa biraz demlenmesi için beklemek mi lazım? Ben sıcağı sıcağına yazmak istedim. Kitabın verdiği hisleri aktarmak, yazarın dünyasına tanıklık etmek ve daha çok kişinin okumasını
Ciğerdelen
CiğerdelenSafiye Erol · Kubbealtı Neşriyatı · 20031,102 okunma
Bir şarkı yaramı kanattığında, duyuyorum, Zirvesi bulutlardan yüksek bir yanardağın, Yamacından gözlerine bir kuşun daldığını. Adını ne vakit ansam, Ben de o dağla birlikte yanıyorum, Sen gözlerinle bir şiire gebesin. Alnındaki çizgiler, Altını çizdiğim cümlelerden kalma. Bir gün sesim ilişir de sana, duyarsan beni, Ve diyorsam, adımı olur olmadık anma. Anla ki, sözlerime vurulmuş, Köle pazarının paslı prangası. Sürülmüşüm yerimden, yurdumdan. Benden başka kim varsa, Geçinmiş sırtımdan. Ve hatta sen bile. Ben sensiz büyüttüm içimde seni, Fatih değil ben yürüttüm karadan gemileri. Bu yalanla avuttuğum nice delileri, Yüreğimin mahzenine kilitledim, Adını zikretsinler diye. Bir bakış yaramı kanattığında, duyuyorum, Sararmış otların arasından bir çığ gibi, Kurumuş topraklarıma can verdiğini. Ahmet Ekinci
Reklam
“ Diyeceksin ki, hayatında çok güldün de bu gözlerinin kenarındaki çizgiler ondan... Ağzının kenarındakiler de... Hayır azizim! Ben hiç gülmedim demem; güldüm. Güldüm ama şöyle içten, candan gülmedim. Hem, ben ne zaman böyle gülmek istesem anamın bir sözü hatırıma gelir: 'Çok gülen çok ağlar' sözü... Bir türlü istediğim gibi gülemem.”
136 syf.
10/10 puan verdi
Geride Kalanların Hikâyesi
Samançının Colu, eserin orijinal ismidir. Yine gerçek bir öyküye dayanır. Ciyde köyünü de içine alan kolhozda, ismi gerçekten Tolgonay olan bir kadın vardır ve bu kadın eşi ve çocuklarını cepheye göndermiştir. Cengiz Aytmatov, küçükken ailesiyle birlikte Tolgonay Ana’nın evinde misafir olmuştur. Bu arada Tolgonay, bizdeki Dolunay, Tolunay
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,4bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.