Ne istiyorsa verin ya. İmkanlarınız ne kadarsa verin. Siz anlıyorsunuz ki çocuk şımaracak, daha çok isteyecek insanlar. Hayır. Bir şeyi saklamazsınız çocuklar. Yani bir şeyi alabileceğini görmeye başlarsa, neyi isteyeceğini, neyi istemeyeceğini öğrenmeye başlar. Çocuk zaten ailenin ortamını anlarsa, nasıl yaşandığını anlar. Neyi isteyeceğini, neyi isteyemeyeceğini, ne kadar harcaması gerekli olduğunu anlamaya başlar. Yani ne yerinde sorumluluk gelişmez. Ve içinde hep böyle bir şey kalır. Daha fazla yetenekle ilgili müthiş bir hırs buluşabilir. O iyi bir şey değil. Adaletsiz konuşmaları, ortamları, çevreleri çocuğun neyi yapıp, neyi yapmayacağını anlamasını sağlar. Ve sorumluluk daha fazla gelişmeye başlar. Herşeyin aşırısı zarar olduğu gibi bağımlılık geliştirmesine sebebiyet verebilirsiniz anne baba olmak herşeyi tam kararında olması demek ve bu çok zor bir süreçtir.
Çocukluğumuzun efsane çizgi filminin jeneriğinde dendiği gibi; "Eğer uslu bir çocuk olursak, günün birinde Şirinler'i görebiliriz" hayali asla gerçek olamadı. Çünkü yaratıcısı Peyo tarafından Şirin Köy ile ortaya atılan "alternatif dünyanın yaratılma" umuduna büyük güçler tarafından asla izin verilmedi ve verilmeyecek...
En çok Amerika'da rağbet gören Şirinler ne kadar ironiktir ki ilk orada yasaklandı! Nedeni ise kapitalizmin önündeki en büyük engel olarak görülen "komünizmi çocuklara aşıladığı için” .
Sabah yataktan çıkmaktan korktuğumuzda, içimizdeki çocuk aslında şuna benzer şeyler söylemektedir bize: "Beni zorla işe, okula, herhangi bir yere götürdün, hatta sürükledin ve orada da beni istemediğim şeyler yapmaya mecbur bıraktın. Başkalarını mutlu etmek için bana acımasız davrandın. İhtiyaçlarımı umursamadın, görmezden geldin. Duygusal olarak aç bırakıldım, baskı gördüm, çok yoruldum. Artık bunu yapmaya devam edemeyeceğim. Dinlenmeye ve şefkate ihtiyacım var."
...
Küçükken hiçbir zaman çocuk olmamıza izin vermeyen zihniyet, büyüdüğümüzde de bir yetişkin gibi yaşamamıza mâni oluyor.
İçimde kocaman bir yer yeniden çocuk olmak istiyor...
***
Maden Dulları
Bir bayram gününde tanıştım Hasan Dayı ile Tonya’da. Biraz sohbet ettikten sonra bana kendi yazdığı iki kitabı imzalayarak hediye etti. Maden Dulları’nı erkek arkadaşımın bahsetmesi vasıtasıyla biliyordum fakat okuma fırsatım olmamıştı. Öyle mutlu oldum ki Hasan Dayı’nın hediye etmesine, hemen sarıldım kitabıma.
Kitapta, Tonya’dan