Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Avrupa merkezcilik ve bilimsel ırkçılıkta Doğu ve Batı, coğrafya tarafından değil, ya bir rasyonalite/medeniyet ayrımı ya da bir rasyonalite/ırk ayrımı tarafından farklılaştırılan yapılardır.
Sayfa 23 - Nobel Akademik Yayıncılık, 2023.Kitabı okudu
Kur’an sadece bir din kitabı değil, aynı zamanda bir tarih, coğrafya ve strateji kitabıdır.
Reklam
İlk Günah’ın felsefi bir anlamı var. Ölüler yaşayanların peşini bırakmıyor, iki kuşak önce yaşamış bir anneannenin zeka kıtlığı silinmez bir iz bırakabiliyor bizde de. Sonra coğrafya… Başka medeniyetlerin birkaç yüzyıldan beri aşmış olduğu bir medeniyet merhalesine zincirli kalmış milletler var: Coğrafi bir kader bu da. İnsan tek başına kendisini şekillendiren bir bütün değil. Ve dünya insan zekasının fetihlerine rağmen, el ele tutuşup hep birlikte şarkılar söyleyebileceğimiz bir cennet olmaktan daha çok uzak. Duvarlar var insanların arasında ve daha uzun zaman da var olacak. Hatta bana öyle geliyor ki, bu hayali eşitlik, sosyal adalet rüyaları gerçekleşse bile daha uzun zaman kendini bekletecektir. Evet, insan zekası ve bilim tabiat kuvvetlerini kontrol edebilir, hürriyetimizin sınırlarını genişletebilir, bütün insanlara asgari bir refah düzeyi sağlayabilir. Ama ya beynimiz?
Sayfa 45
Bir medeniyet ve dünya kültürü haline gelen İslâm, ister istemez, farklı coğrafya ve kültürlerde farklı renk ve biçimlerde hayat alanı buldu.
Bulacağımız cevap, tarih, kültür, medeniyet ve coğrafya dünyasına ait bir kıymetler bütününün koordinatlarını ihtiva edecektir. Aksi halde, Türkiye'nin neresi olduğuna dair söylenecek şeyler basit bir coğrafya bilgisinin ötesinde bir anlam ifade etmez.
Tarih, coğrafya, sanat, edebiyat ve folklorumuzun tam şuuruna ulaşırsak, Türkiye'de, yeni ve orijinal bir medeniyet kurabileceğimize inanıyorum.
Sayfa 265Kitabı okudu
Reklam
"İlim Çin'de bile olsa alınız" diyen Hz. Muhammed'in sözünden yola çıkarsak İslam'ın bilgiye ve ilme verdiği önem anlaşılmaktadır. Peki, böylesine ilme ve öğrenmeye değer veren bir medeniyetin bugün geldiği noktada neden İbni Haldun, Farabi gibi değerler ciddi çalışmalarla ele alınmamaktadır? Çok mu ilerledik de bu değerlere ihtiyacımız yok, ya da çok mu geriledik de bu değerleri anlayamıyoruz? Bu sorular üzerinde düşünmek ve bunlarla ilgili neler yapılmalı bunları tespit etmeliyiz. Sorunları görmezden gelerek hiçbir medeniyet ilerlemez, tam tersine her zaman geriler. Nitekim bugün içinde olduğumuz durum da bu.
Okumaya değer...
"Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra, pazar sabahı kalktığında, keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün evde istirahat edecek olmanın hayaliyle koltuğuna rahatça kuruldu. Derken küçük oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. Baba, oğluna söz vermişti; bu hafta sonu onu parka götürecekti, ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden, şimdi bir bahane uydurması gerekiyordu. O esnada gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzattı: "Bak oğlum! Eğer bu haritayı düzeltebilirsen, seni parka götüreceğim!" dedi. Sonra şöyle düşündü: "Oh be, şimdilik kurtuldum! En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen, bu haritayı akşama kadar düzeltemez!" Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi: "Babacığım, haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz!" dedi. Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu ibretlik açıklamayı yaptı: "Babacığım! Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti!"
Bir milletin üzerinde yaşadığı coğrafya parçaları, zaman içinde millî kültür ve medeniyet değerleri ile kaynaşarak vatanlaşır.
160 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.