Benden çok daha akıllı biri bir keresinde bana aşkın, birine seni incitme gücünü vermek ama incitmeyeceğine inanmak olduğuna dair şairane ve bilgece bir laf etmişti ama ben kimseye o kadar inanabileceğimi sanmıyordum. Hisslerimin incinmesini isteseydim, o işi kendi başıma da halledebilirdim. Yıllar içinde böyle bir beceri geliştirmiştim, hatta en iyi becerim bile olabilirdi. Yine de günün birinde birine güvenmek isterdim, neden olmasındı ki?
Sayfa 47 - Olimpos, Aurora, RussKitabı okuyacak
263 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ayfer Tunç yine kafanızın içine giriyor ve orada konuşmaya başlıyor. Yazar hayatın akışını o akışkanlığı anlatıyor size. Olay örgüsü, kurgu beklemeden sadece yitip gidenlerin öyküsünü, hüznünü, pişmanlığını anlatıyor. Çok iyi bir kitaptı. Anlatım yine şairane, çok akıcı ve keyifli.
Kapak Kızı
Kapak KızıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20147,7bin okunma
Reklam
432 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Sevginin Peşinde ; Kibrit ve İzmarit'in Duygusal Yolculuğu
"Ölecek miydim ben şimdi? Henüz ellerini tutamadan... Henüz karşısı­na geçip gülümseyemeden, ben geldim, diyemeden, yeşil gözlerinde parla­yan yansımamı izleyemeden, onunla el ele dolaşmanın hayalini kurduğumuz sokaklardan geçemeden, kalp atışlarını ezberleyemeden mi verecektim son nefesimi?" *** “Bunca uyuşmazlığa, denk gelemeyişe ve
Kibrit
KibritCemal Latifoğlu · Ephesus Yayınları · 2023175 okunma
FİKİR YAZILARINDA VE KALEM KAVGALARINDA ATSIZ ÜSLUBU Bu bölümde Atsız'ın romanlarındaki üslup üzerinde durmayacağız. Romanlarını incelerken bunu yaptık. Burada aslında iç içe girmiş bulunan, birbirlerinden pek de farkı olmayan fikir yazılarına ve kalem kavgalarına bakacağız. Atsız'da baskın olan polemik üslubu, fikir yazılarına da sık
İleride ortaya konulacağı üzere Goethe, gerçekten de neredeyse başka hiç bir şairin yapmadığı kadar eserlerinde çok defa kadınları methetmek suretiyle onlara hizmette bulunmuştur. Fakat onun başka bir hizmeti daha bu bağlamda zikredilmek lazım gelir; bu hizmetten dolayı kendini övmek belki hiç aklına gelmemiştir ama bugün bu fevkalâde bir önem taşımaktadır. Goethe, savaşların bugünden yarına insan hayatından sökülüp atılamayacağını idrak edecek kadar realistti; ancak o, hayatının bir kısmını mütevazı etki alanı çerçevesinde barış tedbirlerini desteklemeğe hasretmiştir. 1782 yılında Weimar Dukalığının Meclis Başkanlığı kendisine verildiğinde topçu sınıfını kapatmış, piyadeyi üçte bir azaltmış ve askerî harcamaları yarıya düşürmüştür. Ne var ki bu durumu savaş hayranı hükümdar, Dük Carl August'a karşı ilelebet savunamamıştır. Bununla beraber o, 1806 yılında, Dük'ün Fransa'ya karşı savaş koalisyonuna katılmasına ve bizzat kendi ülke topraklarını Napolyon ile savaş için koalisyonun emrine vermesine engel olmak için beyhude yere gayret sarf etmiştir. İşte bu şekilde Jena'daki savaşta Dük'ün düşüncesizce ateşle oynamasıyla Weimar'ın ve tümüyle dukalığın çöküşüne sebep olunmuştur. Weimar'ın Napolyon'un intikamından kurtuluşu, bilhassa bu komutanın Goethe'nin şairane dehasına gösterdiği itibardan dolayıdır.
ABDÜLHÂK HÂMİD ve ÂKİF...
Yozgatlı Müderris İhsan Efendi anlatıyor: - "Bir gün Âkif Bey'le konuşuyorduk. kendine sordum: "Efendim kudret-i şairâne itibarıyla, Hâmid'le kendinizi nasıl bulursunuz?" Âkif Bey cevaben: - "Hâmid'le benim aramdaki fark şudur: Ben yükseldiğimde Hâmid kadar yükselemem. Alçaldığımda da o kadar alçalamam!.." Bence, "yükselemem" demesinde tevazû vardır. Âkif, Hâmid'den fazla yükselmiştir. Hâmid'de de îmân vardır. Fakat daha çok felsefî mülâhazalar, felsefî ilhamlar hâlindedir. Şüphelerle doludur. Kâfir denmez, münkir, mülhid denemz; fakat Hâmid'de şüpheler vardır...
Sayfa 384 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Müderris Yozgatlı İhsan Efendi-, Âkif ve Hâmid, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.