Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

harunk

Felsefi bir hayat sürdürme isteği, bireyin, içinde kendisini bulduğu karanlıktan kaynaklanır, ya da sevgisiz bir biçimde boşluğa bakarkenki terk edilmişlik hissinden, dünya meşgalesiyle tükendiği ve korku içinde aniden uyanarak kendine: “Ben neyim, neyi beceremiyorum, ne yapmalıyım?” diye sorduğu zamanki kendini ihmalden doğar. Karl Jaspers
Reklam
"Dinin başı, ortası ve sonu İNSANDIR."
Herhangi bir öznenin nesnesi, öznenin doğasının nesnel biçimde ele alınmasından başka bir şey değildir. Bir insanın düşünceleri ve mizacı nasılsa Tanrısı da öyledir; insanın ne kadar değeri varsa Tanrısının değeri de o kadardır. Tanrı bilinci aslında kendilik bilincidir, Tanrı bilgisi kendilik bilgisidir. Tanrısına göre insanı bilirsin ve insana göre Tanrısını; bu ikisi özdeştir. Tanrı insan için neyse, kalbi ve ruhu da odur; tam tersinden düşünürsek Tanrı içsel doğanın kendini gösteriş biçimidir, insanın kendini ifade etmesidir din, insanın gizli hazinesinin heybetli biçimde açılmasıdır, gizli düşüncelerinin ortaya serilmesidir, aşk sırlarının açıkça itiraf edilmesidir. Ludwig Feuerbach
Mill'in ünlü özgürlük kriteri
Medeni bir topluluğun herhangi bir üyesi üzerinde, onun arzusuna rağmen, gücün haklı olarak kullanılabileceği tek yer başkalarına gelecek zararı önleme noktasının olduğu yerdir. Bireye maddi ya da manevi olsun, kendi hayrı için müdahale yeterli bir gerekçe değildir. Hiçbir kimse, bir şeyi yapmaya veya buna katlanmaya, sırf böyle yapması onun için hayırlı olacaktır diye, onu daha mesut kılacaktır diye, başkalarının düşüncelerine göre böyle yapması akıllıca yahut doğru olacak diye mecbur edilemez. Bu hiçbir şekilde haklı değildir. Bunlar bir kişiyle ilgili olarak serzenişte bulunmak, onunla tartışmak, onu ikna etmek veya ondan ricada bulunmak için haklı nedenler olabilir; ancak o başka türlü yaptığı takdirde onu zorlamak veya herhangi bir kötülüğe uğratmak için hiç bir zaman haklı birer neden oluşturamazlar. Kendisine müdahalenin meşru olması için onun yapmamasını istediğiniz davranışının başkasına mutlak surette zarar verecek nitelikte olması gerekir. Bir bireyin davranışından dolayı topluma karşı sorumlu olabileceği kısmı, o davranışın başkasını ilgilendiren kısmıdır. Kendisini ilgilendiren kısmında özgür olması onun için mutlak bir haktır. Birey kendisi üzerinde, kendi vücudu ve beyni üzerinde, bizzat kendi başına buyruktur. John Stuart Mill

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Soytarıyı ciddiye almadığımız an, tam da en ciddi olduğu andır.
Sayfa 195Kitabı okudu
Bana bütün hürriyetlerden önce bilme, ifade etme ve vicdanıma uygun biçimde özgürce tartışma hakkı veriniz. John Milton - Areopagitica
Reklam
Böyle bir dünyada kendi olmak bir totoloji değil, bir sorundur.
Bütün mümkün deneyimleri aşmak' ancak görünüşte mümkündür, bu sözün kendisi bile ancak görünüşte anlamlıdır, çünkü anlamlı ifadelere benzetilerek kurulmuştur. 'Sanki felsefesi'nin kendisi bütünüyle benzetme ile gerçeklik arasındaki bu kaymaya dayanır.
Kişinin bir şeyi 'düşünebilmesi', onu söylemenin anlamlı olduğu anlamına gelmez.
Felsefede insan hep bir sembolizm miti ya da bir zihinsel süreç miti üretmek tehlikesi içindedir. Basitçe, herkesin bildiği ve herkesin kabul edeceği şeyler söylemek yerine.
Metafizik olan her şey gibi, düşünce ile gerçeklik arasındaki uyum, dilin gramerinde bulunmak durumundadır.
Reklam
ne yapabilirdim bu dünya olmadan yüzsüz umursamaz ki son bulacak oysa her ânın boşlukta varoluşun cehaletinde eridiği bir an sonunda gövde ve gölgeyi birlikte yutan bu dalga olmadan ne yapabilirdim çağıltıların yittiği bu sessizlik olmadan yürek çarpıntıları çılgınlıklar imdada aşka cürufların tozları üzerinde uyanan bu gökyüzü olmadan ne yapabilirdim dün ne yaptıysam aynını ve evvelsi gün ölüm ışığımın çatlağından bakıyorum bana benzer bir başka aylaklık arıyorum tüm yaşamların ötesine girdap olmuş geçerken sarsıcı bir boşlukta sesler arasında sessiz gizliliğimi dolduran
Sayfa 133Kitabı okudu
İnanç bir derece meselesidir diyebiliriz. İnançtan, inançsızlıktan, şüpheden ve yargının ertelenmesinden sanki bunların her biri tek olasılıkmış gibi söz etmek, termometrenin gösterdiği dereceye bakarak tek ısı derecesinin kanın ısısı, yazın sıcaklığı, ılıman veya dondurucu hava olduğunu varsaymamız gibidir. İnancın sürekli olarak kademelenmesi söz konusudur ve bir şeye daha fazla inandıkça, onunla çelişen bir durum olduğunda bu inancı terk etmeye de o kadar isteksiz hale geliriz.
Sayfa 153Kitabı okudu
Belli bir bakış açısından her şeyle her şey arasında analoji, yakınlık ve benzerlik ilişkileri vardır.
Ve her zaman olduğu gibi, kürtajın yanlış olduğu için mi yasak, yoksa yasak olduğu için mi yanlış olduğunu belirlemek imkânsızdı. İnsanlar yasalara göre yargılanıyor, ama yasalar yargılanmıyordu.
Zaten en dehşetli ve gizemli olaylar küçücük ve önemsiz bir şeyden çıkardı, uzaktan baktığında yedi başlı ejderha gibi görünen şeylere yaklaştığında duman, hava, yanılgı, inanılmaza inanma arzusundan başka bir şey olmadığını görürdü insanlar.
Sayfa 308Kitabı okudu
2.108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.