Film tadında bir kitap okudum. Canan Tan’ın kalemi çok akıcıydı. Kafayı dağıtmak için okunabilir. Gerçi okurken Şiir’in yaşadıklarına bol bol üzüleceğinizi de söyleyebilirim.
#arkakapakyazısı “Suç bende!
Acılarımı dışa vursam sorun yok. Ama olabildiğince acılaşmış sözcükleri ortalığa saçacağıma yutuyorum. Pervasızca zehirliyorlar beni...” diyor Şiir.
.
“Kardeşlik zorunlu arkadaşlık, arkadaşlıksa seçilmiş kardeşliktir” dedirten bir can dost, Eda var yanında. .
Ve Şiir’in hayatına dokunan üç erkek... .
.
“Bugüne kadar duyduğum, okuduğum, dinlediğim ya da seslendirdiğim bütün şiirlerden daha güzelsin!” diyen Ezel.
.
“Aşkın yaşı yoktur, mantığı da” tezini savunan Baran.
.
Ve hikayesi, “Seni herkesten kıskanıyorum” ile “ Nereden sevdim o zalim kadını” arasında sıkışıp kalmış bir Recep. .
Şiir’in ruh hali ise karmakarışık. Şöyle ifade ediyor kendini: “ Bütün renkler çekip gitmiş hayatımdan
Siyaha, beyaza razıyım da... Kapkara bir kuytunun derinine itivermişler beni
Gözlerim gökkuşağının yedi rengine hasret
Dokunsalar tel tel dağılacak yüreğim
Benimse çoktan yükünü almış
Darmadağın...” .