Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Davut Sakallı

Davut Sakallı
@davutsakalli
83 okur puanı
Kasım 2017 tarihinde katıldı
254 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
38 günde okudu
Savaşlar, isyanlar, göçler, sefalet içindeki çaresiz halk, büyücüler, üfürükçüler, gericiler, bozuk devlet düzeni, saray entrikaları, çıkar grupları, zindanlar ve bu karmaşanın içinde, zorluklara bilimi, sanatı ve yaşadığı toplumu yükseltmeye çalışan bir bilge insan.  İbni Sina  Güzel roman. Yalnız bir kaç yerde hatalara da rastlamadım değil. Keşke bir yerlere yazsaydım da yayıncıya bildirirdim. Biraz daha dikkatli ele alınabilseydi...
Doğunun Bilim Güneşi - İbni Sina
Doğunun Bilim Güneşi - İbni SinaVera Aleksyevna Smirnova · Etkin Yayınevi · 2005109 okunma
Reklam
191 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Cem Karaca hayattayken, onunla ve diğer grup arkadaşlarıyla konuşarak ve detaylı bir araştırma yapılarak hazırlamış, ilk biyografilerinden biri sanırım. Daha çok Cem Karaca'yı müzikal alanda ele alıyor. Cem Karaca'nın hep "arayışta" olan, yetinmeyen kimliği, denemeleri, genç müzisyenlere yol gösterici olabilir. Ruhi Su - "Ezgili yürek" kitabıyla birlikte şiddetle tavsiye ederim. Zaten Cem Karaca da Ruhi Su'dan etkilenmiş.
Bir Cem Karaca Kitabı
Bir Cem Karaca KitabıGökhan Aya · Ada Müzik · 199811 okunma
302 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Kuyucaklı Yusuf" romanı, 2. Meşrutiyet döneminde geçiyor.  Bu ayrıntıyı kaçıran, Sabahattin Ali'nin metaforlarla anlatmak istediğini çok iyi anlayamayabilir. Yazar aslında  dönemi, Anadolu Türk'ünün olayların akışında sürüklenirken, kendi kaderine sahip olmasını, aziz vatanı düşmüşken bile düşman elinde bırakmamasını,
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Bilgi Yayınevi · 2019173,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Fatih döneminden başlayarak, Osmanlı yükseliş, duraklama ve gerileme dönemini anlatan 8 bölümlük dizi film senaryosu. Eser, Tanzimatın ilanı ile son buluyor. Bu dönemde kullanılan Topkapı sarayı, bir anlatıcı olarak kişileştirilmiş.  İnternette okuduğuma göre yazarın tarihi oyunlarının senaryolaştırılmış şekli imiş. Oyunları okumadığım için bilemiyorum.  Yazılmış pek çok film senaryosunun akıbeti çekilememek. Belki de o dönem, Osmanlı hanedanını olduğu gibi, tüm çocukluklarıyla, ülkeyi içine düşürdükleri rezillikleriyle resmetmek bazılarının işine gelmeyecekti. Bilemiyorum. En azından kitaba basılma şansı bulmuş. Kendisinden sonra gelen eserlere de esin kaynağı olduğunu okurken çokça sezdim. Çekilmemiş olsa da seyretmiş gibi oldum. Şubat ayında 90 yaşına girecek olan yazara uzun ömürler diliyorum.
Topkapı
TopkapıA. Turan Oflazoğlu · Türk Dil Kurumu Basımevi · 19925 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Clint Eastwood ile zaman içinde yapılmış röportajlarından derlenmiş bir kitap. Sadece röportaj da yok. Kronoloji ve filmlerinin listesine de yer verilmiş. Zorluklardan geçip nasıl yıldız bir oyuncu olduğunu; zekası, becerisi, çok yönlülüğü ve çalışma azmi ile sinema sektöründe 67 yıl boyunca nasıl kendini kabul ettirip, ayakta kaldığını öğrenebiliyorsunuz.
Clint Eastwood
Clint EastwoodEbru Kılıç · Agora Kitaplığı Yayınları · 20178 okunma
Reklam
354 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Sabahattin Ali'nin bu romanı, o günlerde ülkemizde de etkileri görünen Nazizm akımı ve taraftarlarına tepki olarak yazdığı anlaşılıyor. Sanıyorum ki Sabahattin Ali yaşasaydı, kökü memleket dışında olan Kapitalizm, İslamcılık ve Komünizm gibi akımlara karşı da kalemini esirgemeyecekti. Romanda "Ömer" karakteri, devrim yolunda yalpalayan genç Türkiye Cumhuriyetini; "Macide" ise bu yoldaki idealleri; varılmak istenen geleceği temsil ediyor. Geleceğe ulaşmak için onurlu, ("Macide" ismi "onurlu" anlamına gelir.) karakterli ve namuslu olmak gerekiyor. ((( SPOİLER ))) Nitekim roman sonunda Macide'nin kalbini, uğruna tehlikelere atılacak kadar tutkulu seven ancak serseri hayatını bırakamayan "Ömer" değil ; çalışkan, emekçi, namuslu, onurlu "Bedri" kazanıyor. Sabahattin Ali, "Bedri" karakteri ile cumhuriyet yurttaşında olması gerektiğini düşündüğü bu değerlerin altını çiziyor. "Nihat" ve benzeri karakterleri yererek, "Bedri"yi  onların önüne çıkarıyor. Aşk romanı gibi açılan; polisiye gibi devam eden roman; sonrasında siyasi-psikolojik bir kimlik de kazanıyor. Sanırım daha çok kişiye ulaşması açısından yapmış bu kurguyu yazar. Sabahattin Ali, bu romanında da bir toplumun ideallerine ulaşması için sağlam bir zemine basmasını işaret ediyor. Gücünü dışardan değil kendinden almasını, kökü dışardaki ideolojilerin kuklası olmadan, serserilik etmeden, çalışmasını; ulaşmak istediklerine ancak o zaman ulaşabileceğini anlatıyor.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Bilgi Yayınevi · 2019171,1bin okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Sabahattin Ali romanda açık açık söylemese de Raif, Maria Puder ve Raif'in aile çevresindeki insanları yermiş. Sağlıklı bir aile ilişkisi olmayan, ailesinden sevgi görmeyen Raif, yurtdışına çıktığında içinde bulunduğu dünyanın rengine kanıp, zevk ve sefa içinde hayatının aşkını (Maria Puder) bulduğunu sanıyor. Maria Puder de öyle. Sağlıklı bir çevresi olmamış. Gelgitli, tutarsız ve hastalıklı bir tip. Raif Efendi de mantıklı da düşünemiyor. Romantik hayallere kapılıp tüm hayatını mahvediyor. Bence Sabahattin Ali de bu romanı gençler geçici tutkuların peşinde koşup hayatlarını karartmasınlar; serserilik etmesinler, ibret alsınlar diye yazmış. Nitekim roman sonunda Raif efendinin hayatından çıkardığı ders, genç iş arkadaşına (anlatıcıya) rehber oluyor. Dolayısı ile sanıldığının aksine bu bir "aşk" romanı değil. Eğer "aşk" romanı olaydı, sadece Raif Efendi'nin defterini verirdi biterdi.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Bilgi Yayınevi · 2019314bin okunma
223 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Nadir Nadi'nin otuzar yıl arayla ziyaret ettiği Sovyet Rusya ve Polonya ile ilgili izlenimleri. Özellikle 1939 yılında, 2. dünya savaşının eşiğindeki Polonya'dan izlenimler etkileyici. Yazarın alttan alta Stalin Rusyası'nı da eleştirdiğini fark ediyorsunuz. 1930'lu ve 1960'lı yıllardaki seyahatleri içeren kitap Yaşar Kemal'in önsözü ile sunulmuş. Kitap 1967 yılındaki Polonya ziyareti ile bitiyor. ABD ile Sovyet Rusya arasındaki Soğuk Savaş döneminin yumuşadığı döneme yani.
İki Sovyet Rusya İki Polonya
İki Sovyet Rusya İki PolonyaNadir Nadi · Çağdaş Yayınları · 197815 okunma
510 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
İlk 130 sayfa Atatürk'ün biyografisi, Kronoloji ve Atatürkçülük bölümlerinden; kitabın kalan bölümü ise alıntılardan oluşuyor. Genel anlamda tutarlı fakat Atatürk'ün ölümünden çok sonra aktarılmış sözler tartışmaya açık. Okur tarafından İrdelenmesi lazım. İlk baskısı 1970'li yıllara dayanan bir derleme kitap sonuçta. Ancak çok şeyler de öğretmiştir. Yazarı huzurla uyusun. Bu kitabın öncülü diyebileceğimiz, Prof. Enver Ziya Karal'ın "Atatürk'den düşünceler" adında bir kitap da var. Bulduğum dijital kopyasına şöyle bir göz attım. Bu kitaptan daha ayrıntılı gözükmüyor. Tabi onu da dikkatlice incelemek lazım.
Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri
Atatürk'ün Fikir ve DüşünceleriUtkan Kocatürk · Atatürk Araştırma Merkezi · 200729 okunma
1028 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
226 günde okudu
Ömer Seyfettin'in yaşamı boyunca yazdığı makalelerinden oluşan bir kitap. Bir "derleme" değil de bir "külliyat" çalışması olduğu için kimi yerde sıkılabiliyorsunuz. Ancak dönemin düşüncesini, tartışmalarını da okuyabiliyorsunuz. Satırlardan o güne veya eskiye dair ilginç bilgiler de edinebiliyorsunuz. Ömer Seyfettin'in kısacık yaşamında arkasında durduğu çoğu fikrin haklılığının sonradan ortaya çıktığı da gözüküyor. Bu da Ömer Seyfettin'in düşünce olarak ne kadar sağlam temellere oturduğunu gösteriyor. Kitap oluşturulurken "zaman sıralı" anlayış benimsendiği için, yazarın yıllar içinde kaleminin güçlendiğini de görebiliyorsunuz. Ve Ömer Seyfettin, kalem olarak en olgun en verimli çağlarına girmeye başlarken hayata veda ediyor. Eminim yaşasaydı Cumhuriyet döneminin de önemli aydınlarından biri olacaktı. Huzurla uyusun.
Makaleler
MakalelerÖmer Seyfettin · Dergah Yayınları · 202113 okunma
Reklam
394 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İlhami Soysal'ın 1975'e kadar olan köşe yazılarından oluşan kitap, 12 Mart dönemini, dönemin siyasi tartışmalarını, Kıbrıs Harekatı sonucu Amerikanın ambargosunu, Amerikanın Türkiye üzerindeki etkisini konu alan yazılardan oluşuyor. Kitaba ilk başladığınızda şaşırabilirsiniz. Kitabın başında alakasız yazılar var. Sonra sonra esas meselelere geçiliyor.
Günün İçinden: Dünden Bugüne Gazete Yazıları
Günün İçinden: Dünden Bugüne Gazete Yazılarıİlhami Soysal · Bilgi Yayınevi · 01 okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Nadir Nadi'nin on yılları aşan "Uyarılar"ı
Nadir Nadi'nin iktidarın Demokrat Parti'ye geçtiği 1950'den 1960 yılına kadar yazdığı makalelerden oluşan kitap. Kimi noktalarda soğuk savaş döneminin izlerini görseniz de, bu kitap büyük oranda bir demokrasi derslerini kapsıyor diyebiliriz. Demokrat Parti'nin gün gün dönüşümünü izleyebiliyorsunuz. Aradan geçen 70 yıla yakın sürede Türkiye'de çoğu şeyin değişmemiş olması acı. Son olarak, kitabın ilk baskısı "Uyarmalar" adıyla 1961'de; üçüncü baskısı ise "Uyarılar" adı altında 1981 yılında yapılmış.
Atatürk İlkeleri Işığında Uyarılar
Atatürk İlkeleri Işığında UyarılarNadir Nadi · Çağdaş Yayınları · 19612 okunma
792 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ömer Seyfettin'in son 1-2 yılına ait ve ölümünden sonra yayınlanan öykülerin olduğu cilt. Açıkcası çok şaşırdığım yerler oldu. Yazarlığının son yıllarındaki değişimi hikayelerinde görüyorsunuz. Ömer Seyfettin kaleminden hiç de sakınmamış. Sansüre rağmen doğru bildiğini yazmaya uğraşmış. Ömrü cumhuriyete yetişmemiş fakat Ömer Seyfettin tam anlamıyla cumhuriyet aydını. Bu geniş hayalgücü ve çaba keşke cumhuriyet dönemine de yetişebilseydi...
Ömer Seyfettin - Hikayeler 2
Ömer Seyfettin - Hikayeler 2Ömer Seyfettin · Dergâh Yayınları · 2020107 okunma
884 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ömer Seyfettin hikaye külliyatının ilk cildi. Dönemi, Ömer Seyfettin'in düşüncesini anlamak için bire bir. Hikayeler kronolojik sıra ile veriliyor. Yaklaşık ilk 100 sayfanın dili ağır. Sonrasını anlamak çok daha kolay. Hikayeleri okurken Ömer Seyfettin'in dilde giriştiği davanın yanında ne kadar güçlü hikayeler de kurabildiğini görebiliyorsunuz. O kadar güçlü ki hikayeler büyük oranda bugün bile anlamını kaybetmemiş. Kimi konularda ise toplum büyük oranda farklı düşünüyor. O yüzden hikayeleri kimi yerde yazıldıkları döneme göre değerlendirmek en iyisi.
Ömer Seyfettin - Hikâyeler 1
Ömer Seyfettin - Hikâyeler 1Ömer Seyfettin · Dergah Yayınları · 2020165 okunma
268 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
1920'lerin sonu, 1930'ların başına dair genel bir perspektif edinebileceğiniz eserlerden biri. Tabii ki yazarın gözüyle. Deneme/makale türünde güzel yazılar. Sanırım yazarın gazetede yayımlanmış makaleleri bunlar. Çok derin anlamlar yüklemeye, çok derin çıkarımlar yapmaya gerek yok. Zaten bu yazıların yazıldığı döneme baktığımızda, eşikte bir savaşın olacağı işaretleri görünse de, (kitapta ufukta görünen 2. dünya savaşının işaretleri de var.) dünya kısmen sükunet içinde duruyor. Bu yazılara da yansımış. Hararetli değil sakin bir tansiyonda yazılmış yazılar. Yazar henüz 46 yaşında yaşamını yitiriyor. Kim bilir yaşasaydı daha neler yazacaktı?
Bütün Yazıları (Cep Boy)
Bütün Yazıları (Cep Boy)Ahmet Haşim · Karbon Kitaplar · 20193,610 okunma
51 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.