Sabahattin Ali romanda açık açık söylemese de Raif, Maria Puder ve Raif'in aile çevresindeki insanları yermiş. Sağlıklı bir aile ilişkisi olmayan, ailesinden sevgi görmeyen Raif, yurtdışına çıktığında içinde bulunduğu dünyanın rengine kanıp, zevk ve sefa içinde hayatının aşkını (Maria Puder) bulduğunu sanıyor. Maria Puder de öyle. Sağlıklı bir çevresi olmamış. Gelgitli, tutarsız ve hastalıklı bir tip. Raif Efendi de mantıklı da düşünemiyor. Romantik hayallere kapılıp tüm hayatını mahvediyor. Bence Sabahattin Ali de bu romanı gençler geçici tutkuların peşinde koşup hayatlarını karartmasınlar; serserilik etmesinler, ibret alsınlar diye yazmış. Nitekim roman sonunda Raif efendinin hayatından çıkardığı ders, genç iş arkadaşına (anlatıcıya) rehber oluyor. Dolayısı ile sanıldığının aksine bu bir "aşk" romanı değil. Eğer "aşk" romanı olaydı, sadece Raif Efendi'nin defterini verirdi biterdi.