Anton Çehov, Rus edebiyatının yapıtaşlarından olmakla beraber modern öykünün de ustaları arasında sayılmaktadır. Puşkin ödülünü de kazanmış olan yazar Altıncı Koğuş, Alacakaranlıkta gibi güzel öyküler yazmış, aynı zamanda da bir çok tiyatro oyununun sahnelenmesine vesile olmuştur.
Altıncı Koğuşta ise kendisini kasaba da oldukça yalnız
Hadi itiraf edin!
Hepiniz en az bir defa ölmeyi düşünmüşsünüzdür hayatta.
Kim bilir, belki buna kalkışan, kıyısından dönenler de vardır aranızda!
Geçenlerde bir haber gördüm, "Dünyanın en mutlu ülkesinde intiharlar neden artıyor?" Farklı zaman diliminde ise ülkemize dair bir haber gördüm: "İntihar oranlarında artış %50'lere
"Bir fısıltı var; çok inceden duyduğum Sönük bir fısıltı, tam olarak duyamadığım ama tanıdık bir ses sanki daha önceden konuşmuştuk. Yok yok aslında hiç konuşmadık, tanımıyorum kendisini ama hiç yabancı da değil. Sanki böyle içimde ve ona ihtiyacım olduğunda hemen bana sesleniyor... Aslında bu çok farklı bir şey; Nası anlatsam böyle, bazen gece yarısı eve döndüğüm oluyor. Sokaklar boş yapayalnız yürüyorum. Bazen de onunla birlikte yürüyorum.. Kimsin diye hiç sormadım. Durmadan benimle konuşuyor, fısıldıyor, benimle yürüyor, benimle büyüyor... Hani delice gibi gelecek, belki de deli diyeceksiniz bana; bazen onun fısıltısını duymak için yalnız kalmak istiyorum. Gece Geç saatlerde eve dönmüyorum. Benimle yürüsün diye en ıssız caddeleri seçiyorum. Galiba benim olmayan beni seviyorum.. Evet evet seviyorum ve özlüyorum.. Bu bende çok ciddi bir saplantı oldu,galiba deliriyorum..."
...Senden sonra ne mi oldu? Bir soğuk rüzgar esti, tüylerim ürperdi ve sonra sessizlik uzun, uzun süren bir sessizlik, gömdüm seni sayfaların arasına kapadım! Ve bir daha hiç...
Kitap bitti, ben tükendim.
Laf olsun diye değil, öyle ki damarlarımdan kanın çekildiğini hissettim, azar azar, acıta acıta... Her cümlede öyle bir sızı... Okurken sizle de paylaştım birçoğunu. Tükenirken sizi de tükettim.
Kehribar Geçidi...
Yedi Uyurlar'ı hiç duymuş muydunuz?
Okuyacağım kitapları genelde önceden araştırır, ona göre okurum,
Amok Koşucusu Stefan Zweig'in benim için en değerli eseridir. Bu kitabı daha önce de sayısız kere okumama rağmen kafa dağıtmak için tekrar tekrar okurum. Tabi bunda sayfa sayısının da az olması bir etken.
Amok hastalığı yanlış bilmiyorsam Malezya menşeili adamı deli gibi koşmaya iten bir hastalık. Gözünün döndüğünü kendisini amok kosucusuna benzeterek anlatan yazar harika iş çıkarmış.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021112,1bin okunma
1000kitap'ta 3 yılım geçti, dile kolay. Çeşit çeşit insan tanıdım, tanıyabileceğim bazı en garip insanları da bu sitede tanıdım ama her şeye rağmen burada bulunması o kadar keyifli ki.
Bu 3 yıl bana pek çok konuda fayda sağladı. Pek çok değerli insan edinip, çok değerli kitap buluşmalarına katıldım. Şimdi ise amaçladığım şey aslında
Oturdum ,
Sırf az önce beynime hücum eden düşünceleri
Daha iyi , daha derin
tekrar etraflıca düşünebilmek için.
Zaten en iyi bildiğim şey
düşünmek değil mi ?
Başka da bir bok bildiğim mi var ?
Bazen o kadar çok kızıyorum ki kendime
Her şeyi böylesine çok düşünmek zorunda mısın?
Ya da böylesine ince?
Hayır biliyorum elime güzel olan,
iyi