“İşin doğrusu, bütün insanların akılları tıpkı boyları, ağırlıkları, yüzlerinin şekilleri gibi birbirlerinden farklıydı. Ama bazıları daha farklıydı. Ve biz bu daha farklı olanların bir kısmına dâhi derken bir kısmına da deli diyorduk.
Elbette bu, deliler ve dâhiler arasında bir fark yok anlamına gelmiyordu. İkisi, akıl adasının iki farklı ucunda duruyorlardı.”