Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Ah Tezer Özlü, Türk Edebiyatının Gamlı Prensesi..
Türk Edebiyatının keşfedilmemiş şarkısı, bilinmeyen adası, kısık sesiyle insanlara sessiz sessiz haykıran minik kuşu; edebiyat sarayımızın en arka, en ücra odası..
Tezer Özlü ile tanışmam bu senenin Şubat ayında "Yaşamın Ucuna Yolculuk" kitabıyla olmuştu. Tesadüfen tanışmıştım ve o
Attila İlhan; kelimenin tam anlamıyla “ bu topraklara ait” bir şair,yazar,romancı,gazeteci, fikir adamı.
Doğu-Batı meselesinin üzerine kafa yoran, hayatı da bizzat bu meseleyle yoğrulmuş, “hangi?” sorusunu çeşitli mevzularda kitaplarıyla sormuş, başka türlü bakabilmiş adamlardandı. Rahmet olsun..
Hani Neşet Ertaş eserleriyle Türkiye’yi nasıl
Bunun hayatınızın dönüm noktası olduğunu söyleyeyim mi?
Yıldırımın dosdoğru size çarpmasından başka bir şey olmadığını bildireyim mi?.."
Yakın tarihe ışık tutan bu muazzam eser, yer yer içinize işleyen cümlelerle, tarifi olmayan bir öfkenin buğusu eşliğinde alıp götürüyor sizi.
Soljenitsin anlatırken, onunla adım adım ilerlediğinizi
Eseri incelemeden önce yeraltı edebiyatı nedir? Ve nasıl ortaya çıkmıştır. Biraz bu konulara değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum.
Her şeyden önce yeraltı edebiyatı bir akımdır. Tıpkı diğer edebi akımlar gibi.
Sert, aykırı, eleştirel, gerçekle hayalin ince çizgisinde var olmaya çalışan yeraltı edebiyatı; alkolizmin, cinselliğin, sıra dışılığın,