- "Şeriat isterük!"
Günün birinde bir Derviş Vahdeti ortalığa ün salıyor. Volkan adlı gazetesiyle ortalığı zehirliyor. Boyuna dinden, şeriattan dem vuruyor! .. Meşrutiyet'i ve onu yapanları gavurlukla, kafirlikle itham ediyor.
Bir sabah bir alay adam tekbir getire getire kışlaları dolaşıyor, askeri ve halkı tahrik ediyor. "Şeriat isterük!" diye naralar atılıyor. Ortalık mahşere dönüyor. Meydanlar, sokaklar doluyor boşalıyor ... Tekbirler, ilahiler, "la-ilahe illallah" yazılı bayraklar, dervişler, yobazlar koşuşuyor, bağrışıyor; ortalık vaveyla içinde ... Yağma, katil, ırza, cana taarruz birbirini takip ediyor. Katliamları tekbirler, hırsızlıkları "Şeriat isterük!" sedaları karşılıyor. "Kanunu Esasi gavurluktur.
Padişah'ın yetkilerine hürmet edilmelidir. Kur'an kafidir. Kanunlara, Kanunu Esasilere lüzum yoktur. Şeriat isterük!" diye bağrışıyorlar!.. Millet Meclisi dağılıyor. Adliye Nazırı makamında öldürülüyor. Yobazlar boyuna fetva veriyorlar.
Memleket elleri fetvalı eşkıya elinde kalıyor.
Zaman geliyor, Hareket Ordusu İstanbul'a giriyor. Derviş Vahdeti Ayasofya
meydanında asılıyor. Bir de bakılıyor ki bütün bu gürültüler Türk milletini zayıflatmıştır. Dört sene sonra o canım Rumelleri 15 gün içinde anavatandan ayrılmış, düşmanlar eline geçmiştir! ..
Mahmut Esat