Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Huzur Sokağı... en sevdiğim kitaplardan birisi. Dönüp dönüp tekrar okuma isteği duyduğum kitaplardan birisi. Okudukça bu güzel eseri çok güzel bir tat bırakıyor damağımızda.. Biliyorum içimden bir ses hala bir yerlerde Huzur Sokağı'nın var olduğunu fısıldıyor.
Kitabı okurken bazı yerlerde hüzünlendiriyor, bazı yerlerde tebessüm ettiriyor, bazı yerlerde ise kızıyorsunuz. Yani demek istediğim her duyguyu tattırıyor bizlere bu yegâne eser.
Bu muhteşem öykü hayal olmayacak kadar çok güzel...
Her şey sevgi için başlar
Kitabı beğendim sonu gerçek dünyaya özgü bir masalla bitirdi ama keşke son anlarıda okuma fırsatımız olsaydı (spoiler vermemek için üstü kapalı yazıyorum). Kitap üstü kapalı bir şeyler yaşanan çevrede her şeyden habersiz bir öğretmen nin zekasıyla, ipuçlarıyla etrafındaki olayların farkına varmasıyla ilgili ve bunun kendisini dönüştürmesi. İyi okumalar dilerim. Sevgi bazen anlarda bulunur ve bunların öğrenilmesinde.
Yayınevi notum;
Çevirmen veya Editör hakkındaki (hangisiyse sorumlu) eleştirim gereksiz fazla fransız cümlesi çevirmeden yazarak akıcılığı bozması.Ufak kelimeler alıntılar güzel ama bir sayfanın yarısı Fransızca olup sayfanın altına Türkçesini yazmak gereksiz olmuş; demek istediğim dozu kaçırmışsınız. Başka bir yayınevinden okumanızı tavsiye ederim.
masum olmayan bir müze
Herkese merhaba.Yazdıklarım biraz spoiler içerebilir diyerek inceleme kısmına geçiyorum.
Bu kitap Orhan Pamuk’la tanışma kitabım oldu ancak umduğumu pek bulamadım açıkçası. Kitabın konusu beni rahatsız etmekle birlikte ana karakterimizin sapıklığa varan saplantılı “aşkı” da beni okurken çok rahatsız etti. Kemal ve Füsun’un yasak aşkları ilk sayfalarda aşk-ı memnu havasında ve akıcı bir anlatıma sahip olsa bile sonrasında gelişen olaylar ve ayrılık sebebi ile Kemal’in Füsun’a olan ilgisi adeta bir takıntıya saplantıya dönüşüyor ve olaylar gelişmeye başlıyor.. Yıllarca Füsun’un peşinden giden, her evine gittiğinde de pek çok eşyasını adeta çalan ve topladığı eşyaları Füsun’la beraber zaman geçirdiği eve götürüp orda eşyalarla zaman geçiren bir karakterden bahsediyorum. (Eşyaları koklamak, ağzına sokmak, vücuduna sürmek vs) Bu derece psikolojik açıdan kötü durumda olan insanın yaptıklarını da “aşk için her şey mübah” diyerek açıklamayı doğru bulmuyorum. Kitabın güzel kısımları da olmakla beraber çoğu kısım gereksiz detaylarla ve rahatsız edici olaylarla doluydu. Orhan Pamuk açıkçası biraz tekrara düşmüş kitapta ve bu da yer yer beni sıktı. Elbette kitabın seveni de vardır sevmeyeni de, ben sevmeyen gruba daha yakınım ama çok kötü bir kitaptı da asla diyemem. Son olarak demek istediğim, ben de yıllarca o kadar eşya aşırsam ben de bir müze açabilirdim sonuçta :) (kapının kolunu da çalmazsın be adam)
Ben Robot, Psikoloji ve Ahlak Felsefesi
Ben Robot, Isaac Asimov tarafından yazılmış ve ilk kez 1950 yılında basılmış bir bilimkurgu kitabı. Kitabı ilk aldığımda hakkında okuduğum tek şey bir bilimkurgu klasiği oluşuydu ve zaten fazlasıyla ilgim olan bilimkurgu hakkındaki bir "klasiği" okumam gerektiğini düşündüm. Yalnız kitap hakkında bilmediğim şey kitabın hem ahlak hem de
İnsan bazı kitapları okurken doğru yer ve doğru zamanda okurmuş. Benim için de bu kitap öyle oldu. İstanbul'u gezdikten sonra, uzun zamandır kütüphamemde bu kitabın bulunması ama okuyamamak asla bir tesadüf değildi, biliyorum. Uzun zamandır okuduğum ve okurken rüyalarımda görmek istediğim, hatta romanın kahramanlarının hepsinin birer iyi dostum olduğu endişiseni kapıldığım, çok etkilendiğim bir roman oldu. Hatta öyle ki kitap okuyan bir çok dostum çok iyi ki bilir ki, en iyi hayalî arkadaşım oldu Defne Kaman ve büyükannesi Umay Nine...
Kitap Uyumsuz Defne Kaman'ın Beşiktaş Vapurunda yaptığı bir haber yüzünden aniden kaybolmasıyla başlıyor. Tabii bu sırada Türk mitolojindeki geleneklerlerden, otacılardan, şamanizmden, kâm geleneklerinden, Orta Asya'da şam gelenekleriyle dans eden sanki ana kraliçe olan Umay Nine ve bir sürü detay ile sanki zamanda yolculuk yapıyorsunuz.
Etkilenmek mi? O ne demek efendim! Adeta Umay Nine'nin en sağlam müridi oldum.
Tabii yazarın daha önce birçok kitabını okumuş olmama rağmen bu kitapla hem kütüphanemde hem de kalbimde adeta yeniden devleşti.
Bir sonraki seri ile Toprak ile devam edeceğim için daha şimdiden çok heyecanliyim!
Artık eski baş ucu tüm kitaplarımı yeniden kütüphaneme koydum ve yeni baş ucu kitabımla ve hala üzerimden atamadığım o muhteşem kurgusuyla, üslubu ile Türk edebiyatının en tepesine yerleştirdim.
Kesinlikle ve şiddetle ve acil olarak herkese tavsiye ederim.
Kitap hem ürkütücü bir distopya hem de okurken uzak bir gelecek gibi görünmüyor. Nüfusun bir toplum ya da bir devlet için ne demek olduğunu anlatmaya gerek yok. Fakat her ne kadar Türkiye'de kadın olmak zor görünse de ne yazık ki dünyanın her yerinde bu durum farklı değil. Çünkü kadınlık; eş, bacı.. vs. ve özellikle de annelik kalıplarına sokulmadan tanımlanamıyor ne yazık ki. İşçi ve emekçi kadınlar gününde bile annelik ya da ev hanımlığı güzellemesi yapılıyor. Anneler gününde bireysel ihtiyaçlar göz ardı edilerek mutfak robotu hediyesi ile karşılaşan kadınlar için 2019 yılında dahi dünyanın bir çok yerinde kürtaj konuşulmakta. Üstelik bu konuda fikir beyan edenlerse erkek. Hamile kadın sokağa çıkmasın, kadın kahkaha atmasın, o saatte orda işi neymiş ya da o kıyafeti giymeseymiş zihniyeti ise hiçbir topluma uzak değil. En gelişmiş en medeni toplumda bile kadın cinayetlerinin önüne geçilemediği de bir gerçek. Kısacası kadın denince temizlik yapan, kocasının ya da babasının sözünden çıkmayan, yalnızca çocuk doğurmaya yarayan bir robottan farksız düşüncelerin ne yazık ki tabu olduğu inkar edilemez bir gerçek. Hal böyleyken kadınların "damızlık" olarak kullanıldığı, eşlerin buna ses çıkaramadığı, her şeyin iffetsizlikte suçlandığı bu kitap çuvaldızı bir kez daha kendimize batırmamızı sağlıyor. Sanırım tüm bunların dini yargılarla yalan yanlış desteklendiğini de söylersem ne demek istediğim daha net anlaşılacaktır. Tek kelimeyle muhteşem.
