Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Kutlu, yine bu deneme kitabında da (daha önceki okuduğum deneme kitaplarında olduğu gibi) yaklaşık yirmi yıl gibi uzun bir sürede gazetelerde periyodik aralıklarla çıkan yazılarını bir araya getiriyor. Hikayelerindeki tadı bu yazılarında bulamasam da bence yine de okunmalı. Çünkü yirmi yıl gibi bir süreç içerisinde yaşanan olayları, gündemi takip ederek ele aldığı yazılar bizim bugün gelmiş olduğumuz noktadan o yılların yaşattıklarını, hissettirdiklerini bir yazarın gözünden anlamamıza vesile oluyor...
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Deneme gibi başladı, hikaye gibi devam etti, roman gibi bitti. Aforizmalar çok. 128 sayfa ama yavan bir kitap değil. Samimi bir anlatım tarzı var. Dertleşme gibi. Kitabın adı Zarifoğlu'nun, Sen Kuş Olur Gidersin Bir Trenle şiirinden gelme. Güzel miydi? Güzeldi...
Şükrü Erbaş'tan bir sürü alıntı okumuş ve hayran kalmıştım.Okumak için geç kalmış hissediyorum kendimi.Hakkı büyük Türk edebiyatında,özellikle şiirselliği ve imgeleri müthiş.Okurken satır altlarını çizmeden geçemeyeceksiniz.Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir sürü şiir tadında deneme yazılarına hayran kaldım.Son bölümde dolu dolu edebiyatçı tanıtımı havasında yazıları var,çok güzel olmuş bence.Zira güzel yazanların,güzel okumaları olur ve bunlar da hep merak edilir.
Alıntılar paylaşmak istiyorum aslında,ama gerçekten seçip eleyemiyorum,kıyamıyorum.En iyisi mi siz de edinin ve mutlaka hakkında konuşalım bazı satırların.Çok güzel,çok.
Dayanamıcam,bi kaç örnek:
"Soluğum yalnızlık,gövdem küf kokuyordu.Sonra esirgediklerine bir özür,bir bağış gibi dünya seni kattı ömrüme.Yalnız gözleri değil,hücreleri görmeye başlayan bir körün sevinciydi yaşadığım."
"Gelince sen geliyordun,ama gidince dünya kopuyordu yüreğimden."
133 syf.
7/10 puan verdi
Daha önce A. Ali Ural'ın üç adet deneme kitabını okumuştum ve kalemine,konuyu ele alış biçimine,kelimelere şekil verişine hayran kalmıştım. İlk defa bu yazarın bir öykü kitabını okudum. Kısa kısa 26 öyküden oluşuyor kitap. Ancak bildiğimiz öyküler gibi değil A. Ali Ural'ın kaleminden çıkan öyküler. Sıradışı olayların da olduğu, günlük olaylara ve nesnelere hayali unsurların eklenmesiyle ilginç öyküler çıkmış ortaya. Yazar dilini,kalemini,kelimeler üzerindeki hakimiyetini bu kitapta da göstermiş. Ancak ben denemelerini daha çok sevdiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Keyifli okumalar
Hikayelerini çok sevsem de denemelerinden aynı tadı alamıyorum Kutlu’nun. Evet,denemeleri de akıcı bir dille yazılıyor,okudukça okunuyor ama nedense verdiği lezzet hikayeleri kadar doyurucu değil.
İki bölümden oluşan bu deneme kitabının ilk bölümünde “kızım sana söylüyorum,gelinim sen anla” misali İstanbul’un şehirleşme sürecinde yaşadığı sancıları anlatıyor ülke genelini kastederek. Bunu yaparken İstanbulu ve doğayı da yine kendine öZgü betimlemeleri ve tarifleri ile veriyor. İkinci kısım geçmişe duyulan özlemi anlatırken biraz da kendi benliğimize bağlı kalırsak ilerleyip gelişebileceğimizi vurguluyor. Aslında bu tip denemelerden çok sıkılıyorum ama Kutlu yazmışsa,sıkılmanıza izin vermiyor.
Serkan Özel'in bütün kitaplarını okumuş biri olarak bu kitabını da hemen aldım fakat sadece sözlerden oluşması okunacak kitap dışına çıkarmış. Sözleri anlamlı ve duygu yüklü fakat deneme tadında kitaplarına alıştığım için bu kitabını pek beğenemedim. Deneme kitaplarına devam etmesi dileğiyle.
