"Bu sayfalarda, hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim: Etimin eti, kemiğimin kemiği."
Cemil Meriç "Bu Ülke" kitabını bu ifadelerle tanıtıyor bize. Kitap özenli ve muhteşem bir Türkçe ile zihin sınırlarımızı zorlayan ifadelerle vücuda gelmiş. Okurken Cemil Meriç'in nasıl bir bilgi ummanı olduğunu rahatça gözlemliyorsunuz. Bu ummandan bir zerre alabilmek ise ya nasip.
Muhittin Nalbantoğlu'nun ifadesiyle "Bir cümleyi belli bir saatte yazdığını tahmin ettiğimiz Cemil Meriç Bey'in eserinden de, o nispette faydalanmak için, yine her cümlenin üzerinde derin derin düşünerek, o cümlenin manasını yeniden keşfetmeye ve anlamaya çalışarak okumak lazımdır." Kitabın bir kere okumakla anlaşılamayacağı aşikar. İyi bir kitabı çokça okumalı insan.
Doğu-batı hikayesi, sağ-sol çatışması gibi konulara değiniyor. Türkiye'deki edebiyat ve siyaset dünyası, doğunun fikir alemi ve önemli düşünce insanların da yer aldığı deneme türünde bir eser.
Kitapta kanaviçe bölümünün en arkada olması, sürekli sayfalarda gezmek biraz yorabiliyor ama bu fikirleri hem okuyup hem düşünürken biraz da biz yorulmayalım mı? Kanaviçe bölümünden ayrı bir kitap çıkabilir belki. Bu kadar bilgiye doyurucu bir esere az rastlanır. Böyle bir fikir adamına sahip olduğu için bu ülke oldukça şanslı.
Cemil Meriç'in gözlerini kaybetmesine rağmen bu kadar verimli bir insan olması hepimize örnek olmalı diye düşünüyorum. Bizim de gözlerimizin ilim yolunda böylesine yorulmasını dilerim.