Kitap satıcılarına Fransızca çeviriler yaptım; tüccarlara da ilanlar yazdım. "Eşi az bulunur, özel toprağımızın eşsiz kan kırmızı çayı bunlar!" Ekselansları müteveffa Peter Matveyeviç'e düzdüğüm övgüler için güzel paralar kazandım. Sipariş üzerine "Kadınları beğendirme sanatı" üzerine derlemeler hazırladım. Voltaire'in bon mot'larını [Nükte] derlemek istiyorum ya, bizde yavan kaçar diye korkuyorum.
Sayfa 83 - Yapı Kredi Yayınları
- Eğer şiir sanatı önem atfettiğimiz sorunlara çözüm getiremiyorsa, teknik konularda yazılmış derlemeler, ceza ve finans hukukuna başvurun, bilimsel makaleler okuyun siz de. Romeo ve Juliet’te aşk yerine, farz edelim eğitim özgürlüğü ya da hapishanelerin dezenfeksiyonu konularının -ki bunları özel makalelerde ve kitapçıklarda bulabilecekken- işlenmesinin ne gereği var?
Reklam
Hikmet ile Sevgi'nin tanışması
Uzun boylu bir erkekti Hikmet; çok da genç görünüyordu. Düzgün bacaklarının üstünde hiç ağırlığı yokmuş gibi dolaşıyordu. Eski günlerin alışkanlığıyla Nursel Hanım onu ‘tanınmış yazarlarımızdan ve iktisat fakültesi mezunlarından’ olarak takdim edince, mırıldanarak itiraz etmişti: “Gazetelere, dergilere küçük derlemeler yaparım; fakülteyi bitirmek
Sayfa 235 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Cumhuriyet kurucusu, bir mülâkatında Hz. İsa üzerinden dile getirdiği gibi, peygamberlerin “insani boyuta indirgenmesini” anlamlı bulmakla beraber, bu yapılırken onların “aşırı ölçüde yüceltilmeleri”nin sakıncalı olduğunu varsaymıştır."118Amerika Birleşik Devletleri Sefiri Sherrili ile yaptığı bir sohbetinde de Kur'an'ın Türkçe
Sayfa 148Kitabı okudu
Ahmed b. Hanbel
Ehl-i hadisinin en önemli temsilcilerinden bir olan Ahmed b. Hanbel'in ismi etrafında kurulmuştur. Kendi döneminde fakih kimliğinden çok, muhaddis olarak tanınan Ahmed b. Hanbel 164/780 yılında Bağdat'ta doğmuş, orada yetişmiş, hadis tahsilini tamamlamak üzere Kufe, Basra, Mekke, Medine, Suriye ve Yemen'de uzun süre kalmış, halife Me'mun ve Mu'tasım dönemlerinde "Halku'l-Kur'an" tartışması dolayısıyla yaşanan olaylarda (mihne) uzun süre hapsedilip işkence görmüş ve 241/855 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir. Huşeym b. Beşir, Süfyan b. Uyeyne, Yahya b. Said el-Kattan, Abdurrahman b. Mehdi, Ebu Yusuf, Şafii, Veki b. Cerrah ve Abdurrazzak b. Hemmam başta olmak üzere birçok hocadan hadis ve fıkıh öğrenmiştir. Neredeyse bütün mesaisini hadis-sünnet rivayetlerini öğrenme, ezberleme, anlama ve nakletmeye veren Ahmed b. Hanbel'in bizzat kaleme aldığı veya yazdırdığı kapsamlı bir fıkıh eseri yoktur. Kaldı ki o, ictihad üriinü olan fıkıh hükümlerinin Kitap ve Sünnet'in yerine geçeceği endişesiyle kendisinden fetva nakledilmesine de ısrarla karşı çıkmıştır. Ömrünün sonlarında bu katı tutumu esneyince göriişleri, öğrencileri ve oğulları tarafından Mesail isimli kitaplarda derlenmeye başlamıştır. Bu derlemeler vefatından sonra da devam etmiş ve adı etrafında oluşturulan kolektif fıkhı birikim Hanbeli mezhebi olarak isimlendirilmiştir.
Sayfa 95 - Sünni Mezhepler. IV Hanbeli Mezhebi.Kitabı okuyor
HİKÂYENİN AHLAKI
Üç büyük tek Tanrılı dinin (Yahudilik, Hristiyanlık ve Islam) kutsal kitaplarına göz atın, hikâyelerden derlemeler göreceksiniz: Cennetten Düşüş, Büyük Tufan, Sodom ve Gomorra, İbrahim ve İshak, Mesihin çarmıha gerilmesi ve yeniden dirilmesi, Baş melek Cebrail'in Muhammed'in içine girerek Allah'ın insanı bir kan pıhtısı ile yarattığını açıklaması... Yaradılış sürecini, 'yapacaksınız' ve 'yapmayacaksınız' emirlerini (bir yazar, İncil'deki emirlerin sayısının on değil, yedi yüz tane kadar olduğunu savunur), hayvanları nasıl kurban edeceğinizi, bir gemiyi nasıl inşa etmenin gerektiğine dair yönergelerin hepsini bir araya toplayın. İşte artık elinizde; insan yaşamındaki en büyük olaylar hakkında dolu dolu bir hikâye koleksiyonunuz var. Orta Doğu kutsal kitapları, vahşet, şiddet, sebepsiz yere cezalandıran zalim bir Tanrı, merhametli ve affedici bir Tanrı, bir yerlere devamlı seyahat eden insanların acıları, aşk ile birleşen ve bu yüzden birçok şeye neden olan kadın ve erkekler hakkındadır.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Fatih Kanunları
Fatih Kanunları: Fatih, emir-ferman formunda çıkardığı birçok kanundan başka iki kanunname ilan etmiştir. Bunlar, İslam hukuk teorisi karşısında kuşkusuz qnemli yenilikler ifade eder. Sadece devlet çıkarı için hükümdarın kendi iradesiyle bağımsız kanunnameler çıkarması, Türk-Mogol töre (türe) ve yasa geleneğine bağlanabilir. Fatih'in, biri devlet teşkilatına, diğeri idare, maliye ve ceza alanlarına ait çıkarmış olduğu iki kanunname,ı6 bab ve fasıllara ayrılmış ve sistemleştirilmiş resmi kanun kodlarıdır. Bu çeşit Osmanlı kanunnamelerinin gayriresmi derlemeler olduğu iddiası yanlıştır. 1596 tarihli I. Ahmed adaletnamesinde, Kanuni Süleyman'ın kanunname yapıp, her şehirde kadılar mahkemesinde amel edilmek üzere gönderdiği açıkça bildirilir. Fatih Mehmed'in devlet teşkilatma ait kanunnamesi, kendi emriyle toplanmış, onun tarafından kontrol edilip tamamlandıktan sonra ilan edilmiş resmi bir kanunnamedir. Kanunnamenin başında padişahın doğrudan doğruya kendisi tarafından yazılmış bir emri vardır ve aynen şudur: "Bu kanunname atam ve dedem kanunudur, benim dahi kanunumdur, eviad-i kiramım neslen ba'de neslin bununla 'amil olalar."
Sayfa 230 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Nur Mesleğinin Hizmet Prensiplerini ihtiva eden "ESASAT-I NURİYE" isimli bu kitab, başta Risale-i Nur Külliyatı üzerinde ihtisas kazanan ve tahkik usulüyle kırkbeş senedir toplama ve derlemeler yapan muhterem Rüşdü Tafral Ağabeyimiz ve İTTİHAD İLMÎ ARAŞTIRMA HEYETİ tarafından uzun bir araştırma ve inceleme neticesinde titizlikle
Sayfa 7 - Sözler yayın
Bilim ve Teknik, Pietro Corsi
Avrupa’nın Geri Kalan Kısmında Bilimsel İlerlemeler * İskenderiye geleneği * İtalya yarımadası V ila X. yüzyıllar arasında teknik ve tarım alanındaki bazı önemli yenilikler dışında bilim ve teknik alanında böyle bir genel çöküş döneminden geçerken, son 20 yılda yürütülen araştırmaların katkısıyla, Avrupa’nın geri kalan kısmında, Akdeniz’de ve
Sayfa 408Kitabı okudu
Reklam
Bir öncekinin biçiminde olan tek bir tümce bile düzme. Yeter ki, özel bir düzen ardında koşmayasın. Shakespeare tümce yapısını nasıl değiştiriyorsa sende öyle değiştir. Tümce biçimlendiren derlemeler yap, bunlar için bir defter tut, bir repertuar hazırla. Kalıp hazır olduktan sonra düşünceler kendiliğinden gelir. Can sıkmamanın, hiç can sıkmamanın gizemi buradadır.
Sayfa 55 - Türkçesi: Salâh Birsel, Nisan Yayınları, İstanbul, 1985Kitabı okudu
Almanya, önümüzdeki bu derlemeler kitabında yer alan Meduza-kılıklı düşüncelerin yarattığı duygusal ve zihinsel bulanıklıklardan çıkıp kendisi için doğru olan yolu bulmadıkça, kendisi için ümit edebileceği bir gelecekten de yoksun kalacaktır. Belki de, "çıkmak" sözcüğü yerine, "sıyrılmak" demek daha doğru olacaktır. Ama, bu
Derlemeler mümkün olduğunca çok az okunmalıdır. Bunlardan tamamen uzak durmak da güçtür, çünkü derlemeler birkaç yüz yıl içerisinde birikmiş bilgiyi küçük bir hacim içerisinde toplayan özet-kitapçıklar da ihtiva ederler.
Şule Yayınları
Sahabi neslinde tefsire kaynaklık edecek nitelikteki rivayetlerin belli başlı kaynaklarından birisi, Hz. Peygamber'in amcasının oğlu, Abdullah b. Abbas olmuştur (ö.68/687-88). Peygamberimiz (sas) vefat ettiğinde İbn Abbas on üç veya on beş yaşlarındaydı. Peygamberimizin hanımlarından Hz. Meymune, İbn Abbas'ın teyzesiydi. Peygamberimiz onun için "Allahım! Onu dinde anlayışlı kıl ve ona tevili öğret." şeklinde dua etmişti. Ayrıca İbn Abbas, geniş bilgisi ve bu sahadaki yetkinliği dolayısıyla, Bahr (deniz-okyanus) ve Hibr (bilgin) gibi unvanlarla anılmıştır. Özellikle Kur'an hakkındaki bilgisi nedeniyle ona, "Kur'ân'ın Tercümam (Tercumânu'l-Kur'ân)" unvanı verilmiştir. O, İslâm'ın ilk dönemlerinde ortaya çıkan siyasi çekişmelere katılmamış, Mekke'de öğrenci yetiştirmekle meşgul olmuş ve kendisine atfedilen bir tefsir okulunun öncüsü olmuştur. İbn Abbas'a dayanan çok sayıda tefsir rivayeti bulunmaktadır. Bunun nedenlerinden biri, Peygamber ailesine yakınlığı dolayısıyla başkalarının ulaşamadığı bilgilere ulaşabilmiş olmasıdır. Ondan gelen tefsirle ilgili rivayetler öğrencileri tarafından aktarılmıştır. Bu rivayetler çeşitli derlemeler hâlinde bir araya Bunların en meşhuru Firûzâbâdî (ö. 817/1415) tarafından derlenen Tenviru'l-Mikbás min Tefsiri İbn 'Abbas adlı tefsirdir.
Resim