Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Nar Ağacı'nın Hasadından Çıkanlar.
Tarihimiz dopdoludur bizim. Her konuda ciltlere bedel olan hatıralarımız, destanlarımız, masallarımız var. Gözyaşlarına gark ettiren acı anılarımız var. Ecdadımızın çilesinin şahitleri rivayetler var. Türlü milletlerle beraber yazdığımız mazimiz var. Aşk var, savaş var, ticaret var, tarih var, acı var, gözyaşı var, cenaze var, dert var, çile var,
Kür-Şad'ın narası yükseldi:
Hazırlanın yiğitlerim! Kanımızın son damlasına, gücümüzün son zerresine kadar ölümüne vuruşacağız. Belki hepimiz burada can vereceğiz lakin öyle bir vuruşacağız ki Türk korkusu Türk'e düşman yürekleri sonsuza kadar esir alırken Türk'ün yiğitliği de dost yüreklere cesaret ve gurur ekecek. Yaptığımız yiğitlik dünya var oldukça dilden dile elden ele geçerek dünyanın her tarafına ulaşacak. Destanlarımiz söylenecek. Adlarımız doğacak Bozkurt balalarına verilerek sonsuza dek yaşayacak. Biz burada uçmağa varacağız lakin mutlaka bizim arkamızdan gelen Bozkurt soylu bir yiğit "Kurt başlı sancaği" düştüğü yerden yeniden kaldırıp Türk'ü özgürlüğüne yeniden kavuşturacak. Uçmağa varsak da kalsak da Utku bizimdir. Gök Tengri yardımcımız olsun.
Kür-Şad'ın Çeri leri öyle coşmuşlardi ki Kür-Şad'ın konuşması biter bitmez hep bir ağızdan haykırdilar.
Varlığımız sana Türk'ün özgürlüğüne feda olsun Başbuğ Kür-Şad!
Sözümüzden dönersek gök girsin kızıl çıksın.
Kür-Şad'ın narası Çin sarayını damla damla eritip Tanrı dağlarını aştı.
Yer yüzünün her zerresine ulaştı.
Kür-Şad ve Çerileri kaybederek kazanmışlardı.
Türk esir edilememişti, ilelebet de esir edilemeyecekti.
Türk Tarihinin el kitabı da diyebileceğimiz bir kitap.
Türklerin Tarih Sahnesine çıkışı ve Ana yurdumuz Türkistan'ın coğrafi özellikleri ile bölgedeki ilk kültür izleri ile başlayan kitapta islam öncesi kurulan Türk Devletleri, Devlet yönetimi, Yazı dil ve edebiyat, Destanlarimiz, Türk lerin kullandığı takvim ve Din inanışları Anlatılmakla beraber Devlet ler arası siyasi ilişkiler detaylı bir şekilde anlatılmıştır.
İkinci Bölümde islamiyetin doğuşu ve yayılması net bir üslüple anlatılmış ve Türk lerin islamiyetle buluşması nın ardından ilk Müslüman Türk Devletleri ve Devlet yapıları anlatılmıştır.
Ayrıca kurulan Devletlerin Kurulmalarına ve yıkılışlarına vesile olan unsurlar işlenmiştir.
Üçüncü Bölüm ve akabinde ki bölümlerde Türk Moğol ilişkileri ile birlikte hangi coğrafya da hangi Türk Devletleri kurulmuştur Bu Devletlerin siyasi, coğrafi, sosyal ve kültürel yapıları günümüze kadar gelen konumları ile ilgili detaylı anlatılmıştır.
İhtiyaç halinde aklınıza gelen Türk Tarihi ile ilgili her konuda açıp baş vurabileceginiz kalitede bilgi yüklü..." HER KÜTÜPHANE de BULUNMASI GEREKEN bir KİTAP "...
Yazarın emeğine saygı duyuyor ve bu güzide eserinden dolayı..."TEBRİK EDİYORUZ
" ÜLKÜ NEFERLERİ GRUBU "
352 syf.
·
Puan vermedi
Türk Destanları ( Türeyiş,Göç, Bozkurt, Ergenekon) o kadar güzel öyküleme yapılarak anlatılmış ki, o anı yaşıyormuş,destanın içerisindeymişsiniz gibi hissiyata kaptırıyorsunuz kendini. Kurtuluş Savaşı Destanını anlatarak bitirmeside ayrı bir mükemmellik. Herkes okumalı, çocuklarına okutmalı. Keyifli okumalar, zaten okursanız keyifli olacak
Ince Memed'den sonra Ağrıdağı Efsanesi'ni okuyunca anladım ki Yaşar Kemalin kalemi nerde olsa anlaşılır. Onu tekrar okumak güzeldi.
Iki konu var değinmek istediğim.
Birincisi Osmanlıya karşı olan olumsuz düşüncelerini çok açık belli etmiş.
Ikincisi dillere destan bir sevda yine ayrılıkla sonlanmış.
Nedendir bilmem ama bu sefer mutlu son bekledim, fakat ayrılık hayal kırıklığına uğratmadı, tek gerçek olduğunu çok çabuk kabullendim.
Bizim destanlarımız bize sevdanın ulaşılmaz olduğunda sevda olduğunu öğretiyor hep.
Abdi gider Hamza gelir.. Hamza gider Ali gelir, Mehmet gelir... Her ay bir kitabını okuduğumuz Ince Memed'in 2. kitabıyla karşınızdayım. Hep duyduğumuz destanlarımız, kahramanlarımız var ya işte onların nasıl ortaya çıktığını apaçık gözler önüne seriyor bu kitap. Bir tane İnce Memed diye bir adam var, köylülerden biri 1.90 boyunca iri yarı bir adam diyor, başka biri ufacık tefecik bir genç, öbürkü kurşun işlemez bir şahin diye anlatıyor. Kulaktan kulağa herkes bir şeyler ekleye ekleye kahraman yaratıyorlar kendilerine. İlk kitapta olaylar daha fazlaydı, daha heyecanlıydı. Bu kitap biraz daha durgun gidiyor, Memed çoğu zaman saklanıyor, genelde diğer karakterlerle ilgili şeyler anlatılıyor.
256 syf.
·
Puan vermedi
Replika romanların çağından geliyorduk. En hazin öykülerin kangren tufanı trajedisi, sansasyonel aşk hikayelerinin müstehcen pastöryeleri, halihazırda mukavva kıvamına getirilen tarihin oynaşmaya müsait zeminine fayans takviyesi ve daha nicesi. Her biri yaşamaya değer bir hayat numunesi uzatıyordu kendi zaviyesinden. "Yaşamaya değer"
Issız acun kaldı mı..
Türk Tarihinde çok bilinmeyen, kiminin destan diyip inanmadığı kahramanımız Saka hanı Alp Er Tunga’nın hayatını anlatan roman.
Ahmet Haldun Terzioğlu her zamanki gibi sade bir dil kullanmış. Kitap, kitap okumayı sevmeyenlerin dahi kolaylıkla okuyabileceği bir anlatıma sahip. Hikaye oldukça akıcı ilerliyor ve Türk törelerine sürekli değiniyor yazarımız. Türkçe kökenli kelimeler kullanmakta gösterdiği özen de kitaba artı puan ekliyor benim nezdimde.
Sakaların hanı, destanlar destanı Alp Er Tunga, kahramanımız. Eskiden Türkler kahramanlarını yazmazdı, nesilden nesile anlatıldıkça hiç unutulmaz sanarlardı. Bu yüzden günümüzde fazla kanıt içermeyen bu destanların gerçekliğine inanıyorum. Adını hak etmeden ad alamadıkları zamanlarda, hak etmedikleri yiğitliklerle anılmaları düşünülemez. O zaman destanlarımız bizimdir, gerçektir, tarihtir.
“Destana inanmayan kişioğlunun usundan şüphe etmeli!”
