Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

dewymoon

dewymoon
@dewymoon
Sıkı Okur
"Saçlarımla ne yapacağını bilemeyenler Bir gün onları kaybederler..."
384 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Önce kitap mı okunmalı?
Evet! Önce kitap okunmalı. Çünkü fantastik roman okuyorsan öykü dekorlarını yaratıcılığın ile kafanda kendin oluşturmalısın ki hikaye daha canlı olsun kafanda. Ama tersten gittim ve önce diziyi izlemiştim. Bu nedenle her zamanki fantastik romandan aldığım tadı alamadım. Olsun. Sağlık olsun. Ama şöyle bir şey var ki dizide Alina'nın duygu durumlarına dair çok fazla tasvir yoktu, en azından dizi ile kitabın güçlü yönlerini kafamda birleştirip daha sıkı bir karakter profili yakalamış oldum. Yine de tavsiyem önce kitabı okumanız olur. Keyifli okumalar.
Gölge ve Kemik
Gölge ve KemikLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20136,3bin okunma
Reklam
376 syf.
8/10 puan verdi
·
197 günde okudu
Süründü...m...
Sonunda bitti dediğim kitaplardan biri oldu. Okuması güç bir kitap, anlamak için çok uğraşmak gerekiyor. Her argüman üzerinde saatlerce düşünüp hayatı sorgulamaktan bitiremiyorsunuz. Ayrıca bilgi güçtür ve güç bazen saklı kalmalıdır. Bu sebeple kendisini geliştirmek isteyen okusun, meraklısı okusun diyor keyifli okumalar diliyorum.
Gurdjieff ve Ouspensky Öğretisi Üstüne Psikolojik Yorumlar
Gurdjieff ve Ouspensky Öğretisi Üstüne Psikolojik YorumlarMaurice Nicoll · Bilyay Yayıncılık · 201528 okunma
282 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bu bir iç hesaplaşmadır. Ya da hesaplaşamama?
Sihirli bir şeyler var... Zaman zaman kaybettiğim zaman zaman bulduğum ve sıfırlanma anlarında en çok hissettiğim sihirli bir şeyler... Böyle bazen kulaklığımı takıp bir yerden bir yere doğru yürürken ağaçların altında tazeleyen bir şeyler. Ama sonra yine aynı döngünün içine girdiğim, bayatlayan bir şeyler de var... İkisinin dengesizliği insanı
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
191 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
"Oturarak çalışamıyorum ben."
Meğer bundanmış; bedenimin yürümekle ilgili bir arzusu varmış da onu görmezden gelirken anca bu kadar görmezden gelinebiliyormuş. Yürümek sakinlik, yürümek dinlenmek, yürümek kendini bulmak, kendinden gitmek, kendine gelmek... Zihnin hem durmasını hem çözümlere açılmasını sağlayan yegane eylem. Hımmm... Bir de şey var aynısından, yüzmek. Ama konumuz bu değil. Belki bir gün yüzmenin de felsefesi yazılır. Kavramların hepimiz için anlamları farklı olabiliyor, yürümek de öyle ve sizin için hangisi olduğunu bilemiyor olabilirsiniz. Olabilir... Bazen dışardan bir tanım da gerekiyor. Sanki dilinizin ucunda ama hani gelmiyor ya, sonra "hah işte evet bu!" diyorsunuz, onun gibi... Kaçmak, kovalamak, bulmak, bulunmak, görmek, gezmek, ara vermek... Peki sizin için, yürümek ne demek?
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
424 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Sevgi bir sihir ve delilik sihirle bağlantılı ise sevgi deliliktir.
Ormanda bir kötülük var evet, şehrimizde de bir kötülük var. Ve genelde hikayelerdeki kötülük göz önündeki kötülükten daha korkutucudur. Bundan olsa gerek içinde bulunduğumuz durum bizi rahatsız etmez de gelebilecek kötülük olasılıkları, söylentileri yaşantımızı yönlendirir. Ve korku; toplumu yönetmenin, yönlendirmenin en kolay yoludur. Ve umut, ve merak, ve sorular... Düzenin düzensizliğinin başlangıcıdır... Ve acı... İçimize gömdüklerimiz... Kalbimizin mezarlıkları... Orada olduklarını belki de artık hatırlayamadığımız hatıraların yarası, izi, acısı... Çaresi olmayan... Ve sevgi... Görüntüden, şekilden, amaç ve isteklerden bağımsız, dönüşü olmayan... Bazen her an gözlerimizden saçılan, bazen sıcak bir sarılış ya da dokunuş, bazen de huzurlu bir susuş... Bir pusula... O burada, o burada, o burada... Hep inandığım ve söylediğim gibi, her kitap hayatımızın bir anına denk gelir ya da hayatımızın bir anı bir kitaba... Ve bu kitabın an'ı balkonumuzda, uçmayı öğrenene kadar besleyeceğimiz, yuvasından düşmüş yavru bir kırlangıç... Büyükanne...
Ay Işığını İçen Kız
Ay Işığını İçen KızKelly Barnhill · Hep Kitap · 201785 okunma
Reklam
114 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Şiirle masal anlatmak. Hem de ne masal, sarhoşluğun hıçklarını kendi göğsünde hissettiren masallar, sarhoş masallar, ayık masallar, kedilerin yumuşaklığını teninde hissettiren, kedili masallar, kırık masallar. Şiirlerin içine masallar saklamışlar. Şairle ben çok yakınız. Korkarsın. Kork, faili meçhul değil. Altı çizili mısralar kitaplıkta. Belki bir gün okur, içimi anlarsın diye. "İçim ezildi geçen gün/Geçen ay, hatta geçen yıl da biliyorsun/Sen yanımda olmadığından." Ama okumazsın. Okusan anlar mıydın, 90. sayfayı? Kimse anlayamaz. Anlaşılmadığımdan olsa gerek, anlardık bence şairle biz birbirimizi. Acılı sesler, acılı şiirler, acılı şeyler... Seviyorsak demek ki. Hiç de sevmem halbuki. Sevilmeyen saçlarımı uzun tutmak için direniyorum. Sıkı direnişçiyim. Eyvallahım var maşallahım yok. "Saçlarımla ne yapacağını bilemeyenler/Bir gün onları kaybederler." Kaybedeceğin günü bekliyorum. Bu kitabı da kaybede kaybede sonlandırıyorum, bir sonraki kitabı içinde bulmuşluğumla... (Grafon Kağıtları'nda da Palyaço'yu bulmuştum. Diyorum ya anlarmışız biz birbirimizi, yaşasa...) Keyifli acılar diliyorum.
Pulbiber Mahallesi
Pulbiber MahallesiDidem Madak · Metis Yayıncılık · 20079,2bin okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
Pencere, kuşlar ve ay... Gündüz ve gece... Güneş... Ölen bir yıldız. Şair olmak şiiri yaşamak demek. Şiir okumak her mısrayı ilmek ilmek ruhunda hissedebilmek... Hüznü, acıyı, aşkı hissedebilmek okurken, hissettirebilmek... Söyleyeceklerim bu kadar.
Yeryüzü Ayetleri
Yeryüzü AyetleriFuruğ Ferruhzad · Demavend Yayınevi · 20213,365 okunma
112 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tuttarsızlığın tutarlılığı... Kendisinin de dediği gibi her an değişiyor ve şimdi neyse o. Aforizmaları böyleyse denemelerini de okumak lazım sanırım. Kısa kısa ama üzerine düşünülmesi gereken sözlerle yorulduğumuz zamanlara dinlendirici niteliğinde okunabilecek bir kitap. Yalnızca yazım yanlışları biraz rahatsız etti okurken, o da dip not olsun. Okuyacaklara keyifli okumalar.
Yavaşladıkça Çoğalıyorum
Yavaşladıkça ÇoğalıyorumMontaigne · Aylak Adam Yayıncılık · 2016613 okunma
210 syf.
9/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Herşey zıddıyla anlamlı.
"Yaşamaya devam etmek zorundaydım." Çünkü böyledir yaşamak, öldüm dedikçe öldürmeyen... Gösteren koklatmayan, durmak gereken yeri bilmiyorsak eğer verdiyse alan... Aldığını farklı suretlerde veren... Başına gelen değil, başından geçen... Eğer hala öldüremediyse gün gün olgunlaştıran, bilgeleştiren... Tabii pes etmek her zaman olası bir seçenek, cepte duran. "Yaşamaya devam etmek zorundaydım." Çünkü ben vazgeçtikçe yeni bir kitap ve yeni mesajlarla karşıma çıkan yine Yaşamak... İkna edilmek istiyor demek ki insan. Devam etmeye güç bulamadığında, tükendiğinde, tutunacak değilde tutacak bir dal bekliyor düşerken. İçimdeki küskün çocuğun hayal ettiği, çizgi filmlerdeki gibi. Büyüdüm sandığınızda sıkıcı, bilindik ve beklendik. İnceldiği yerden kırılacağını bile bile... Böyle işte Yaşamak; okursanız eğer, tam olarak böyle bence.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,7bin okunma
330 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
En kıskanılan organ... Eskiden varlığını bildiğim, artık olmayan kanatlar...
Ve artık asla var olmayacaklar... Kitap biterken ateşe doğru gidiyordu ki bulunur sandım, bulunmadı adalet... Hava'yı ateşe bağlamışken merakla ateşi bekliyorum. "Bazen durmak, güç toplamak için geri çekilmek ve beklemek gerekir." Tek cümle ile özet. Benim için, şu anki yaşadıklarım için önemli, yol gösterici bir cümle. Çünkü her kitap bize neye ihtiyacımız varsa onu gösterir. Yine. Beklemenin sonuna gelmiş olmalıyım sanırım.
Hava
HavaBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20181,767 okunma
Reklam
200 syf.
8/10 puan verdi
·
49 günde okudu
Sevgili Anne-Babalar Biz Bir Şey Yapmıyoruz, Çocuğun Göreviymiş Bu...
Olayın özeti şu; "...ebeveyn işi kolaylaştırır ve yönetir. Tuvalet eğitimiyle yeni ve bağımsız bir dünyaya açılacak ve buna kendisini hazır hissedecek olan çocuktur." Peki o zaman ben ne yapacağım? Tamam, kitap boyunca bunu anladım, çocuğun hazır olması gerek ama peki ya ben? Eğitime başlamayı her düşündüğümde sarıyor beni bir
Stressiz Tuvalet Eğitimi
Stressiz Tuvalet EğitimiSara Au · Gün Yayıncılık · 201264 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
Lanettir İnsan Olmak...
"Göztepe'de bir kızın izinde yıllar geçer. Gerçeği yiter, hayali alır yerini. Hakikat çoğu zaman o düşün pençesinde can çekişir. Birinin açıklaması gerekir doğanın doğasını... Eğer suç olsaydı sevişmeler ve aşk, Tanrı yaratır mıydı?" Bir mavi bitti... Çok şairane bir cümle sanmayın bunu; her cümlenin altını çizmekten, kitap için
Bu Roman O Kız Okusun Diye Yazıldı
Bu Roman O Kız Okusun Diye YazıldıEnver Aysever · Doğan Kitap · 2019397 okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Aşıksız Maşuk, Maşuksuz Aşık Bu Kadar Oluyor
Belki hepimizin içinde vardı birer Kafka... Bazılarımız öldürene, bazılarımız yok sayana, bazılarımız da umudunu kesene kadar! O değil de ıspanak yemeğine benziyor aşk. Gerçekten yenebilir bir yemek olman için kumlarından arınman, çok iyi yıkanman gerekiyor. Bir de pişmeden önce kabarık kabarık tencereye sığmayan sen, pişince bir avuç kalıyorsun... Yok! Olmadı... Kafka kadar siyah bakamıyorum, Kafka kadar morlaştıramıyorum aşkı. Belki de bu yüzden çok durağan ve boğucu geldi bu mektuplar bana... Aşk kırmızı bir dans, beyaz bir bulut, dibi görünmeyen yeşil bir vadi olmalı. Bir de samanlar var tutuşunca, turuncu turuncu... Ama o başka bir konu. Keşke Milena'nın cevapları da olsaydı ve bu kadar havada kalmasaydı bu mektuplar. Bir Kafka'yı bir Milena'yı görseydik mektuplarda da o duygu daha güzel geçseydi... Yanlış anlaşılmasın, koskoca Kafka'ya lafım yok; aşkın heyecanı, umudu, beklentisi, zamanla sıradanlaşması, korkuları, hayal kırıklıkları, umutsuzluğu, vazgeçişi, kaybedişi ve kapanışı sırasıyla ancak bu kadar naif ifade edilebilirdi. Ama Milenasız bir Kafka, tek başına bu aşkı yaşatamıyor koskoca kitapta. Yani hem beğendim hem de biraz boğuldum. Belki de Milena'yı kıskanmışımdır. Bir Milena olmak vardı şu hayatta... Aşkta heyecan, aksiyon aramıyorsanız okumaktan keyif alacağınız bir kitap, keyifli okumalar.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Koridor Yayıncılık · 202354,7bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Olamayan Olaylar!
Yüzüncü sayfaya kadar bir olay gelişecek diye bekledim. Yüz, yüz elli arası kafamda bir son oluştu. İki yüzde artık bu son gerçekleşmeye başlamalı dedim. İki yüz kırk sekiz oldu, hiçbir sey! E daha karpuz kesecektik? Marie gelecekti? Boynuna sarılmadan gidemeyecekti, Züpfner ile? Ya da giderse kesin boşanmış olacaktınız? Belki de en iyisi intihar etmeliydin! Palyaço bir meslek değil! Palyaço bir topluluğun reklam yüzü... Dinin toplumları köleleştirişine, insanların sorgulamadan kabul edişlerine, bu kabulleri yüzünden vicdanlarının seslerini kulak arkası edişlerine, insanlıktan çıkışlarına karşı gelen bir topluluğun reklam yüzü! Olaylar Alman Katolikliği çerçevesinde yaşanıyor olsa da hikâyenin özüne hangi dini koyarsanız koyun, dinin toplum nezdinde yaşanışındaki çarpıklığı gözler önüne serecektir. Özellikle erkek egemen dünyada; evliliğe ve kadınlara, kadın haklarına dair toplum bakışına bu çerçevede bakmamı sağlamıştır ki; bir kağıt parçasına atılan iki mürekkep lekesinden ibaret olmadığını ve olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani Marie; dönmeliydin, hatta seviyorsan hiç gitmemeliydin! O güzel günleri bir fincan kahve gibi dökmemeliydin... Keyifli okumalar...
Palyaço
PalyaçoHeinrich Böll · Can Yayınları · 20141,512 okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Bulutlar Mavi Gökyüzü Beyaz Olabilirdi İnansaydık
Hiçbir şey tesadüf değildir. Bunca pembenin, morun içinde bir mavi bulmak da öyle... Belki bu satırları anlamadınız ama şöyle anlatayım; Garapon Kâğıtları ve Palyaço'yu (Heinrich Böll) birlikte koymuştum çantama, okumak üzere. Şiir kitabı kısadır, çabuk biter ve Palyaço'ya geçerim diye düşünmüştüm ve Grapon Kağıtları'nın içindeki şu mısralardan habersizdim; "Aşık olduğu için kahve döküyordu terliklerine Heinrich Böll'ün Palyaço'su Mary onu bırakıp gitmişti, yalnızdı." İşte bu yüzden böyle anlamsız bir cümle ile başlıyorum satırlarıma... Pembelerin içinde bir mavi ile... Tesadüf diye bir şey yoktur ve bu bana bir işaretti. Hatta bayım! Size de bir işaret ama gerek yok artık işaretsiz size! Ve Didem Madak'ın mısraları ile devam ediyorum kalbinize olan mırıldanmalarıma; "Elmasın çatlarken çıkardığı sesi duyuyor musun, Bedenime çarpan incilerin sesini? Bir kadeh içindeki tozu üflüyor Her şeyi bir veba salgını gibi hatırlayarak Bekliyorum beklediğim neyse onu. ... Aslında hiç istemiyorum ama Ne yapsam rutubetim sözlere bulaşıyor Kalbiye." İncecik bir kitap; bir kadın kadar ufacık, narin şiirler... Ama su gibi şiirler, göl gibi şiirler; bir ırmak, bir şelale gibi... Her birinin sonunda bir damla gözyaşı arası konmuş; huşu ile karışık hüzün eşliğinde şiirler. Ve beni Didem Madak ile tanıştırdığı için
OKUNMUŞ KÜTÜPHANE
OKUNMUŞ KÜTÜPHANE
ye bu şiirler gibi teşekkürler... Keyifli okumalar...
Grapon Kâğıtları
Grapon KâğıtlarıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 201214,1bin okunma
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.