Nazım Hikmet denilince akan sular durulur zaten. Şiirlerinin güzelliğini kanıtlamak için bir incelemeye de ihtiyaç yok ki , hepsi kendini kanıtlamıştır. Fakat biraz bahsetmek gerekirse; Nazım Hikmet’in hapishane şiirlerine , sevgililerine ve milletine yazdığı şiirlere yer veren derleme şiir kitabı Nazım Hikmet’i tanımak için güzel bir başlangıç olabilir. Önce en arka sayfada yer alan biyografiyi okumanızı öneririm , şiirleri daha anlamlı gelecektir. Okudukça aldığınız haz katlanıyor Mavi gözlü devin şiirlerini. Dillere pelesenk olmuş Piraye’ye , Vera’ya , vatan özlemine yazılan şiirlerini okumak isterseniz bu derlemeyi edinmenizi öneririm. Fazla söze gerek yok , iyi okumalar :)
"Ahh Romeo, neden Romeo'sun sen" ifadesi, kitabı okumasanızda sokak da dahil olmak üzere her yerde duyabileceğimiz dillere pelesenk olmuş bir repliktir. Bu ifadeye kulak vermek isteyenler tiyatroya, ifadeyi satırlar arasında aramak isteyenler kitapçıya gitmeli. Eser tiyatro niteliği taşıdığından okurken kendinizi bir tiyatro sahnesinde Romeo veya Juliet olarak buluyorsunuz. Hayalinizdeki tiyatroyu bir an olsun bitirmek istemiyorsunuz ve bu yüzden eseri bir solukta okuyabiliyorsunuz. Gerçek sevginin ve acının birlikte tonlandığı eserde duygu durumunuz, karakterler ve olay akışıyla beraber değişiklik gösteriyor ve son sayfalarla aranızdaki mesafe azalınca içinizi bir hüzün kaplıyor. https://1000kitap.com/kitap/kitap--176155
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,8bin okunma
Kaydedilecek, dillere pelesenk olacak, kalbe ve ruha dokunur o kadar güzel cümleler var ki, inanın hangisini alıntılayacağımı şaşırdım... Sizin de benim gibi aynı duyguları paylaştığınızdan eminim.
Kum ve KöpükHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013bin okunma
Bilhassa Batı medeniyetinin İslam ülkelerine baskıda bulunduğu dönemlerde yaygınlık kazanan ve hala kurtulamadığımız bir hastalık kemirmektedir zihinlerimizi: Batı'nın maddi yani teknik gücü karşısında yılgınlık. Bu yılgınlık, çıkış yolu arayan birçok düşünce adamına şöyle bir çözümü ilham etmiştir: Çağın (yani Batı'nın) maddi gücünün esası olan teknolojiyi benimseyelim ama onun ahlaki ve fikri değerlerini kendimizden uzak tutalım. Bu konuda Japonya örneği de dillere pelesenk edilmiştir. İlk bakışta son derece yerinde bir çözüm yolu gibi görünen ve birçok insanın samimiyetle gerçekleşeceğine bel bağladıkları bu yaklaşım, aslında meseleyi hiç anlamamaktan doğan bir ifadedir. Seçmeciliği günlük hayatımıza hakim kılmaktan başka bir işe yaramayan ve aslında bizi bugün yaşadığımız rezilane durumun pek uzağına götürmeyecek bir çözüm.
Dillere pelesenk olmuş meşhur "hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için," sloganını bilmeyen, gördüğü başarılı her üç kişilik ekibi “üç silahşörler” diye adlandırmayan muhtemelen yoktur. Dostluğun gücünü, birlikten doğan kuvveti anlatan bu gelmiş geçmiş en güçlü sloganın yaratıcısı; birbirinden farklı karakterde